Kardeşi Cemil Kırbayır gözaltında öldürülen Mikail Kırbayır, Üskül'ün itirafının ardından bianet'e yaptığı açıklamada, "Sonuçtan tatmin olmadık. Cenazesinin de bulunmasını ve sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, dün (14 Nisan) yaptığı açıklamayla 12 Eylül darbesinin ardından kaybedilen Cemil Kırbayır'ın gözaltında öldürüldüğünü itiraf etmişti.
"Zaman aşımını kabul etmiyorum"
Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır şöyle konuştu:
Biz 31 yıldır mücadele veriyoruz. Bütün kayıp yakınları, insan hakları savunucuları büyük bir mücadele içerisinde. Yıllardır verilen bu kavganın sonucunda olay TBMM'ye taşınabildi. Ancak bu çıkan sonuçtan tatmin olmadık.
Ölüm haberini aldık ama biz cenazesini bekliyoruz. Nereye gömülü olduğunu öğrenmek istiyoruz, bunun için uğraş vereceğiz.
Ayrıca, kardeşimin ölümüne sebep olanların cezalandırılması gerekir. Zaman aşımı buna engel olacak bir gerekçe değildir, bunu kabul etmiyorum. Çünkü bu bir insanlık suçudur. Elleri, gözleri bağlı, çıplak bir insanı işkenceyle öldürdüler. Yapılanlar 12 Eylül darbesinin devlet politikasıydı.
Hukuki süreçlere başvurmadan önce komisyonun raporunu tamamlayıp vermesini bekleyeceğiz. Zaten Kars Cumhuriyet Savcılığı 23 Şubat'ta soruşturma başlatmıştı. Bizzat Başsavcı Adem Yazar soruşturmayı sürdürüyor.
Gözaltında kaybolmuş olanlar, kaybolacakların garantisi olmasın. Herkesi kayıp yakınlarına destek vermeye ve Cumartesi Anneleri'nin yanında olmaya çağırıyorum. Bir daha bu kayıplar yaşanmasın.
"Bunun için neden dört yıl beklediler?"
bianet'e konuşan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ise komisyonun bu araştırmayı yapmak için neden dört yıl beklediğini sordu ve "yasama döneminin bitmesinin" mazeret olamayacağını söyledi.
Birdal şunları söyledi:
"Ben daha önce toplu mezarlarla ilgili komisyona başvurduğumda, inceleme yapılamayacağı söylenmişti. Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla bu çalışma başlatıldı. Hemen Almanya'ya kadar gidip, Kırbayır'a yapılan işkenceye tanık olmuş kişilerle konuştular. O günlerde gözaltında olanların bilgisine başvurdular. Dört yıldır hak ihlalleri gizlenirken ne oldu da yasama dönemi biterken bu açıklama yapıldı? İnsanlığa karşı işlenen suçlar için zaman aşımı veya "yasama dönemi" gibi mazeretlere sığınılamaz."
"Böyle öldürülen yüzlerce insan araştırılmalı"
İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Öztürk Türkdoğan da, Üskül'ün açıklamasıyla ilgili şu yorumu yaptı:
"Bildiğim kadarıyla, daha önce resmi bir ağızdan böyle bir açıklama gelmemişti. Ancak resmi bir komisyon Üskül'ün söylediği gibi "vicdanlara seslenmenin" ötesinde etkili bir soruşturma yürütmekle yükümlüdür.
Üskül, 'Bilgisi olan konuşsun' diyor ancak o dönemde o bölgede görevli olan polislerin, askerlerin kimler olduğu resmi belgelerle kayıt altına alınmış durumda.
12 Eylül darbesinden 1984'e kadar olan dönemde birçok insan böyle öldürüldü. Bu olaylarla ilgili hiçbir etkili soruşturma yapılmadı, dosyalar kapatıldı. O dönemle ilgili bütün dosyaların açılması gerekir, tek kişinin akıbetini incelemekle olmaz. Diğer yüzlerce insan ne olacak?" (AS)