Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel İş Sendikası Kamu İstihdamı raporunu yayınlandı. 12 sayfalık raporda, 2016-2017 döneminde kamu istihdamında yaşanan değişimler güncel veriler üzerinden gözler önüne serilirken, kamuya geçen taşeron işçi sayısı da net olarak ifade ediliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu 16 Nisan 2018’de yaptığı basın toplantısında 900 bin işçinin kadroya geçtiğini açıklarken raporda bu sayı, 744 bin 342.
Hazine ve Maliye Bakanlığı BÜMKO Genel Müdürlüğü ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden toplanan veriler üzerinden hazırlanan rapordan öne çıkan detaylar şöyle:
* Her 100 kişiden 87’si özel sektörde, 13’ü ise kamu sektöründe çalışıyor.
* Yerel yönetimlerde en fazla istihdam artışı belediye şirketlerinde oldu.
* 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında taşeron şirketlerden merkezi idarelere ve yerel yönetimlere bağlı şirketlere geçiş yapan işçi sayısı 744 bin 342.
* Merkezi idarelere geçiş yapan işçi sayısı 393 bin, belediye şirketlerine geçiş yapan işçi sayısı ise yaklaşık 350 bin.
* 2017’de kamuda istihdamın yüzde 78,6’sı memur, yüzde 6,8’i sözleşmeli personel, yüzde 11,2’si işçi, yüzde 0,5’i geçici personel ve yüzde 2,8’i diğer başlığı ile istihdam edilenlerden oluşuyor.
* 2016-2017 döneminde sözleşmeli personel sayısı 65 bin 917 kişi (yüzde 36) artarak 246 bin 294 kişi oldu. Aynı dönem içerisinde memur sayısı ise 23 bin 181 kişi azalarak 2 milyon 831 bin 62 oldu.
* İşçi sayısı son bir yıllık dönemde 4 bin 125 kişi azalarak 404 bin 68’e düştü.
* Adı konulmamış bir güvencesiz istihdam biçimi olan “Diğer” başlığı altında ise istihdam 4 bin 430 kişi artarak 101 bin 666.
* 2016-2017 döneminde kamu sektöründe istihdam artışı 41 bin 196 kişiyle 3 milyon 602 bin 735 olurken, özel sektörde istihdam artışı 941 bin 804 kişiyle 24 milyon 585 bin 265 oldu. Özel sektörde istihdam, kamu sektörünün 7 katına ulaşmıştır. Çalışma hayatında her 100 kişiden 87’si özel sektörde, 13’ü ise kamu sektöründe çalışıyor.
* 2018 Haziran ayını içeren altı aylık süreçte ise toplam istihdam içerisinde kamu sektörünün payı yüzde 14,1’e yükseldi. Bunun 24 Aralık 2017’de çıkarılan 696 sayılı KHK ile personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım yöntemi ile taşeronlarda çalışan işçilerin merkezi idarelerin sürekli işçi kadrosuna ve yerel yönetimlerde belediye şirketlerine geçirilmesinden kaynaklandığını söyleniyor.
* Sözleşmeli personel sayısı da bir önceki yıla göre 889 kişi artarak 14 bin 78 kişi oldu.
* Kamuda daha güvenceli istihdam biçimleri olan memurluk ve belediyelerde sürekli işçilik kadrolarında ise azalma görülüyor. Belediyelerdeki sürekli işçi sayısı bin 716 azalarak 78 bin 257’ye düştü.
* 21 Temmuz 2016 - 17 Temmuz 2018 arasındaki OHAL döneminde herhangi bir somut gerekçe ya da kanıt sunulmaksızın, sadece ‘terör örgütüne aidiyeti, iltisakı ya da irtibatı bulunduğu’ gibi genel iddialarla 125 bin 678’i kamu görevinden çıkarma olmak üzere toplam 131 bin 922 kişiye tedbir işlemi uygulandı.
* OHAL sürecinde alınan tedbir kararlarını incelemek üzere, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kurulmuş ve 22.05.2017 tarihi itibariyle çalışmalarına başladı. 17/08/2018 tarihi itibariyle Komisyona yapılan başvuru sayısı 118.660’tır. Komisyon tarafından verilen karar sayısı ise (1.900 kabul, 28.100 ret olmak üzere) 30.000’dir. 88.660 başvurunun ise incelemesi devam etmektedir. OHAL sürecinde kamuda ihraçların en çok olduğu kurumların başında Milli Eğitim Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı geliyor.
Raporda OHAL’in DİSK üzerindeki etkisi de şöyle ifade ediliyor:
"Çalışanların hakları tırpanlanıyor"
Raporu hazırlayanlardan DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası Uzmanı Özgün Millioğulları, raporun verilerinin Türkiye’de kamuda çalışanların da güvensizleştirildiğini gösterdiğini söylüyor:
“Devlet çalışma alanında güvencesizliği yayıyor. Özel sektör istihdamı kamunun yedi katı kadar fazla çalışan 100 kişiden sadece 13’ü sadece kamuda çalışıyor. Türkiye’de çalışanların hakları her geçen yıl tırpanlanıyor.”
Taşeron işçisiyken yerel yönetimlere geçenlerle merkeze geçenler arasında hak anlamında farklılıklar olduğunu söyleyen Millioğulları, “Amasız, fakatsız” talebini yinelediklerini vurguluyor:
“Yerel yönetimlere geçenlerin özlük hakları yok, toplu sözleşme hakları yok. Kadroya geçtiler ancak kadroların kullandığı haklardan yararlanamıyorlar.