"Birtan Altınbaş'ın ölümünü ortaya çıkaran ve suç duyurusunda bulunan İHD Ankara Şubesi'dir" diyen Öndül, 13 yıldır Altınbaş davasının sonuçlanması için mücadele ettiklerini hatırlattı.
İHD'nin dün (Perşembe) "2003 Yılı Hak İhlalleri Raporu"nu açıkladığını söyleyen Öndül, "Türkiye'de insan haklarının Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı'nın raporuyla gündeme gelmesi talihsizliktir" dedi.
İnsan Hakları Danışma Kurulu yeniden yapılandırılmalı
Bakan Çiçek'in ABD Dışişleri Bakanı Powell'ın Dışişleri Bakanı Gül'e gönderdiği mektupta Birtan Altınbaş'a yer vermesinin ardından açıklama yaptığını vurgulayan Önen ise, Türkiye'de yargı süreçlerini etkileyen mekanizmalarla mücadele edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de devlet ve hak örgütleri arasındaki ilişkinin gelişmesi yönünde bazı girişimler olduğunu ancak yetersiz kaldığını söyleyen Öndül ve Önen, İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti.
"Hak izleme kuruluşları baskı görüyor"
Türkiye'de hak izleme kuruluşlarının özellikle de TİHV ve İHD'nin baskı gördüğünü söyleyen Önen, "sivil toplum kuruluşlarının özerk ve bağımsız çalışma koşullarının sağlanması gerektiğini" vurguladı.
"ABD'nin hak ihlalleri raporuyla hem kendisine yönelik eleştirileri azaltmayı hem de insan haklarını kendisinin savunduğu iddiasını sürdürmeyi hedeflediğini" söyleyen Öndül ise, "İnsan hakları bayrağını insan hakları savunucuları taşır. Devletlerin, buna yalnızca saygı göstermesi gerekir" dedi.
Önen ve Öndül, görüşlerini bianet'e açıkladı:
Önen: İnsan Hakları Danışma Kurulu, amacına ulaşmıyor
* Türkiye'de devlet ve sivil toplum kuruluşları arasında diyalog süreci başladı. Sivil toplum kuruluşları, resmi insan hakları kuruluşlarına çağrılır oldular. Ancak, insan hakları örgütlerinin öneri ve taleplerine kulak asılmıyor.
* Bunun en çarpıcı örneği, İnsan Hakları Danışma Kurulu. Sivil toplum örgütleri bu topluma çağrıldı, katıldı; ancak bu kuruluşlara danışan hiç kimse olmadı.
* Sivil toplum kuruluşlarını kamulaştırmadan, devletleştirmeden, özerk ve bağımsız çalışma koşullarını sağlayıp; onların önerilerine kulak verilmesi gerekir. Türkiye'nin de imza koyduğu uluslar arası sözleşme ve anlaşmalara göre, insan hakları kuruluşlarının korunması, dile getirdikleri sorunların üzerine gidilmesi lazım.
Öndül: Yurttaşlar resmi kurullara güvenmiyor
* İHD, İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun ilk toplantısına gözlemci olarak katıldı. 6 Mayıs'ta İHD basılınca, 9 Mayıs'ta yapılan toplantıya katılmayacağını ve kurula üye olmayacağını açıkladı.
* İnsan Hakları Danışma Kurulu, önemli çalışmalar yapma potansiyeli taşımasına rağmen, iç tartışmaları nedeniyle verimli olamadı. Bu tartışmaları aşabilmek için, kurulun yeniden yapılandırılması gerekiyor.
* Ancak asıl sorun, 81 il ve 845 ilçedeki insan hakları il ve ilçe kurullarında. Yurttaşlar bu kurullara veya devletin bu amaçla kurduğu kurullara güvenmiyor.
* Liberal Düşünce Topluluğu'nun Aralık 2002'de 15 ilde 3 bin 60 kişiyle gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasına göre, yurttaşların Türkiye'de en çok tanıdığı ve çalışmaları hakkında en olumlu kanaat gösterdiği insan hakları kuruluşu İHD.
* İl ve ilçe kurulları ile başbakanlık insan hakları başkanlığı ise, hem en az tanınan hem de hakkında en az olumlu kanaat beslenen örgütlerdir. Bu örgütlere yönelik olumlu kanaat oranı, yüzde 20'ler seviyesinde. (BB)