Helsinki Yurttaşlar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Bülent Atamer de, Dernekler Kanunu'na ilişkin yaptıkları tüm çalışmalara rağmen yasanın, sivil toplum kuruluşları dışında, bir oldu bitti ile Meclis Genel Kurulu'nda tartışılmadan düzenlenmesini eleştiriyor.
Atamer, "Yeni düzenlemeyle yurt dışından fon kullanılabilmeli, devlet bu konuda engelleyici olmamalı" görüşünde.
Cumhurbaşkanı Sezer, Dernekler Kanunu'nu Meclise kısmen iade gerekçesinde "Derneklerin siyasi partiler ile yurt dışından yardım kabul etmesinin ve siyasi partilere yardım etmesinin, Anayasanın 69. maddesinin siyasi partilerin yurt dışından maddi yardım almasını yasaklayan 10. fıkrasına aykırılığını" gerekçe gösterdi.
Derneklerin yurt dışındaki kişi ve kuruluşlardan yardım almalarını yasaklayan Dernekler Kanunu'nun 60. maddesi, geçmişte başta İnsan Hakları Derneği (İHD) olmak üzere bazı derneklere karşı mali açıdan baskı aracı olarak kullanılmıştı.
"Dernekler yurt dışından yardım alabilmeli"
Cinmen, Cumhurbaşkanı Sezer'in iade gerekçesini değerlendirirken "Gerçekten de Anayasanın 69 uncu maddesine göre siyasi partiler yurtdışından bağış alamazlar" diyor ve bunun Dernekler Kanunu ile ilişkisini şöyle açıklıyor:
"Gerçi dernekler için Anayasaya göre yurtdışından bağışa ilişkin bir yasak yok ama bu yasal düzenleme gerçekleştiğinde, dernekler yurt dışından Anayasaya uygun olarak bağış alabilecekler ve bu bağış siyasi partilere dernekler vasıtasıyla aktarılabilecek. İşte o zaman siyasi partilerin yurt dışından bağış alması yasağını düzenleyen Anayasa'nın 69. maddesine aykırı bir durum oluşabilecektir."
Cinmen bu durumda yapılması gerekenin Anayasa'nın 69. maddesinin 10. fıkrasının ya kaldırılması, ya da amaca uygun olarak değiştirilmesi olduğunu söylüyor.
"Burada Cumhurbaşkanı daha önceden yaptığı gibi siyasi denetim faaliyeti yürütmemekte, bir anayasal yargı organı imiş gibi denetim faaliyetini sürdürmektedir" diyen Cinmen'in bu konunun nasıl çözüleceğin ilişkin görüşleri şöyle:
"Gerçekten de dernekler yurtdışından bağış alabilmelidir. Ancak derneklerin siyasi partilere bağış yapması uygun değildir. Bir siyasi parti bir derneğin güdümüne girebilir. Dernekler ise belirli bir amaç için kurulmuştur. Bu nedenle dernekler yurt dışından bağış alabilmeli, ancak siyasi partilere bağış yapamamalıdır. Düzenleme bu şekilde yapılırsa o zaman bu sorun çözülür."
Çalışmalarımız dikkate alınmadı
Helsinki Yurttaşlar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Bülent Atamer, herşeyden önce Dernekler Kanunu'nun yapılış biçimini eleştiriyor:
"Helsinki Yurttaşlar Derneği olarak ve bizim gibi birçok dernek, nasıl bir Dernekler Yasası istediğimizi, bunun nasıl yaşam bulabileceği konusunda uzun süre çalışmalar yaptık ve bu çalışmaların sonuçlarını gerek siyasi partilere gerekse Meclise ilettik."
"Biz ne Dernekler Yasası'nın hazırlık sürecinde doğrudan yer alabildik, ne de yıllardır yaptığımız çalışmaları söyleyebilme imkanı bulduk. Bu bakımdan bu Yasa bizim dışımızda gerçekleşti. Birileri bir yerlerde bir şeyler kotarıyorlar" diyen Atamer, Dernekler Yasası'nın hem Meclis komisyonlarından hem de Genel Kurul'dan bir gün içinde çıktığını ifade ediyor:
"Bu açıdan bu süreç bizim dışımızda işliyor. İşlemeyeceğine dair birçok sözler verilmesine rağmen. Dolayısıyla yasanın Meclis'ten geçmesi ve Cumhurbaşkanı'ndan geri dönmesi bizde aynı kuşkuyu uyandırıyor. Bunlar toplumla alışverişi olmayan kabul ve redler."
Bülent Atamer, eski yasadaki dış destek alma konusunun Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin de yakındığı bir konu olduğunu belirterek,"Yeni düzenlemede derneklerin dış fon kullanılabilmesini istedik. Fon kullanmada devlet mali denetim rolü oynayabilir; ancak engelleyici ve kısıtlayıcı olmamalıdır" diyor ve ekliyor:
"Meclisten geçtiği haliyle bu konuda kolaylaştırıcı bir değişiklik olmuştu. Dış fon kullanmak için izin değil bildirim gerekiyor. Fonların banka kanalıyla getirilmesi ve bildirim yapılması isteniyordu. Ancak yurt dışından fon kullanımı konusunun bir faaliyet denetimi olmasını istemiyoruz." (YS/BB)