17 Ağustos depreminde 20 bin kişi hayatını kaybetmiş, binlerce insan yaralanmış, ve 100 bin dolayında konut kullanılamaz hale gelmişti.
Üçüncü yıldönümü münasebetiyle bir çok yerde anmalar gerçekleşti, gerçekleştiriliyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) de dün (16 Ağustos) "Sizleri Unutmadık, Hepimiz Aynı Gemideyiz" sloganıyla "Prof. Dr. Aykut Barka" adlı şehir hatları vapuruyla bir anma düzenledi.
"17 Ağustos 1999'dan daha gerideyiz"
"Prof. Dr.Aykut Barka" vapuruyla Yalova'ya doğru yola çıkmadan önce TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Münür Aydın basına bir açıklama yaptı. Aydın, depremden sonra yapılması gerekenlerin yapılmadığını, temel önlemlerin yerine getirilmediğini savundu:
"Temel önlem olan depreme dayanıklı konut yapma konusunda gerekli mühendislik hizmetlerinde ilerleme olmadı. Olmazsa olmaz onarımlar yapılmayarak, 17 Ağustos 1999 öncesine göre, daha da gerileme oldu."
Seçimler, parti programı ve deprem
3 Kasım'da yapılacak seçimlerde vatandaşlardan partilerin programlarında depremin yer alıp almamasına dikkat etmelerini isteyen Aydın, "Marmara Denizinde 21. Yüzyıl içerisinde hasar verici bir depremin olma olasılığının çok yüksek olduğunu, bölgede özellikle İstanbul'un büyük risk altında olduğuna" dikkat çekti.
Deprem kenti Yalova'ya...
Vapur basın açıklamasının ardından, saat 17:30'da Beşiktaş iskelesinden kalktı, Kadıköy ve Heybeliada'ya uğrayıp "deprem yolcularını" aldı ve 17 Ağustos depreminde binlerce insanın yaşamını yitirdiği Yalova'ya yol aldı.
Deprem konusundaki çalışmaları nedeniyle "deprem profesörü" olarak anılan ve geçtiğimiz Şubat ayında yaşamını yitiren Prof Dr. Aykut Barka'nın kardeşi Günkut Barka da vapurdaydı. İnşaat mühendisi olan ve deprem konusunda çalışmalar yürüten Barka, deprem ve yarattığı felaketleri sadece yıldönümlerinde hatırlayan toplumumuza sitem ederek, "olağanüstü bir halde konuya sarılmak gerekiyor" dedi.
Belki siyasetçi kimliğiyle
Barka, eski Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ile Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un siyasete girmesini de umutlu karşıladığını belirtti:
"Profesörlerin deprem konusunda ciddi bir iş yapabilmeleri için bir şeyler yapmaları gerekiyordu. Belki siyasetçi kimlikleriyle depreme karşı daha önemli adımlar atılmasını sağlarlar."
Ve Yalova...
Vapur, saat 20:30'da Yalova sahiline demir attı. Yalovalıların şaşkın bakışları arasında deprem anıtına doğru kortej halinde yola koyulan yaklaşık beşyüz kişi, anıta çelenk bıraktı.
Yalova Deprem Anıtı, yaşamını yitiren 2 bin 584 insanın isminin kazılı olduğu "kolonlardan, kirişlerden" oluşuyor. Anıtın tasarımı, daha ilk bakışta depremi anımsatacak şekilde yıkık şekli verilmiş kolonlardan ibaret. Yıldönümü nedeniyle anıtı bir kez daha gezen Yalovalılar üç yıl öncesinin 17 Ağustos'unu hatırlayarak kendilerini tutamayıp ağlıyor.
Depremde kızını yitirdiğini söyleyen Hamiyet Kıtay deprem anıtının tam karşısında bulunan binayı işaret ederek, binanın yeni yapıldığı halde sağlam olmadığını söyleyerek tedirgin olduklarını söylüyor.
Ya müteahhit akrabanız değilse!
12 yaşındaki Murat ise depremi hala unutmuş değil, "akrabalarını, arkadaşlarını depreme kaptırdığını" söylüyor. Annesi de arkadan "oğlum ninenin de sakat kaldığını söyledin mi?" diye soruyor. Depremden sonra İstanbul'a taşındıklarını söylüyor annesi Fatma Kayacan. Kendilerini İstanbul'da güvende hissediyorlar. Nedeni de kaldıkları binanın müteahhidinin akrabaları olması. Müteahhit akrabanız olmasa kendinizi güvende hissetmeyecek misiniz diye soruyoruz, "hayır" diyor.
Ve geri dönüyoruz İstanbul'a, ardımızda tedirginlik, kaygı, bir o kadar da tepkili bir Yalova bırakarak. Yalova'da bir saat kalabildik belki ama birkaç yıla sığacak büyüklükte sıkıntıları, tedirginlikleri hissederek döndük İstanbul'a. (HA/BB)