*Fotoğraflar: Ferid Demirel/bianet
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Cumhuriyetin 100. yılına giderken düzenlediği Demokratik Cumhuriyet Konferansı Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde başladı.
İki gün sürecek Konferansa 500'e yakın, aydın, yazar, siyasetçi, akademisyen ve gazeteci davet edildi.
Konferans, açılış konuşmasını HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan yaptı.
"Büyük barışı hayata geçireceğiz"
İlk olarak konuşan Sancar, cumhuriyetin 100 yıllık tarihini kısaca özetledi. Yüz yıldır tekçi bir anlayışın olduğunu ifade eden Sancar, büyük bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç olduğunu vurguladı:
“Hedefimiz, özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye’dir. Birlikte konuşmalı, birlikte yürümeliyiz. İhtiyacımız olan şey siyaseti özgürleştirmek, bireylerin toplumda eşit ve özgür yaşamasını sağlamak, büyük barışı hayata geçirmektir.
“Herkesin kendini özgürce ifade edebildiği bir yaşam kurduğumuzda barışı yaratabileceğiz. Toplumsal sözleşme ihtiyacımız var. Kamusal bir alanı birlikte yaratmalıyız. Toplum olmaya doğru gitme noktasında ciddi çabalarımız olmalıdır.
"Yüzyılın muhasebesini yapmalıyız"
"Özgür bir yaşam inşa etmeliyiz. Yüzyılın muhasebesini yapmalıyız. Gelecek yüz yıl aynı kısır döngüleri yaşamamalıyız. Tek çıkış yeni, demokratik, özgür bir başlangıçtır. Bunun için birlikte düşünmeye, üretmeye ve yürümeye ihtiyacımız var. Tekçi anlayıştan, devleti meşruiyet kaynağı olarak gören zihniyetten kurtulmak gerekiyor.
"Seçimlerde demokratik yollar ile yenmek gerekiyor. Kaybettirmek yetmez, birlikte kazanmamız gerek. Eşit yurttaşlık hedefine yönelik özgür bir toplumsal sözleşme, büyük barış yeni yüz yılda hedefimizdir. Yürüyüşümüzü birlikte büyüterek bunu başarabiliriz. Toplumda irade ve birikim vardır. Bir araya gelince mutlaka kazanacağız.”
"Bu bir başlangıç"
Buldan ise; cumhuriyetin ikinci yüzyılında eşit yurttaşlık talebini hep beraber konuşulacağını belirtti ve ekledi: “Bu bir başlangıç. Konferansın sonuçları bundan sonraki çalışmalarımızda önemli bir ışık olacaktır. Bu ışığın izinde yürümeye devam edeceğiz. Savaşların, krizlerin peş peşe yaşandığı dönemde krizden çıkmak için demokrasi ve adalet mücadelemizi büyütmemiz gerekiyor.
“Bu iklimde en geniş demokratik cumhuriyet birlikteliğini oluşturmak için büyük çaba göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Demokrasi sürekli dışlayan sistemin yarattığı krizleri Türkiye halkları olarak bu süreçte yaşıyoruz.
"Toplumsal barış sorumluluğumuz"
"Bütün inanç ve kimlikleri, farklılıkları dışlayan aklan yaratmaya çalıştığı tekçilik hegemonda bugünkü tarihsel kırılmanın esas nedenidir. Bu ülkeyi çöküşe götürmektedir.
"Cumhuriyetin ikinci yüz yılının güçlü bir toplumsal barışla, emeğin hakkıyla buluşması hepimizin sorumluluğudur. Yeni bir siyasi akılla bu hedefe hep beraber yürüyebiliriz. Mesele siyasetlerin kazanması değil eşit ve özgür bir ülkede yaşamak isteyen 85 milyona demokrasi dönemini kazandırmaktır.
"Büyük kazanacağız"
"Bütün sorunlara kaynaklık eden Kürt sorunun çözümsüzlüğü, cumhuriyetin demokrasi ile buluşmasının önündeki en büyük çatlaktır. Bu çatlağı görebilirsek, Kürt sorununu demokratik, barışçıl olarak çözebiliriz. Hakikatlerle yüzleşmek, hesaplaşmak, toplumsal yaraları sarmak aynı acıların yaşanmayacağının en büyük teminatı olacaktır. Kadınların özgürlüğü ve eşitliği ile bir cumhuriyet demokrasiye kavuşabilir.
"Demokratik cumhuriyete katkıda bulunmalıyız. Statüko ve restorasyon değil yeni bir yaşam bizi çağırıyor. Yeni dönemin sahibi Türkiye halkları olacak. Birbirimizi anlayarak, dayanışmamızı büyüterek kazanmanın yollarını kesinlikle bulacağız ve çok büyük kazanacağız. Bu konferans yeni bir başlangıç olacak."
(RT)