Çizim: Ercan Altuntaş
Kobanî davasının 20. duruşma periyodunun 1. oturumu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN-Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Demirtaş: Soylu hemen delil diye gönderiyor
Dosyaya giren evrakların okunmasıyla başlanılan duruşmada, önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bu evraklara dair söz aldı. Müştekilere dosyanın yeterince anlatılmadığını belirten Demirtaş, müştekilerin çoğunun neden şikayetçi olduklarını bilmediğini kaydetti:
“7-8 Ekim provakasyonu ile ilgili, müştekilere açık açık sorular sorulmuyor. Selahattin Çalak’ın, benimle nasıl bir kişisel meselesi varsa özellikle benden şikayetçi olmuş. Burada olsaydı sorardık, bu müştekilerin tamamının usulsüz dinlenildiği ortada. Bunların mahkeme huzurunda dinlenilmesi gerekiyor. 7 bin TL istiyorsa gidecek tazminat davası isteyecek, biz burada 37 kere cezalandırılmaktan söz ediyoruz. 7 bin TL nerede 37 nerede. Bu müşteki beyanlarını kabul etmiyoruz. Türkiye’nin her yerinde bu davanın kumpasçısı olan içişleri bakanına bağlı ekipler özellikle bilgi ve belge ile dosyaya sürekli girmeye çalışıyorlar. Hakkari Valiliğinden gelen belge bir hafta içinde gelmiş, biz istesek bir hafta içinde alamayız. Ama bir belge gördüğü an kumpasçı Süleyman Soylu hemen delil diye dosyaya gönderiyor.”
"Kamuoyu baskısıyla karar verdi"
Dosyalarında iki tane AİHM kararlarının olduğunu anımsatan Demirtaş, AİHM Ferhat Encü kararının da bugün dosyaya eklendiğini söyledi:
“Ferhat Encü dün İstanbul’da kumpasçı Süleyman Soylu’nun görevlendirdiği polis tarafından tokat atılan, eski milletvekilimiz, Roboski’de ailesi katledilen kişiden söz ediyoruz. Tarafsız, bağımsız yargı Türk milleti adına göz yaşartıcı kararlar veriyor. Mahkemeler bağımsız ya; 6 yaşındaki çocuğa yıllar boyunca tecavüz eden kişiler hakkında iki yıl boyunca iddianame hazırlanmış ve gözaltı kararı dahi verilmemiş.
“Neredeyse hepimiz, ‘örgüt üyeliğinden’ yargılanıyoruz, üst sınırdan verirseniz 9 yıl 10 yıl verirseniz, yatarı 6 yıl, burada 6 yıldan fazla yatan var. Tecavüzden yargılanan sanık gözaltına bile alınmamış, mahkemelerin ne kadar siyasete bakarak karar verdiğini görüyoruz.
“Kamuoyunun baskısıyla karar veren mahkeme oldu. Mayısa duruşma tarihi verildi, heyet kendiliğinden toplanıp, hem tutuklamaya karar verdi hem de duruşmayı 4 ay öne çekti.
"Trajediye son vereceğiz, 5 ay kaldı"
Türkiye’de belli başlı mahkemelerin AKP'nin seçim komisyonu gibi hazırlık yaptığını dile getiren Demirtaş, şöyle devam etti:
“Heyetiniz ve savcınız da bunu yapıyor, seçim kazandırma faaliyeti yürütüyor. Söz konusu biz olunca, dik duran Kürtler, kadınlar olunca gösterilen muamele bu. Ya tokat atılıyor ya özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor ya da annelerimize yapıldığı gibi yerlerde sürükleniyor.
“Bu trajediye son vereceğiz, seçime 5 ay kaldı. Türkiye’de nasıl bağımsız, tarafsız bir yargı olması gerekiyorsa onun mücadelesini veriyoruz şimdi ve seçimde de vereceğiz.
“Herkesin gözünün içine baka baka AKP ve MHP’li olmadığını göstermekten çekinmeyen şahıslar gelip hakimlik ve savcılık kürsüne oturup bir partiyi yargılıyor ya da cemaatten çıkan şahıslar polis olup ya tokat atıyor ya yerde işkence ediyor ya da kadınları dövüyor ve bunun adına da devlet deniliyor.
“Dünyada bulunan bütün devletler baskıcıdır ama dünyanın hiçbir yerinde partisi yargısı yoktur. Nazi döneminde kaldı o. Hiçbir hakim savcı, AKP’liyim demez, diyemez, siyasi yargılamalarda partizanlık yapıyorlar, bu çok aleni. Sizin siyasi ideolojiniz üzerinde cübbe olduğu için örtülüyor ama bizim siyasi kimliğimiz açık olduğu için yargılanıyoruz.
"AİHM kararına dayanarak söylüyoruz"
“Bir yerde Kaftancıoğlu’na ceza verilir, bir yandan İmamoğlu’na bir yandan Gültan Kışanak’a bir yandan bize. Bu mu tarafsız bağımsız yargı. Biz bunları teşhir edeceğiz, sizler taraflı bağımlı yargısınız. Bundan da gocunmuyorsunuz, çünkü iktidardan beklentiniz var.
“Bunlar bizim için iddia değil, AİHM’in kararları ile konuşuyoruz. Sizin görmezden geldiğiniz AİHM kararına dayanarak bunları söylüyoruz. Siz elinizdeki hangi karara dayanarak bizlere suçlu muamelesi yapıyorsunuz? Hangi kararla bizlere ‘terörist’ muamelesi yapıyorsunuz?
“Ama bizim elimizde iki tane karar var. Siz suçlu ilan edildiniz, siz hangi kararla bizi yargılıyorsunuz? Siz mahkemeyi, anayasayı tanımıyorsanız, biz neden sizi tanıyalım. Önce siz mahkeme kararını tanıyarak başlamalısınız. Siz bu kararları uygulamadığınız sürece bağımsızlığınız yoktur. Bu kadar zulüm, hakaret yapacaksınız sonra giyeceksiniz cübbelerinizi hakim taklidi yapacaksınız. Bu dosyadan çekilmelisiniz, sizi reddediyoruz gerekçelerimiz var. Bu ret gerekçelerine rağmen hala neden yargılıyorsunuz? Bariz bir şekilde savcının cumhurbaşkanlığı avukatlığını yaptığını görüyoruz.
"O iktidar sandığa gömülecek"
“Bunun hesabını soracağız, biz halkımızın iradesini temsil ediyoruz, buradaki herkes milyonların iradesidir, milyonların iradesine İstanbul'da tokat atanlardan da, bizleri yargılayanlardan da hesap soracağız. Sözümüz var, bunlar yargı önünde hesabı görülecek davalardır.
“Bizler dünkü çocuk değiliz, Türkiye’nin en önemli seçim sonucunun kaderi ile oynadınız, şimdi de öyle yapacaksınız. Ben Selahattin Demirtaş, bu hücrede canımı ortaya koyacağım ama ona o seçimi kazandırtmayacağız. O iktidar sandığa gömülecek.
“Ömrümüzü 6 yılını burada direnerek geçirdik, bu hakareti içimizde sindirmeyeceğiz, bu kumpasları kuranları sandığa gömeceğiz.”
Reddi hakim talebi reddedildi
Demirtaş’ın konuşması sırasında mahkeme Selahattin Demirtaş’ın sözünü sık sık kesti. Konuşmasına devam eden Selahattin Demirtaş’ın mikrofonu kapatıldı. Siyasetçiler duruma tepki göstermesine rağmen, mahkeme heyeti gelen belgeleri yeniden okumaya devam etti. Selahattin Demirtaş’ın sözünün kesilmesine karşı mahkeme heyetine tepki gösteren Sebahat Tuncel’e, mahkeme heyeti, Tuncel hakkında “duruşma düzenini bozmaktan” tutanak tuttu.
Selahattin Demirtaş’ın mahkeme reddine karşı kararını değerlendiren heyet, Selahattin Demirtaş’ın duruşmayı uzatmaya yönelik mahkeme heyetini reddettiğini öne sürdü. Heyet, Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim talebini reddetti.
Yüksekdağ: Halkın iradesine saygı duyacaksınız
Ardından önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ söz aldı. Selahattin Demirtaş’ın sözünün gasp edildiğini belirten Yüksekdağ, “Bu halkın iradesine saygı duymayı öğreneceksiniz, bu aşamada evraktan önce bu söz ve ifade özgürlüğümüzün hakkının iadesini konuşmak zorundayız. Selahattin Demirtaş’a yeniden söz verin, bizim mikrofonumuzu kapatamazsınız, siyaset yapma hakkımız engellendiği için 6 yıldır cezaevindeyiz. Heyetiniz suçun kendisi haline geldi, biz suçlu değiliz. Şeklen de sınırsız söz hakkı vardır. Siz Türkiye ve halkları adına seçilmiş kişileri yargılıyorsunuz. Yıkıcı bir tutumla yaptığınız şeyin yargılama olduğunu iddia edemezsiniz. İmamoğlu hakkında ceza veren mahkeme heyetinden farkınız yok. Bir operasyon masası olduğunuzu gösteriyorsunuz” dedi.
Kışanak: Bütün bunları yok mu sayacağız?
Ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) önceki dönem Eşbaşkanı Gültan Kışanak söz aldı. Kışanak, Selahattin Demirtaş’a söz hakkının verilmesi gerektiğini kaydetti: “Siyasi saiklerle yargılama yapıldığını yeniden bize göstermek istiyorsanız, biz de sizin yapmak istediğiniz operasyonun bir parçası olmayacağız.”
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, mahkeme heyetine, “Bizim sesimizi duymuyorsunuz” dedi. Ayla, “Eşbaşkanımız sözünü nasıl kullanacağını bilen bir noktadadır” diye belirtti.
Davada sürekli heyetin gerginlik çıkardığını söyleyen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Eşbaşkanımız sözünü söyleyebilir, siyasetten buradayız. Bu mikrofonun kapatılması erkek devlet şiddetinin bir biçimidir. 6 yaşındaki çocuğun başına gelenler, bu kadar çürümüşlük… Aile bakanının iki yıldır haberi var ama kamuoyuna yansımadığı sürece bir şey yapılmadı. Bunların münferit olaylar olmadığını biliyoruz. Devlet, Kürtlere zulüm etmeye devam ediyor. Ferhat Encü de tokatla terbiye edilmeye çalışılırken annelerimiz ve Garibe Gezer de yerlerde sürüklenerek terbiye edilmeye çalışılıyor. Bütün bunları yok mu sayacağız? Cezaevinde, dışarıda, sokakta sürekli hak mücadelesi vermeye çalışıyoruz. Bu aynı zamanda bizim hakkımızın ihlalidir. Her periyot başladığında bu gerginlikle başlıyoruz, Türkiye’de yeterince gergin olaylar var” dedi. (AS)