Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Anayasaya göre, Cumhurbaşkanı seçilmiş de olsa bir partinin genel başkanının kim olacağına, kongresine karar veremeyeceğini hatırlattı. Erken seçimin gündeme gelebileceğini söyledi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) öncülüğünde, 250’nin üzerinde kurum “Halkın iradesine ve Meclis’teki sesime dokunma” başlığıyla bir deklarasyon açıkladı.
Bu toplantıda konuşan Demirtaş, “Bir başkanlık referandumu da gündeme gelebilir. O nedenle biz hep birlikte bu anlayışa karşı güçlü bir mücadeleyi ortak bir cephede yürütmek zorundayız” dedi.
TIKLAYIN - HDP VE DTK'DAN ORTAK ÇAĞRI: DOKUNULMAZLIĞA HAYIR DEYİN
“Darbe süreciyle karşı karşıyayız”
Demirtaş’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“HDP ve DBP’ye dönük kapsamlı saldırının darbe sürecinin bir parçasıdır. Her aşamada attığı her adımı sadece ülkeyi ele geçirme adına adım adım getirdiği bir darbe süreciyle karşı karşıyayız. Herkes bunun farkında, herkes biliyor ki attığı her adımda sadece kendi kirli ajandasını yürüttüğü programı durdurabilecek güç olarak onun kabusu olacağız.
“Saray’daki zat bunu çok iyi biliyor. Önündeki engeller birer birer aşıldı. Bertaraf etmeyi başardı. Şimdi bertaraf edemediği tek güç Biz’ler kaldık. Türkiye’nin aydınlık geleceğine inanan bu güçlerden bahsediyorum. Arkamızdaki bu güçlere bakarak umutlu olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu karanlık günler buradaki ortak duruş sayesinde kesinlikle aşılacaktır.
“Dokunulmazlıklar kaldırılacak”
“Dokunulmazlıklar kaldırılacak hep birlikte göreceğiz; fakat buradan bir kez daha Meclis’te bu darbeye hayır diyenlere çağrı yapıyoruz. Bu mevzu bizleri ilgilendiren kişisel bir mevzu değil.
“Mesele bizim yargılanma meselesi olsaydı, dosyalarımız tek tek getirilip, yargılamamız sağlanabilirdi. Ama AKP bu darbe sürecine iki muhalefet partisini de dahil etmeye çalışmıştır. Ana muhalefet partisi de bu tezgahı doğru okumak yerine bu değirmene su taşımayı tercih etmiştir.
“Başkanlık sistemine hayır kampanyası”
“330 ‘Evet’ oyunu bulamayabilirler, bu nedenle biz bir ‘Hayır’ kampanyası başlatıyoruz. Bugünkü deklarasyon başkanlık sistemine hayır kampanyasıdır.
“Bu kampanya parlamento ile sınırlı olmayacaktır. ‘Hayır’ etrafında güçlü bir blok oluşturmalıyız. Bu hayır Türkiye’nin geleceğinin hayırlı olduğunun göstergesi işaretidir. Bu deklarasyon bir destekten çok öte bir anlam taşıyor.
“Saray darbesi devam ediyor”
“Saray darbesi tamamlanmamış bir süreç olarak devam ediyor. Bizler birilerinin yaptığı gibi Saray’ın bahçesine koşup oradaki artıklardan faydalanmış olsaydık darbe tamamlanmış olacaktı. Düşünün ki bir hükümeti kendi iradesiyle karar verecek durumda değil. Hiçbir karar alamıyorlar. Her şey artık saraydan belirleniyor.
“AKP’nin genel başkanı, başbakanın kim olacağına, rektörlerin kim olacağına hangi gazete köşesinde kimlerin yazacağına artık Saray’daki karar veriyor. Bu tek adam sistemine en büyük katkı sunan da Ahmet Davutoğlu’dur. Biat etmiş kişiliği ile parlamentoyu savunmayan, kendisine oy verenlerin arkasında durmayarak Saray’a biat ederek en fazla katkıyı Davutoğlu sunmuştur.
“Yüzde 99.9 biat yetmemiş”
“Davutoğlu, Türkiye siyaset tarihine katliamcı olarak da geçmiştir. Şimdi miladı dolmuştur. Görünen o ki yüzde yüzden fazla biat lazım Davutoğlu’nun eksiği budur, yüzde 99.9 biat etmiş ama yetmemiş.
“Şimdi ona düşen çıkıp açıkça bu tek adam rejimine karşı giden anlayışı teşhir etmelidir. Bizler defalarca çağrı yaptık, irade gösterin dedik. Bu darbeyi hep birlikte durduralım, sorunlarımızı müzakere ile çözebilecek bir ortaklaşmayı yaratalım dedik. Siz sarayın tekçi zihniyetini herkesten fazla düşündünüz.
“Anayasaya göre, Cumhurbaşkanı seçilmiş de olsa bir partinin genel başkanının kim olacağına, kongresine karar veremez. Anayasa’nın verdiği böyle bir yetki yoktur ama bunu açık bir şekilde yapıyor.
“Bunun adı diktatörlük”
“Davutoğlu, bu ülkenin geleceğine halk karar verir demişti, çıkıp söylesin bakalım bu ülkenin geleceğine kim karar veriyor. İşte bunun adı darbedir. Başka hiçbir kavramla açıklanamaz. Bunun adı diktatörlüktür.
“Dokunulmazlıkları da ilk gündeme getiren Saray’da zatın kendisiydi. Yargılanmamızı isteyen kişinin sadece Saray’daki zat olduğu çok iyi anlaşılıyor. Bunu da millet istiyor argümanına dayandırıyor. Eğer millet istiyorsa senden başlamamız gerekiyor.
“Önce cumhurbaşkanının dokunulmazlığı kaldırılmalı”
“78 milyonun yarısından fazlası senin yargılanmanı istiyor. Cizre, Sur ve Silopi’de Gezi’de yaptıklarınla ilgili ülkenin yarısı senin yargılanmanı istiyor. Milletin sesine kulak vereceksek önce senin cumhurbaşkanı olarak dokunulmazlığının kaldırılması gerekiyor.
“30’dan fazla belediye eş başkanı tutuklanmış, görevden alınmıştır. Birçoğu abuk sabuk iddialarla, basın açıklaması yapıldığında orada bulundu diye uyduruk gerekçelerle yerel iradeye de darbe yapılmıştır.
“Ortak cephede güçlü mücadele”
“Bu deklarasyon, halklarımızın bin bir emekle, öz gücüyle elde ettiği demokratik zaferi koruma ve bunu ortadan kaldırma zihniyetine karşı ortak bir deklarasyondur. Çok ciddi bir mücadele deneyimimiz var.
“Bugün HDK ve DTK öncülüğünde birçok demokrasi gücü ‘Darbeye hayır’, ‘Diktatörlüğe hayır’ demeyi böylesi bir kampanyayı ilan ederek, tarihi bir görev olarak ortaya koymuşlardır. Önümüzdeki günler tarihi günlerdir. Her an erken seçim de gündeme gelebilir. Bir başkanlık referandumu da gündeme gelebilir. O nedenle biz hep birlikte bu anlayışa karşı güçlü bir mücadeleyi ortak bir cephede yürütmek zorundayız.” (BK)
* Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan / Ankara / AA