* Fotoğraf: Halil Sağırkaya / AA
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatına ait TIR’ların içinden silah çıkmasıyla ilgili bir kez daha konuştu. Önceki günkü mitinginde TIR’ın içindekilerin Türkmenlere gittiğini söyleyen Davutoğlu dün akşam da bu iddiasını yineledi ve “TIR'ların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez” dedi.
CIA-Pentagon benzetmesi
Habertürk canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu özetle şunları söyledi:
“Devlet işleyişi bakımından ve bu işin zamanlaması bakımından iki şeye dikkat çekeceğim. Dünyanın herhangi bir yerinde devletin bir kurumu devletin bir başka kurumunun verilen talimat gereği yaptığı bir faaliyeti bir suçmuş gibi yansıtabilir mi?”
“Yani Amerika'da istihbarat örgütü bir faaliyet yapıyor ama Pentagon o faaliyete baskın yapıyor. Siyasi otorite bir talimat vermişse, siyasi otoriteye bağlı bir kurum, siyasi otoriteden izin almadan o talimata müdahale etmesi açık bir suçtur. Evet o günlerde Bayırbucak'ta çok ciddi çatışmalar oluyordu. Bugün Suriye Türkmenlerini temsilen o zaman Suriye Türkmen Cephesi'nin Başkanı da açıklama yaptı.”
“Bunu da Devlet Bahçeli bilir ama örtüyor şu anda. Bunun manevi hesabını verirler. Biz talimat vermişiz, ‘Türkmenleri ezdirmeyeceksiniz ve yardım edeceksiniz’ demişiz, istihbarat birimlerimiz bu talimatla harekete geçmişler. Kimin haddine gelip de eğer bir yanlış uygulama olduğunu düşünüyorlar gelip bize soracaklar.”
“Ya casusluk ya isyan”
“Başka bir şey yaparlarsa bu casusluktur ya da isyandır. Çok açık söylüyorum. Devlet idare ediyoruz, oyun oynamıyoruz. Biz talimat vereceğiz Türkmenleri koruyacaksınız diye, başka bir beyefendi veya paralel yapı, bir grup hükümeti zaafa uğratmak için gelip orada onu yapacaklar ve bu da bir basın özgürlüğü olacak öyle mi?”
“Amirinden izin almadan kimin haddine bir yere baskın yapmak? Amirleri kim onların? Hükümet. Hükümeti kim seçmiş? Millet. Millete yönelik bir eylemdir bu. Onların görevi değil o. Hem de orada görevli olmayan bir savcı müdahil oluyor. TIR'ların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez.”
Çözüm süreci
“Çözüm sürecinin kilitlendiği yer; silahlar bırakılacak mı bırakılmayacak mı? Bize çıkıp söylemeleri lazım. Biz silahları bırakacağız dedikleri takdirde her şey konuşulur hiçbir sınır tanımadan. 8 Haziran'dan sonrası kimi muhatap alacağımızı gözden geçireceğiz.”
“Silahsızlanma... Bir kere duydunuz mu Demirtaş'tan artık silahı gömmemiz lazım dediğini gördünüz mü? HDP'ye destek veren aydınlar ki çoğunu tanıyorum, o destek mesajının içinde HDP PKK ile arasına mesafe koysun diyebiliyor mu?”
“Çözüm sürecinin kilitlendiği yer burası. Silahları bırakacaklar mı bırakmayacaklar mı? Ama benim elimde silah olacak, ben de bu silahı istediğim zaman kullanacağım. 7 Haziran'da barajı aşmazsam silah kullanacağım yaklaşımına gelirse, çözüm süreci devam eder, muhatap olma nitelğini bu unsurlar kaybeder.”
“Buradan Diyarbakır'dan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum, kimse 8 Haziran'da 6-7 Ekim olayları gibi olaylar olur, devlet de sessiz kalır diye düşünmesin. Bir daha 6-7 Ekim olaylarını yaşatmayız biz.” (AS)