“Globalleşmenin ilk ve gerçek sınavını yaşıyoruz.” Bu sözler Pepsi Co.’nun yeni CEO’su Indra Nooyi’ye ait. Bana kalırsa piyasalarda yaşanan çalkantının ne anlama geldiğini en net açıklayan söz bu. Ama peki ya sebepler? Neden 5, 6 yıldır sürekli yükselen piyasalar bir anda yerle bir oldu... İşte en çok sorulan soru bu...
Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos’ta yapılan toplantısında ana başlık başta “Birlikte yenilenmenin gücü” olarak tanımlanmıştı ama geçen hafta başlayan ve bu haftaya da sarkan mali kriz toplantılara da damgasını vurdu. En ilgisiz toplantılarda bile bu kriz konuşuluyor artık...
Davos'ta herkes aynı şeyi söylüyor: Krizin tek bir nedeni var; ABD ekonomisinin resesyona girdiği yönünde her geçen gün artan endişe.
"Evet, ABD ekonomisi resesyona girdi"
Davos’ta Lehmann Brothers CEO’su Richard Fuld, Standard Chartered Bank Baş Ekonomisti Gerard Lyons, Morgan Stanley Asya CEO’su Stephan Roch gibi mali piyasaları temsil eden en üst düzey isimlere de sorduk yaşanan borsa depreminin nedenlerini. Aldığımız yanıt netti. “ABD ekonomisinin resesyona girdiği endişesi.” “Peki” dedik “bundan kesinlikle ama kesinlikle emin misiniz?” Yanıt biraz üstü kapalı biraz çekimser olmasına rağmen “evet” oldu: “ABD ekonomisi artık resesyona girdi.”
Greenspan: Resesyona dair net veri yok
ABD ekonomisinin mortgage piyasası nedeniyle sıkıntıya gireceğini ve zararın 400 milyar dolara kadar çıkabileceğini söyleyen ilk isim ABD Merkez Bankası FED’in bir önceki başkanı Alan Greenspan’di. Greenspan, bugün yaptığı bir açıklamada ise “ABD ekonomisinin resesyona girdiği konusunda elimizde net bir veri yok” dedi. Yani kafalar tamamen karışmış durumda.
Örneğin ABD Hazinesi'nden David McCorrmick ABD'nin kesinlikle durgunluğa girmeyeceğini ama ekonominin yavaşlayacağını söylüyor. Bu yavaşlamanın ise dünyanın geri kalanına fazla etki yapmayacağını söylüyor. Bana kalırsa ise bu sadece bir temenni...
Nokia'nın kârı
Yaşanan kafa karışıklığıysa dünya borsalarının seyrinde de kendini net biçimde gösteriyor. İki haftadır ABD ekonomisi resesyona girecek diye serbest düşüşe geçen Avrupa borsaları, dün Nokia’nın kârını yüzde 46 artırmış olması nedeniyle ciddi biçimde yükseldi. "Dünden bugüne ne değişti, Nokia'nın kârını bu kadar artırması ABD ekonomisini kurtardı mı" diye düşünüyor insan...
Elbette ABD'nin açıkladığı 145 milyar dolarlık tedbir paketi, ki bu hafta tutar 175 milyar dolara çıkarıldı, piyasaların yatışmasını sağladı ama kimse bunun yeterli bir çözüm olduğuna inanmıyor...
Mali piyasaların en büyük sahtekarlığı
Gerçi bugün ortaya çıkan önemli bir haber daha var. Dünyanın önde gelen yatırım bankalarından Societe General’de yaşanan 7,2 milyar dolarlık dev sahtekarlık... Şirketin Paris merkezinde çalışan 31 yaşındaki Jerome Kerviel’in gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle ortaya çıkan bu dev zarar mali piyasalarda bugüne kadar yaşanan en büyük sahtekarlık olarak tanımlanıyor.
Ve Davos’ta konuştuğumuz birçok isim bu haftaki dev düşüşlerde bu sahtekarlığın da etkisi olduğunu düşünüyor. Şirketin hafta başında bu sahtekarlığı fark ettiği ve hafta boyunca bundan kaynaklanan zararı azaltmak için gerçekleştirdiği işlemlerle piyasalarda yüksek bir oynaklığa neden olduğu belirtiliyor.
Elbette bu işlemlerin piyasalardaki etkisi çok büyük ama bu daha diplerde ciddi bir sistemik bozukluk olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Davos bu gelişmelerin ayrıntılı biçimde konuşulduğu bir yer, ama bu yaşanılan krizin binlerce insanı işsiz bıraktığı ve daha da binlercesini işsiz bırakacağı gerçeğini konuşulmuyor. Ya da bir gecede binlercesinin tasarruflarının sıfırlandığı... Davos ruhuna uygun biçimde devam ediyor... (DB/TK)