Datça Tiyatro Festivali'nde ilk gün farklı mekânlardaki atölyeler, oyunlar, söyleşiler ve konserle dolu dolu geçti.
Açılışı 15 Temmuz’da yapılan Datça Tiyatro Festivali’nin ilk günü, Metamorfoz Sanatevi’ndeki atölyelere ek olarak herkese açık Pozitif Atölye, kukla oyunu “Nasreddin Hoca”, Yekta Kopan söyleşisi, “Cimri” oyunu ve Büyük Ev Abluka’dan tanıdığımız Gülin konseri ile geçti.
Başvurusu kabul edilen katılımcılar, Metamorfoz Sanatevi'nde "Oyuncular için Hareket ve Doğaçlama Atölyesi"nde Çıplak Ayaklar Kumpanyası'ndan Büşra Firidin ve "Oynayarak Olmak, Olarak Oynamak Atölyesi"nde Metamorfoz Sanatevi'nden Özkan Schulze ile buluştular.
Panayır Alanı’ndaki "Pozitif Atölye", herkese açık olarak gerçekleştirildi. Beyti Engin ile Filiz Kaya, karakter tasarımı ve oyunculuk üzerine deneyimlerini katılımcılarla paylaştılar, çoğunluğu tiyatro bölümlerinde öğrenci olan gençlerin sorularını cevapladılar. Festival kapsamındaki ücretsiz etkinliklerden olan Işıl Kasapoğlu'nun yazıp yönettiği, New York'taki Mayfest ve Sofya Puppet Fest gibi uluslararası ve ulusal festivallerde de yer alan kukla oyunu "Nasreddin Hoca" festivalin çocuk ve kukla oyunlarını seven takipçileri için sahnelendi.
Festivalin hikâyesini birlikte kurgulamak
Panayır Alanı'ndaki Deniz Seviyesinde Söyleşi kapsamında Yekta Kopan, festivallerin özgün olması gerektiğini söyleyerek konuşmasına başladı. Katılımcıları da söyleşiye dahil eden Kopan, festivalin hikâyesini kurgulamak üzere onları bir yolculuğa çıkardı.
İlk olarak festivale dışarıdan gelenlerin yoğunluğuna dikkat çeken Kopan, dinleyicilere bir festivalden beklentilerini sordu. Cevaplar genel olarak iyi zaman geçirmek, ulaşılamayana ulaşmak, parçası olmak, birlikte üretmek ve yaşadığımız şehirlerde bize sunulana ek olarak alternatif olana ulaşmak oldu.
Kopan, yeni başlayan bu festivalde ‘biz’ olarak herkesin burada olduğunu, festivale dair beklentilerin ise hayata dair beklentilerle aslında aynı olduğunu söyledi: “Çünkü hayat da bir festival gibi sıkıntılı ve eğlenceli.”
Kopan: “Her festivalin kendi parmak izi olmalı”
Ulusal ve uluslararası pek çok festivale bazen etken bazen de seyirci olarak katıldığını söyleyen Kopan, bu esnada hep bir festivalin nasıl yürüdüğünü düşündüğünü anlattı.
“Her festival, kendi parmak izini bırakabilmeli. Örnek aldığı bir başka festivalin dinamiklerini taklit etmemeli, rol model almakla kalmalı çünkü onun gibi olmakla o olmak arasında ciddi bir fark var” dedikten sonra Aristo’nun Poetika’sındaki nedensellik ilkesi üzerinde durarak bir festivalin oluşumunda bir nedenin olması gerektiğine dikkat çekti.
Festivale gelmeden önce Gümüşlük Akademisi’nde Fazıl Say’la da gençler üzerine uzun bir sohbet ettiğini, festival ekibinin büyük bir çoğunluğunun 20-25 yaşındaki gençler olduğunu söyledi. Hem dünyada hem de bu coğrafyalarda gençlerin çok üzüldüğünü ancak bunun onlar için bir fırlama noktası olduğunu ifade eden Kopan, “Ama siz yaptıklarınızla bizden sonrakilere çok şey anlatacaksınız. Yetişkinler olarak bizim de gençliğin evrenini görüp saygı duymamız lazım, etken hale gelmemizin yolu bu” dedi.
“Bir meseleniz olsun”
Kopan, katılımcılara sanat eğitimi alan veya sanatla ilgilenen kaç kişi olduğunu sorduktan sonra dünyaya arı gözüyle çoklu bakmayı öğrenmeye, disiplinlerarasılığa vurgu yaptı. Gençlerin kültür politikaları ve kültür yönetimi konularında yoğunlaşmasını, bir kadroya öfkelenmektense onu oluşturmaları gerektiğini söyledi:
“Yorulacak, yüzleşecek ve hesaplaşacak cesaretiniz olsun. Her şeye rağmen varacağınız noktayı hayal etmekten vazgeçmeyerek yolculuğa güvenin. Aynı Arapça kökten gelen üç kelime var: Mesele, masal, misal. Hayata anlatacak bir masalınız olsun, misal edin, bir meseleniz olsun.”
Semaver Kumpanya’nın üç sezondur ilgiyle takip edilen oyunu “Cimri”, Datça Amfi Tiyatro’da sahnelendi. Tiyatroyu dolduran yaklaşık 1300 kişi oyunu kahkahalarla izledi. Rüzgara ve ufak tefek teknik aksiliklere rağmen Moliére’in yarattığı para düşkünü Harpagon ve diğer karakterler, Semaver Kumpanya oyuncuları tarafından muhteşem bir şekilde hayat buldular.
Oyundan sonra Panayır Alanı’ndaki Gülin konseriyle eğlenip dans eden dinleyiciler, ajandalarına ertesi gün, yani bugün gerçekleştirilecek etkinlikleri not ettiler.
Kukla oyunu “Masal Masal İçinde” Panayır Alanı’nda, Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’nın “Macbeth” uyarlaması “Şatonun Altında” Hızırşah Kültürevi’nde, Başak Daşman ve Funda Eryiğit söyleşisi ile “Cimri”nin fuayesi Panayır Alanı’nda, Tiyatro Hemhal’in “Sevgili Arsız Ölüm: Dirmit” oyunu Amfi Tiyatro’da, Birsen Tezer konseri ise yine Panayır Alanı’nda olacak.
Festival hakkında"Tiyatro muhabbettir" fikrinden yola çıkarak hayata geçirilen festival, Mirket Organizasyon tarafından düzenleniyor. Festival, 16-18 Temmuz'da Datça Amfi Tiyatro, Panayır Alanı, Metamorfoz Sanatevi ve Hızırşah Kültürevi'nde gerçekleştiriliyor. Semaver Kumpanya, Tiyatro Hemhal, Fiziksel Tiyatro Araştırmaları gibi ekiplerin ağırlanacağı festivalde, atölyelerin yanı sıra Erkan Oğur, Birsen Tezer ve Gülin gibi müzisyenlerin konserler de yapılacak. Program için festivalin web sitesini ve sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz. |
(BK/HK)