24-25-27 Temmuz 2001 tarihli Cumhuriyet gazetelerinde Deniz Som imzalı üç yazı yayımlandı. Som, Nisan 1999'da yayımlanan çalışmam "Mehmedin Kitabı" bağlantılı bir dizi "iddia" öne sürüyor. Bu yazıda, "taraflardan görüş alma", "kaynağı araştırma", "iftira, saptırma, manipülasyon, söylenti ve dayanaksız suçlamalardan kaçınma" gibi temel gazetecilik ilkeleri dışı bir yerden yazan Deniz Som'a cevap vermiyorum, benim de içlerinde olduğum okurlara açıklama yapıyorum.
Akademisyenler, gazeteciler ve yazarların belirledikleri çalışmalar için her yerde destek alırlar. Proje özeti, çalışma için öngörülen zaman, çalışma için gerekli giderler ( yol, konaklama, çeviri, kaset çözümü vs.), çalışma için harcanacak emeğin karşılığını belirten bütçeyle burs başvurusu yapılır. Proje, desteklenmeye değer bulunursa burs alınır.
Ben de, sonradan "Mehmedin Kitabı- Güneydoğu'da Savaşmış Askerler Anlatıyor" adını alacak çalışmam için Şubat 1997'de John D. and Catherine T. MacArthur Foundation 'Küresel Güvenlik ve Sürdürebilirlik Programı Araştırma ve Yazma Girişimi'ne projemle başvurdum.
Bir yıllık Proje, araştırma, literatür edinme, söyleşi yapılacak yerlere gitme gelme, konaklama, kaset çözümü vs giderlerinin yanında proje boyunca başka hiçbir işte çalışamayacağımdan, çalışsaydım kazanabileceğim 12 aylık geliri kapsıyordu. Bu da, 1997-1998 yılı ölçüleriyle 59,000 dolardı.
İki kademeli bir eleme/seçme sonunda proje desteklenmeye değer bulundu, bursu kazandım. Bir sipariş söz konusu değil. Bursun tek koşulu, çalışma basılınca, "teşekkür" bölümünde kuruluşun adının yazılması. İşte; Mehmedin Kitabı'nın "teşekkür" bölümünden bir alıntı:" John D. and Catherine T. MacArthur Foundation 'Küresel Güvenlik ve Sürdürebilirlik Programı Araştırma ve Yazma Girişimi'nin sağladığı destek olmasaydı bütün bir yıl boyunca başka her şeyi bir yana bırakıp bu çalışmayı gerçekleştiremezdim. "
Bu arada, araştırma kitaplarının "teşekkür" bölümlerine bakılmasını öneriyorum. Ben hiçbir çalışmada desteğin miktarını belirten bir örnek hatırlamıyorum.
John D. and Catherine T. MacArthur Vakfı 1978'de kurulmuş ve merkezi Chicago'da olan özel, bağımsız bir kuruluş. Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük 10 vakfından biri. Amacı, "insanlık durumunun geliştirilmesi için yapılan bireysel ve kurumsal çalışmaları desteklemek".
Bu destek; İnsan ve Toplum Gelişimi Programı ile Küresel Güvenlik ve Sürdürülebilirlik Programı çerçevesinde yürütülüyor ve uluslararası barış ve güvenlik, eko-sistemin korunması ve geliştirilmesi, nüfus, insan hakları, uluslararası adalet, ve küreselliğin yarattığı sorunlara yanıt verebilecek yeni yönetim biçimleri gibi konularda yoğunlaşıyor.
Vakfın ayrıca medyada mükemmelliği ve çeşitliliği desteklemek amacıyla yürütülen bir Genel Programı ve yaratıcılığıyla ön plana çıkan bireyleri desteklemeye yönelik bir MacArthur Burs Programı var.
Kurumlara verilen bu burslar dışında, aralarında Susan Sontag, Richard Rorty, Henry Louis Gates, Eric Wolf gibi tanınmış akademisyen, gazeteci ve yazarların bulunduğu yüzlerce kişiye çevre sorunları, insan hakları, kadın hakları, toplumsal eşitsizlik, barış ve güvenlik, sanat, edebiyat konularındaki çalışmaları için verilmiş bireysel burslar bulunuyor.
Mehmedin Kitabı Nisan 1999'da Metis Yayınları'nca yayımlandı. Türkiye medyasının farklı renkleri kitapla ilgili çok yazdılar. Yazılar bir cümlede ortaklaştı: "Bu kitap objektif bir çalışmadır, mutlaka okuyun."
Mehmedin Kitabı ikinci ayında yasaklandı. Metis Yayınları sahibi Semih Sökmen'le birlikte "devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif" iddiasıyla yargılandık. Eylül 2000'de yerel mahkemece, Nisan 2001'de Yargıtay'ca aklandık. Mehmedin Kitabı şimdi özgür. Sökmen ve ben de.
Yargılama, dolayısıyla kitap iç ve dış ilgili kamuoyunun desteğini yanında buldu. Bu desteğin "ifade özgürlüğü" mücadelesinin bir parçası olduğunu anlatmak gerekiyor mu?
Yalnızca ABD değil, İstanbul'daki pek çok Batılı Konsolosluk görevlisi yargılamayı ifade özgürlüğü ölçütü olarak kabul ettikleri için izlediler. İzledikleri ilk duruşma Mehmedin Kitabı da değildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin "dost ve müttefiki" olan bu gözlemcilerden, ben değil; hem ifade özgürlüğünde uluslar arası standartları benimseyeceğine dair vaatlerde bulunan hem de yazarları, gazetecileri yazdıklarından ötürü yargılanmak zorunda bırakanlar rahatsızlık duymalı.
Vakfın "Amerikan Merkezi Haber Alma Örgütü CIA'nın kasası olarak görev yaptığı" yolundaki "iddialar" şimdi gündeme getirildi.
Esasında, bir Vakfın ya da bir başka kuruluşun bir istihbarat kuruluşu adına iş görüp görmediğini başarıyla kanıtlamak olsa olsa profesyonel istihbaratçılara düşüyor. Ben bu konuda kendimi yetkisiz ve ehliyetsiz hissediyorum. İddialara kanıt diye sundukları kaynakları yalnızca açıp bakmak bile yetti aslında bu kaynakların tersini söylediğini anlamaya.
Bunlarla vaktimi ziyan edecek değilim. Ama sağduyum bana şunu söylüyor: Eğer dünyanın en önemli istihbarat kuruluşu bağlantılarını bu kadar kolay ele veriyorsa, bunda bir saçmalık vardır.
Vakfa başvurumu, onun hakkındaki istihbarat analizlerine ulaşmam söz konusu olamayacağından, genel felsefesine, daha önce desteklediği projelere bakarak yaptım. Bu kadarı da benim için yeterli.
Ne var ki, ben açıklamamı daha ilk gün yaptığım halde, bilinen bir iki gazetecinin "konuş", "konuş" diye bağırmaktan sesleri hala kısılmadı.
Konuştum, bir kez daha konuşuyorum. Daha fazla değil, benim yerime Mehmedin Kitabı konuşmaya devam edecek.
İddialara ilk dayanak, J. Michael Waller imzasıyla Amerikan Dergisi Insight'da 21 Ağustos 2000'de yayımlanan, Türkçeye, "Ulusal Güvenliğin Altının Oyulmasına Destek Vermek" diye çevrilebilecek "Funding Subversion of National Security" başlıklı yazı.
Yazıdan bir alıntı: Geleneksel ulusal güvenlik için verilen toplam 23 milyon dolar John D. And Catherine T. MacArthur Vakfı'nın 1997 yılında sadece Küresel Güvenlik için verdiği 27,5 milyon dolardan daha azdır.
"Sol, düşüncelerin gücünü ve dünya meselelerinde kadro oluşturmanın önemini sağdan çok daha iyi anlamaktadır."
(Http://www.insightmag.com/archieve/200008215.shtml ve Türkçe çevirisi için bkz: www.bianet.org )
Okurlar bakabilsin diye, yazının adresi veriliyor da ne yazan kişi kendisi bir zahmet yazıya bakmıyor ya da baktırmıyor.
Bir başka dayanak da; Martin Morse Wooster'in yazdığı iddia edilen "The Web of Foundations" kitabı. Biz böyle bir kitaba rastlamadık. The Architecture of Modern Political Power" adlı derlemede R. W. Bradford adlı bir yazar Wooster'in yazdığı bir yazı üzerinden bir makale yazmış. Burada, MacArthur'dan söz ediliyor, ama tam tersi anlamda.
Vakfın 20 kişilik mütevelli heyeti çoğu Yale, Harward, Georgetown ve Emory üniversitelerinden gelen bilim insanlarından oluşuyor.
http://www.macfound.org/about_us/board.htm
İddialara bir başka dayanak olarak gösterilen Vakıfın Mütevelli Heyet üyeleri görevleri şöyle:
Jonathan F. Fanton: 1999'dan beri Vakfın Başkanı. 17 yıl New York'taki New School Üniversitesi'nin rektörlüğünü yapmış. Halen İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) Mütevelli Heyeti Başkanı.
Fanton'un "The Council on Foreigng Relations" üyesi olup olmadığı bir yana, "The Council on Foreign Relations" ABD başkanlarına danışmanlık yapan bir kuruluş olarak biliniyor. Kuruluş, "Foreign Affairs" dergisini çıkarıyor.
Lloyd Axworthy : Eski Kanada Dışişleri Bakanı, bütün dünyada kara mayınlarına karşı verdiği mücadeleyle tanınıyor.
Jamie S. Gorelick: geçen dönem ABD Başsavcı yardımcısı, yani Adalet Bakan yardımcısı.
Prof. Murray Gell-Mann: önde gelen bir Amerikan teorik fizikçisi. 1969 Nobel Fizik ödülü sahibi.
Vakfın faaliyetleri faslında adları geçenlerle bağlantılı bilgiler şöyle:
Mary Jo Toles: Ünlü bir Amerikalı fotoğrafçı, Fotoğraf kolleksiyonunun bir bölümü Vakıf'taymış.
"American Association for the Advancement of Science", Amerikan Bilim Geliştirme Derneği olarak Türkçeleştirilebilecek bu kuruluşla ilgili tek bildiğim Türkiye'den de bilim çevrelerinden üyelerinin bulunduğu.
Internet taramalarından edindiğim bu bilgileri, "konuş" sesleri nedeniyle sadece okura olan saygımdan aktarıyorum.
Mesela bir gazetede emekli bir MIT görevlisi çalışsa, ya da çalışıyorsa o gazete MİT'in gazetesi, orada çalışanlar da MIT gazetecisi, MIT köşe yazarı olurlar mı? Ya da bir emekli general bir gazetenin kurullarında yer alsa, alıyorsa o gazete genel kurmay gazetesi, çalışanlar da genelkurmay köşe yazarı, gazetecisi olurlar mı? Benim cevabım net: Hayır.
Gazeteci aktarıcıdır. Ben de Mehmedin Kitabı'yla çok önemli bir aktarıcılık çalışması yaptım. On beş yıl boyunca, "ölmeye", "yaralanmaya", "en yakınlarında düşen arkadaşlarının ölümlerine katlanmaya", dönebilirlerse "öfkelerini kontrol etmeyi yaşamın temeli" yapmaya gönderdiğimiz gençlerimizin sevgi, öfke, korku ve sevinçlerini özetle duygularını ve görüşlerini bilmiyorduk.
Mehmedin Kitabı'nı onlar yazdı. Dünyada, savaş yanlıları ne yazık ki, hala savaş karşıtlarından daha fazla var olmaya devam ediyorlar. Mehmedin Kitabı'nda 42 Mehmet konuştu. Onlar 3-4 milyondular. Daha çok konuşacaklar var.
Nadire Mater
1