Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı külliyesinde 40. kez düzenlenen Muhtarlar Toplantısı’nda konuştu, “toplantıların 40’ınını çıkararak bir dönüm noktasının geride bırakıldığını” söyledi.
Konuşmasında 15 Temmuz darbe girişiminden, Kerkük operasyonundan, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nden bahseden Erdoğan, özetle şunları söyledi:
“Yurtdışına kaçmış olanları asla kendi hallerine bırakmayacağız”
“15 Temmuz’da hainler emellerine ulaşamadılar. Ama biz tıpkı Çanakkale’de istiklal harbinde olduğu gibi birliğimizi beraberliğimizi bir kez daha perçinledik.
“Sergiledikleri tüm caniliğe, alçaklığa rağmen başarısız olan bu hainler şimdi adalet önünde hesap veriyor. Yavaş yavaş neticelenmeye başlayan davalarda suçlu bulunan herkes ihanetinin derecesine göre cezasını alıyor.
“Yurtdışına kaçmış olanları da asla kendi hallerine bırakmayacak, hak ettikleri cezaya çarptırılana kadar peşinde olacağız. Bu ihaneti yapanların hiçbiri de ömürleri boyunca rahat yüzü göremeyecek. Ülkemizi ele geçirmek, milletimizi esir etmek için böyle bir alçaklığa kalkışanları, o şarlatan da onun ipini elinde tutanlar da kurtulamayacak.”
“Ecdadımız, Kerkük’e kadar bu hattı çizmediler mi?”
“Yıllarca Abdurrahman Kızılay’ın sesi ve edasıyla dinlediğimiz az önce dinlenen Kerkük türküsünde ne diyor? ‘Altın hızma mülayim, seni haktan dileyim. Yaz günü Temmuz’da, sen terle ben sileyim.’ Şimdi biz bu güzel türkünün yakıldığı Kerkük’e nasıl sırtımızı dönebiliriz?
“Ecdadımız, Gazi Mustafa Kemal Misak-ı Milli ile en batıdan en doğuya Kerkük’e kadar burada bu hattı çizmediler mi? Kerkük Türkmenleri oralarda değil miydi? Aynı şekilde Musul’da değil miydiler? Vardılar. Bak ne diyor? ‘Yar dayansın, men düştüm aşk oduna, tutuşsun yar da yansın.’ İşte böylesine içli bir Kerkük divanını dinleyip de ‘aman bu işlere karışmayalım’ demek bize yakışır mı?
“Araplara, Türkmenlere nasıl bakıyorsak Kürtlere de aynı şekilde bakıyoruz”
“Bizim ne Irak’taki ne Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle husumetimiz yoktur. Irak ve Suriye’deki Araplara, Türkmenlere nasıl bakıyorsak Kürtlere de aynı şekilde bakıyoruz.
“Bizim derdimiz sadece ve sadece terör örgütüyledir. PKK ile mücadele ederken, bu teröristlerin kimliğine diline meşrebine bakmıyoruz. DEAŞ [IŞİD] ile mücadele ederken de bakmıyoruz. FETO ile mücadelede de tek ölçümüz terör örgütü mensubu olup olmadığıdır.”
“Kredi istediler, kimse vermedi ama biz verdik”
“Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile yıllarca birlikte yaşadık. Bugün huzur ve refah içinde yaşıyorlarsa, bunda en büyük pay sahibi bilmeseler de Türkiye’dir. Mali yönden sıkıştılar, memurlarımızın maaşını ödeyemiyoruz dediler, kredi istediler. Biz kendilerine ciddi manada kredi verdik. Kimse vermedi, ama biz verdik.
“Öyleyse dün Kuzey Irak yönetimine yardımcı olan Türkiye, bugün niye sınır kapılarını, hava sahasını kapatıyor? Bu sorunun cevabını en başta Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin vermesi gerekiyor.
“Adeta bir histeri haliyle ve buram buram fırsatçılık kokan aceleyle hareket edenler hesap verecektir. Kalkıyor ne yapıyor? ‘Kerkük benimdi’ diyor. Sen hangi hakla Kerkük benimdir diyorsun? Kerkük’te senin tarihin var mı ya? Ne işin var senin Kerkük’te?”
“Daha önce dediğim gibi, bir gece ansızın geliriz”
“Biliyorsun ki orada kimlerin hakkı var. Ve bu insanları orada maalesef zulümle terbiye etmeye kalktılar. Irak’ta bu sebeple dökülen her kanın sorumlusu bölgesel yönetimdir. PKK gibi sicili kabarık eli kanlı bir başka örgüte alan açanlara elbette göz yummayacağız.
“Biz orada PKK’yı, DEAŞ’ı, Suriye’de PYD’yi, YPG’yi, kimse kusura bakmasın hiçbirini de orada tasarruf alanında yetki kullanımına müsaade etmeyeceğiz.
“Daha önce dediğim gibi, bir gece ansızın geliriz, gereğini de yaparız. Söyleye söyleye girilmez, bir gece ansızın girilir.”
“Gıda, ilaç, elbise, şu bu falan artık girmeyecek”
“Kararlıyız, bu şahsımız için değil. Oradaki mağdurlar, mazlumlar için. Suriye’de oynanan oyunun bir benzerinin Irak’taki gönüllü figüranlığına soyunanlar buna uygun muameleye de razı olmak zorundadır. Bu tür ihtiraslarla hareket edenler en büyük zararı kendi halklarına veriyorlar.
“Şimdi yukarıdan gıda, ilaç, elbise, şu bu falan artık girmeyecek. Artık hava sahası kapalı. Artık Erbil’den bir yere uçuş olamayacak. Çünkü en önemli hava sahası biziz. Biz merkezi yönetime, ihtiyaçlarını oraya göndereceğiz. Ve merkezi yönetim Kuzey Irak halkına gerekli yardımı oradan yapacak.
“Ama Kuzey Irak yerel yönetiminin başlarına neler getirdiğini halkın görmesini istiyoruz, halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz. Halk, bu tür yöneticilere gereken dersi vermeyecek olursa kusura bakmasınlar.”
“Kürt kardeşlerim kusura bakmayın”
“Suriye’de Kürt kardeşlerimizin de kendi gelecekleri için en doğru kararı vereceklerine inanıyorum. Bu YPG, PYD oradaki samimi Kürt kardeşlerimizi istismar eden terör örgütleridir. PKK’nın yan kuruluşudur. ‘Ben Kürdüm, ama ne olur YPG’ye bir şey demeyin.’ Kürt kardeşlerim kusura bakmayın bu teröristleri savunuyorsanız burada yollarımız ayrılır.”
“Kürdüm demek en tabii hakkındır, ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. Türküm demek en tabii hakkındır, ama Türkçülük yapmak hakkın değildir. Çünkü bunlar bölücülüktür.
“Rabbim ne diyor? ‘Biz sizi kavimlere ayırdık, iyi anlaşasınız diye.’ Bizim gönül dünyamız da kollarımız da kardeşlerimize açıktır. Yeter ki bizi can evimizden buran politikalara girişmesinler.” (AS)
* Fotoğraf: Anadolu Ajansı - Ankara