Fotoğraf / Video: Duygu Yılmaz
*Ben adalete güvendim, kendi ellerimle çocuğumu adalete teslim ettim. Onlar çocuğumu bana geri vermediler. 28 yılın acısını yüreğime sığdıramıyorum.”
Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Cumartesi Annesi/İnsanı Hanife Yıldız, bugün İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın açıklamasında böyle seslendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası dolayısıyla bugün derneğin Beyoğlu’ndaki merkezinde bir araya geldi.
"Türkiye BM Sözleşmesi'ni imzalasın"
Cumartesi Anneleri/İnsanları adına ilk olarak İHD İstanbul Şubesi Başkanı Avukat Gülseren Yoleri konuştu. Özetle şöyle dedi:
*Bu hafta bildiğiniz gibi çeşitli etkinliklere gözaltında kayıplara dikkat çekilen, kayıplarının akıbetinin açıklanması talebinin dile getirildiği bir hafta.
Bilindiğini gibi Türkiye’de gözaltında kaybetme suçu geçmişte kalmadı. Bu suçun işlenmeye devam edildiğini biliyoruz, derneğimizin yayınladığı raporlarda da bu bilgi mevcut.
*2018’de kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’tan halen bir haber alınamadı.
*Biz bu süreçte devletin sorumluluğunu yerine getirmesini istiyoruz.
* Türkiye Birleşmiş Milletler ’in (BM) İnsan Hakları Sözleşmesi’nin halen imzalamadı. Bu Sözleşme’yi derhal imzalayın.
"Polis şiddetine son verin"
Yoleri’nin ardından Özgür Gündem gazetesi muhabiriyken öldürülen Ferhat Tepe’nin ablası Ayşe Tepe basın açıklamasını okudu. Tepe, özeyle şöyle dedi:
* Bu ağır baskı ve hukuka aykırı müdahale koşullarında, kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak 28 yıldır; “Görüyoruz, biliyoruz, tanıklık ediyoruz” diyerek, gözaltında kaybetmeler gerçeğini yüksek sesle duyurmaya, kamuoyunun gündemine taşımaya çalışıyoruz. Cezasızlığı ve adaletsizliği aşmak, hakikate ulaşmak için mücadele etmenin bir yurttaşlık görevi olduğuna dikkat çekiyoruz.
*Gözaltında kayıp vakalarının yeniden gündeme gelmesi ve adalet arayışımızın bastırılmaya çalışılması karşısında, mücadelenin daha etkin sürdürülmesinin bir zorunluluk olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız ve bu kez de Gözaltında Kayıplar Haftası vesilesi ile; insanım diyen herkesi mücadeleye omuz vermeye çağırıyor, bir kez daha devleti yönetenlere sesleniyoruz:
- Hakikat ve adalet talebimizin gereğini yerine getirin. Kayıplarımızın akıbetini açıklayın, cezasızlık politikasına son verin, kayıp dosyalarında etkin soruşturma yürütün, failleri cezalandırın.
- Devletlere, Zorla kaybetmeyi suç olarak düzenleme, yargılama ve cezalandırma, gözaltında kaybetmelerin önlenmesi ve geçmişte yaşanan kaybetmelere dair hakikat ve adalete erişimin sağlanması sorumluluğu getiren, BM Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi derhal imzalayın ve uygulayın.
- Beş yıla yakın bir süredir hiçbir hukuki dayanağı olmadan bize ve tüm topluma kapattığınız Galatasaray’daki yasağı derhal sonlandırın, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulayın.
- Kayıp yakınları ve hak savunucularına yönelik polis şiddetine ve yargı tacizine son verin.
*İnsanlık onurunu hedef alan gözaltında kaybetmelere karşı hakikat ve adalet mücadelesi yürütmekten asla vazgeçmeyeceğiz! Kayıplarımızdan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı’ndan asla vazgeçmeyeceğiz
Cumartesi Anneleri/İnsanları: Devletten alacaklıyız
Daha sonra Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Cumartesi Annesi/İnsanı Hanife Yıldız, şöyle dedi:
*28 yıldır nereden başlayayım çok zor bir mücadeleden geçtik. İlk buraya geldiğim günden beridir acım neyse, onun daha fazlası oldu. Hem öfke hem isyan.
*Çünkü ben çok haklıydım, adalete güvenmiştim. Bir anne devlete güvenmiş, götürmüş vermiş. Ve onlar yok etmiş. Ben devletten alacaklıyım. Devlet benden alacaklı olsa on kere kapıma gelmişti. Ben evladımı alamıyorum. Devlet, adalet nerede dediğimde polis karşıma çıkıyor. Devletin kendi ayıbıyla içi rahat ama benim içim rahat değil. Bir anne için bu çok zor bir şey. Ben bunları konuşurken polisler karşıma çıkıp sırıtıyor. Düşünün 28 yılın acısı öyle bir acı ki, sığdıramıyorum artık yüreğime. Oğlumdan af, özür diliyorum.
Kayıp Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe de özetle şöyle dedi:
*30 yıldır biz bu mücadeleyi veriyoruz. 30 yıldır Galatasaray önüne gidip geliyoruz. Ama hiçbir sonuç alamadık, adalet yerini bulmadı, katiller yargılanmadı. 25 tane Özgür Gündem muhabirini gözaltında kaybettiler.
*Ferhat Tepe’yi de Hazar Gölü’nde ölü olarak bize verdiler. Şu ana kadar hiçbir sonuç alamadık. Mücadelemiz her zaman devam edecek. Biz hiçbir zaman Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. Galatasaray, Cumartesi Annelerinin yeridir. Yargılansınlar, adalet yerini bulsun.
Cumartesi Annesi/İnsanı Hanım Tosun da şunları söyledi:
*Her zaman kayıplarımızı soracağız, nerede olduklarını. Bizim için bu hafta çok önemli. Galatasaray da bizim için çok önemli. Neden vazgeçmiyoruz çünkü kayıplarımızı Galatasaray’dan dünya duydu. İnsan hakları savunucuları birlikte meydanlara çıkıp sesini yükseltmeseydi belki yüzlerce insan daha kaybolacaktı. Ama Galatasaray’da fotoğraflar dalgalandığı zaman bütün dünya sesimizi duydu.
*Cenazeleri nasıl buldular biliyor musunuz, mücadele verdiler ve kuyularda, çukurlarda, asit kuyularında bulduk. Bazıları da hala mezar sahibi olamadığı için Galatasaray bizim için bir mezardır. Biz sesimizi oradan duyurduk ve oradan da vazgeçmeyeceğiz.
Son olarak da kayıp yakın Cumartesi İnsanı Ali Ocak konuştu, şöyle dedi:
*Şili ve Arjantin olmak üzere Kıbrıs’a, Filipinler’e uzanan bir barikattan bahsediyoruz. Bugün bu hakikat ve adalet mücadelesi için birçok ülkede açıklama ve etkinlikler yapılıyor. Saldırı odağı haline gelmiş durumdayız.
*Buna karşı da direnmeye, hakikati aramaya daha güçlü devam ediyoruz. Elimizde sadece bir hakikat ve bir de hakikatte ısrar edenler var. Ama bu hakikatten korkmaya devam ediyorlar, biz de onları korkutmaya devam edeceğiz. Mücadelemiz son kayıp kalana kadar sürecek.
İHD Kayıplara Karşı Komisyon ve insan hakları savunucuları 19 Mayıs Cuma günü saat 12.00’de Gazi Mezarlığı’nda gözaltındayken işkenceyle öldürülen Rıdvan Karakoç ve Hasan Ocak’ı mezarları başında olacak.
(EMK/DY)