Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 950’nci hafta eyleminde gözaltına alınan 20 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davanın bir sonraki duruşması 4 Ekim'de görülecek.
*Cumartesi Anneleri/İnsanları, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten yargılanıyor.
Kimler yargılanıyor?
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 950’nci hafta eyleminde gözaltına alınan 20 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten yargılanıyor.
Davada bugün daha önce savunması alınmayan Cumartesi Anneleri/İnsanları savunma yaptı.
Bilgin: Hakkımı engelleyenler suç işledi
İlk olarak konuşan 1994’te gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin konuştu. Özetle şöyle dedi:
“Galatasaray Meydanı bizim için bir hafıza merkezdeydi, annelerin buluşma alanıydı. Biz kayıp yakınları için bu alana gidememek adeta bir zulümdü. Alana yeniden çıkmak için başvurular yaptık ancak hiçbir sonuç alamadık.”
“Biz Anayasa mahkemesine başvuru yaptık. Anayasa Mahkemesi bu alanın kullanılmasının demokratik hakkımız olduğunu, güvenlik güçlerinin bu hakkın kullanımını engelleyemeyeceği tam tersini polisin oraya gelen insanların güvenliğini sağlamakla görevli olduğuna karar verdi. Biz de aileler olarak bu hakkımızı kullanmak için tekrar alana gitme kararı aldık. Ama ne yazık ki Anayasa Mahkemesinin bu kararına da uyulmadı."
"Anayasa Mahkemesinin kararı tanınmadı 29 hafta daha alana gitmeden İstiklal Caddesi'nde ablukaya alınarak yaka paça otobüslere bindirerek gözaltına alındık ve savcıya çıkarılmadan akşam saatlerinde bırakıldık. Yani biz savunma yapacak konumda değiliz. Çünkü biz aileler olarak suç işlediğimizi kabul etmiyoruz.”
“Biz anayasanın bize tanıdığı demokratik hakkımızı kullanmaya çalıştık. Esas savunma yapması gerekenler gözaltı talimatı verenler ve gözaltına alanlardır. Çünkü Anayasa mahkemesinin verdiği karar tanımayan ve en demokratik hakkımı engelleyenler suç işlemiştir.”
Arcan: Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasaklama kararı hukuki değil
Savunmasını yapan insan hakları savunucusu Sebla Arcan da şöyle dedi:
"10 Haziran 2023 tarihinde, Anayasa Mahkemesi’nin Cumartesi Anneleri’nin kayıpların bulunması için Galatasaray’da basın açıklaması ve oturma eylemi yapmalarının anayasal bir hak olduğu ve bu eylemlerin engellenmesinin bir ihlal olduğuna karar verdiği Maside Ocak Kışlakçı ve Gülseren Yoleri kararlarına dayanarak, anayasal hakkımızı kullanmak üzere Galatasaray Meydanı önünde basın açıklaması yapmak istedik. Ancak polis, bariyerlerle abluka altın aldığı Meydan’a yaklaştığımızda etrafımızı kalkanlarla çevirdi. Dağılın anonsu yapıldı ama dağılmamız için herhangi bir çıkış koridoru açmadı. Gazeteciler ve gözlemciler hızlı bir şekilde yanımızdan uzaklaştırarak görevlerini yapmaları engellendi."
"Polis amirleri, basın açıklaması yapmamıza izin vermeyeceklerini ve Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasaklama kararı olduğunu söylediler. Yasaklama kararını görmek istediğimizde, “ emniyette görürsünüz!” diyerek göstermediler. Bu yasaklama kararı, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın Web sitesinde de yayınlanmadı. Gözaltına alındığımızda, yasaklama karının olup olmadığı ya içeriği hakkında hiçbir bilgimiz yoktu."
"Polis amirlerine, AYM ‘nin Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasaklama kararını hukuki dayanakta yoksun bulduğunu ve AYM kararına rağmen engelleme ve gözaltı yapmalarının kanunsuz olduğunuz olduğunu belirttik."
"Kanunsuz emre uymanın suç olduğunu söyledik. Hiçbir biçimde gözaltı işlemine direnmememize rağmen, araca bindirilmeden önce herkese kelepçe takıldı. Avukatımızın polis amirleri ile görüşme talebi de reddedildi. Bu olaylar 2-3 dakika içinde gerçekleşti.Polisin bizi dağılmaya ikna etmek gibi bir amacı olmadığına, sabırsız bir şekilde gözaltı işlemi yapmak istediğine bizzat tanık oldum."
"Gün boyunca son derece kötü koşullarda gözaltında tutulduk.Hastanede bir suçlu gibi polis eşliğinde dolaştırıldık, masumiyet kabinesi hakkımız ihlal edildi. Kısacası idare, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamadığı gibi, 950.haftamızda da Anayasa Mahkemesi kararlarında ihlale neden olduğu kayıt altına alınan tutumlarını sürdürdürdü."
"08 Nisan-11 Kasım 2023 tarihleri arasında, Cumartesi Anneleri ile ilgili aynı gerekçelerle 29 gözaltı işlemi yapıldı.Bunlardan 28’ inde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.Tamamen benzer koşullardaki 950 hafta için İddianame hazırlanmasının ve mahkemenin bu iddianameyi kabul etmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını düşünüyorum."
"Suç işleyenlerin hesap vermesi engelleniyor"
Savunmasını yapan 1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun da şöyle dedi:
"29 yıl önce babamı aramaya başladığım yol beni bu duruşma salonuna getirdi. İsterdim ki bugün burada yargılanan, babamı bizden alırken yüzümüze gülen o insanlık suçunun failleri olsun; ama onlar değil, ben yargılanıyorum."
"29 yıldır hayatımın akışını değiştiren, daha doğrusu hayatımı cehenneme çeviren o gülümseme ile baş etmeye çalışıyorum. Kimseyi düşmanlaştırmadan, nefret etmeden, kırıp dökmeden yaşamaya çalışıyorum ama izin vermiyorsunuz. Bu ülke bir hukuk devleti olsaydı, adil bir yargılama faaliyeti yürütülseydi babamın başına ne geldiği, nerede olduğu tespit edilir, cenazesi usulüne uygun bir şekilde bize teslim edilirdi ve babamı kaybeden fail, politik sorumluları yargılanarak cezalandırılırdı."
"Zorla kaybedilen sevdiklerimizin nerede olduğunu bilmeye hakkımız var. Hakikati bilme hakkımız var. Adalete ulaşmaya hakkımız var. Bu haklarımızı talep etmeyi suçmuş gibi gösterenler insanlığa karşı suç işleyenlerin hesap vermesini engelliyor."
"29 yıldır babamı kaybedenler, yani insanlığa karşı suç işleyenler cezasızlıkla ödüllendirilirken; ben hapis cezası istemiyle yargılanıyorum. Bunca haksızlığa, hukuksuzluğa rağmen adalete olan inancımı bu yargılamalarla zedeleyemezsiniz. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan keyfi yargılamalarla adalet talebimiz susturmak isteniyor, susmayacağım!"
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme davayı 4 Ekim'e bıraktı. Ayrıca avukatların soruşturmanın genişletilmesiyle birlikte beraat taleplerine de ret verildi. Gerekçe sorulduğunda ise savcıdan "Gerekçe yok" yanıtı verildi. Hakim ise esasa ilişkin karar vereceklerini açıkladı.
Ne olmuştu?
Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda 700. hafta yapmak istediği eylemi yasakladı.
Beyoğlu’ndaki Galatasaray Meydanı’na çıkan kayıp yakınlarına polis müdahalesi oldu, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Meydana çıkan tüm yollar polis bariyerleri ile kapatıldı.
Kayıp yakınları, yasaklama kararını Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. Yüksek mahkeme, kayıp yakınlarının eylemlerinin yasaklanmasına ihlal kararı verdi. AYM kararının ardından 10 Haziran 2023’te 950’inci hafta açıklaması için Galatasaray Meydanı’na çıkan kayıp yakınları yeniden gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların arasında kayıp yakınları, İnsan Hakları Derneği yönetici ve üyelerinin de olduğu 20 kişi hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten ceza davası açıldı. Dava kapsamında aralarında insan hakları savunucularının da olduğu 20 kişi yargılanıyor.
(EMK)