Kürt sorununun çözümü için katkıda bulunmak amacıyla Türkiye’nin yedi bölgesinde halkın görüşlerini alan Akil İnsanlar Marmara Grubu’ndan İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Deniz Ülke Arıboğan, Hülya Koçyiğit, STGM Başkanı Levent Korkut’un katıldığı toplantıda “Türkiye’de toplumsal uzlaşı süreci ve bu süreçte kadın odaklı STK’ların rolü” ele alındı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan KAGİDER Başkanı Dr. Gülden Türktan KAGİDER olarak çözüm sürecine inandıklarını söyleyerek tüm yurttaşları eşit gören Anayasa istediklerini belirtti.
Arıboğan: “Müthiş bir barış arzusu var”
Deniz Ülke Arıboğan halkla yaptığı görüşmelerden izlenimlerini aktararak akil heyetin çözüm sürecinde çok önemli katkıları olduğunu söyledi. Arıboğan, toplumla buluşmalar başladıktan sonra halkla sadece Kürt sorunu ile ilgili konuşmadıklarını, her kesimin ciddi sıkıntı ve problemlerinin olduğunu belirterek bunu da Türkiye’nin gerçek anlamda bir demokratikleşme sürecine giremediği şeklinde yorumladı. Çözüm sürecinde halk arasında bazı endişelerin varlığından söz ederek “Türkiye’de halkın çoğunluğunda müthiş bir barış arzusu var” dedi.
Koçyiğit: “Bir tarafı memnun ederken diğerini kırmayalım”
Oyuncu Hülya Koçyiğit “Bu ülkede sadece Kürtlerin sorunu vardır demek mümkün değil, birlikte mutlu ve huzurlu bir ülke için insan haklarına saygılı olmalıyız” dedi. TC ambleminin Anayasa’dan kaldırılacağı konusuna değinerek “Kürt çözüm süreci derken Türkler de bir patlama oldu ve insanlar facebookta adının başına T.C amblemi koymaya başladı” diyerek bir tarafı memnun edelim derken diğer tarafın kırrılmaması gerektiğini belirtti. Çözüm sürecinde insanların “Bunu yaparken söz mü verildi, PKK ile pazarlık mı yapıldı” dediklerini fakat bunların söylenmemesi gerektiğini vurguladı.
Korkut: “Katılımcı bir toplum oluşturulmalı”
STGM Başkanı Levent Korkut yurtdışında yaşanan çatışmalara örnek vererek Kürt sorununu dar ve geniş sorun olarak değerlendirdi. “Kürt sorununa baktığımızda şunu görüyoruz. Dar bir sorun olarak, çatışma ve şiddet geniş sorun olarak da toplumun sorunlarına eğilen eşitlikçi bir sistemin aktifleşememesi” diyerek bunu da demokratikleşememe sorunu olarak yorumladı. “Şiddetsiz bir toplumun olmasını istemiyorsak katılımcı bir toplumun oluşturulması gerekir” dedi ve ekledi:
“Kürt sorununun çözümünde de yapılması gereken katılımcı ve çoğulcu demokratik bir ortam yaratacak Anayasa oluşturmaktır.” (ZA/HK)
* Fotoğraf: Zuhal Atlan