Türkiye’nin önemli sanayi merkezleri arasında yer alan Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde belli aralıklarla açığa çıkan endüstriyel/kimyasal koku nedeniyle, bölgede temiz hava almakta zorluk yaşanıyor.
Bölge halkı ilçeyi saran kokunun dayanılmaz olduğunu söylerken, sivil toplum temsilcileri ve uzmanlar ise yapılan denetimlerin yetersiz olduğunu, fabrikalarda gerekli önlemlerin alınmadığını söylüyor.
Ağustos ayında konuyla ilgili yapılan şikâyetlerin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü'nün denetimlerinde, havayı kirlettiği belirlenen yedi firmaya 3 milyon TL ceza kesildi.
“Kirli havalarda sokağa çıkmak imkânsız”
Duruma tepki gösteren Çorlulular, insan yaşamının, kontrolsüz sanayi faaliyetlerinden daha önemsiz olmaması gerektiğini belirterek, yetkililere seslendi.
bianet'e konuşan Çorlu sakinlerinden emekli Mesude Tekin, bazı günlerde koku nedeniyle dışarı çıkılamadığını, pencerelerin dahi açılamadığını belirterek, hasta olmaktan korktuklarını aktardı.
Birkaç hafta önce genzi yakan yoğun bir kokuya maruz kaldıklarını söyleyen Tekin "AVM'lerde oturup zaman geçiren yaşlılar çoğaldı. Salgın sırasında evlere kapandığımız günler, koku nedeniyle hâlâ devam ediyor. Artık bir çözüm bulunmalı,” diyerek yetkililere seslendi.
“Boğazımız yanıyor”
Çorlu deresine bırakılan fabrika atıkları dolayısıyla açığa çıkan kokunun yanı sıra yağ ve kimyasal kokusunun da olduğunu belirten Ferhat Kurt, akşam saatlerinde başlayan kokunun gün ağarıncaya kadar sokaklarda hissedildiğini vurgulayarak şöyle dedi:
“Kokuyu ilk geldiğinde duyarsınız sonra alışırsınız derler; ama bu öyle bir şey değil. Fabrikaların servislerinden inip eve gitmeye çalıştığımız akşam saatlerinde bu kirli havayı soluyoruz. Tüm gece boğazımız yanıyor. Klimalı ortamlarda filtrelenmiş havaya alışıp, sokağa çıkıyoruz ve bu koku yüzümüze çarpıyor.
“Akşam saatlerinde hava biraz nemliyse hiçbir yere çıkma şansımız yok. Çözüm bulunmasını bekliyoruz. Belki fabrikalara ağır cezalar kesilirse insafa gelirler. Onların çocukları bu şehirde yaşamıyor mu?"
Çorlu Çarşı Platformu sözcüsü Cem Mustafa Erdurur ise gün içinde iş telaşında pek hissedilmeyen kokunun akşam saatlerinde eve dönerken daha çok fark edildiğine dikkat çekti.
Söz konusu sorun devam ettiği sürece kentte yaşamanın olanaksız hâle geleceğini aktaran Erdurur "Kimse ailesini, çocuklarını böyle bir çöplüğün içinde yaşatmak istemez. İmkânı olan insanlar şehri terk ediyor. Yetkililer sesimizi duymalı,” dedi.
Çorlu Belediye Başkanı’ndan açıklama
Konuyla ilgili açıklama yapan Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, sanayi alanlarını belediye olarak denetleyemediklerini, lisanslı denetleme firmalarına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Belediye başkanı olarak, çatılara çıkıp, kokunun kaynağını aradığı zamanlar olduğunu belirten Sarıkurt, denetim ve cezai işlem yetkisine yönelik güncellemeler yapılması gerektiğine de değindi.
Bazı zamanlar ilgili kurumların yetkilileriyle denetimlere katıldığını aktaran Sarıkurt, günde dört ya da beş fabrikanın denetlenebildiğini, bazen tesis yöneticilerinin önceden haber alıp, tedbir aldıklarını aktardı ve denetim mekanizmasında ciddi açıklar olduğunu söyledi.
Gaz ölçümü şart
Trakya Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Murat Sevgi ise farklı koku tiplerinin olduğunu ve hava şartlarına göre değişkenlik gösterdiğini belirtti. Birkaç hafta önce endüstriyel kimyasal kokularının yanı sıra baca kaynaklı yanık kokusu da duyulduğunu aktaran Sevgi, denetimler yapılsa dahi bunların yetersiz olduğunu vurguladı.
Söz konusu kokusunun gece 02.00 gibi başladığını ve 08.00-09.30’a kadar hissedildiğini aktaran Sevgi “Bacalarla ilgili partikül madde değerinin üzerinde bir standart var. Ama fabrika prosesleri kaynaklı solvent, baca karbonmonoksit ya da teneke kutu eritenlerden gelen yanık kokusunda bir partikül boyutu yok. Burada partikül ölçümü ile birlikte havaya salınan gazların da ölçümü şart,” dedi.
Sevgi ayrıca, ağustos ayında açığa çıkan ağır koku nedeniyle de yurttaşların Alo 181, 112, 155’i arayarak şikâyette bulunduğuna değindi.
Farklı koku tipleri
Sabah güneşin ısıttığı yüzeylerde kokunun dağıldığını, yüksek binaların arasında, gölgede kalan yerlerde ise kokunun sürdüğünü söyleyen Sevgi, farklılık gösteren kokuları şöyle sıraladı:
Alüminyum geri dönüşümcülerinin, topladığı metal içecek kutularının eritme işleminde yanan boya ve izolasyon plastiklerinden yayılan yanık plastik kokusu. Yüksek sıcaklıktaki eritme sistemlerinde incecik metal kapların alüminyumları da buharlaşarak havaya karışıyor.
Ergene'ye Çorlu Deresi’ne salınan kimyasal maddeler deredeki kirli posa ile reaksiyona girerek çürük kokusunu köpürterek salıyor. Çürük kokusu ise kısmen hayvan çiftlikleri kaynaklı gübre kokusu gibi.
Polyester kumaş yapan firmaların şardon ve sanfor gibi işlemleri sırasında yakılarak kırpılan tüylerin yanması ile oluşan yanık plastik kokusu. Kumaş çekmezliği ve formunu düzenlemekte kullanılan RAM makinelerinde pişirilen kumaştan yayılan koku.
Doğrudan araziye ya da kanala dökülmüş tekstil proseslerinde yardımcı kimyasal madde olarak kullanılan solvent.
Sevgi, son olarak her OSB’nin içinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı ekiplere yer verilmesi gerektiğini söyleyerek Çorlu-Ergene-Çerkezköy-Kapaklı hattında Bakanlık bünyesinde mutlaka en az bir denetleme merkezi olması gerektiğini kaydetti. (SCİ/TY)