Kamuoyunda 4+4+4 diye bilinen eğitimde bir dizi değişiklik içeren yasa gündeme geldiğinden bu yana çok tartışıldı, çok karşı çıkıldı. Ancak yine de Meclis'te kabul edildi. Şimdi yeni öğretim yılı yaklaşırken tekrar gündeme oturdu.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 2 Ağustos'ta yaptığı açıklamada 66 aylık ve daha büyük çocuğunu ilkokula göndermek istemeyen velilerin Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelere başvurarak çocuğu için "fiziken okula başlamaya uygun değil" ya da "zihnen okula başlamaya uygun değil" şeklinde rapor alırlarsa çocuklarını ilköğretim okullarına göndermeyebileceklerini belirtti. Sözkonusu raporun çocuk doktoru, çocuk psikiyatrı ya da nörologların imzasını taşıması gerekiyor.
Bakanın sözleri üzerine konuyla ilgili kurumlardan ardı ardına açıklamalar geldi.
Yersiz tanımlamalar
Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ortak bir açıklama yaptı.
Beş yaş (60-71 aylar arası) çocuğunun zihinsel, fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak ilkokula hazır olmadığı vurgulandı. Çocuğun okul eğitimine katılabilmesi için gerekli sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve motor becerilerinin gelişimi 6 yaştan (72 ay) önce tamamlanmadığı belirtildi.
Çocukların bu gelişimleri tamamlanmadan ilkokul 1. sınıfa başlamalarının ruh sağlığını pek çok yönden olumsuz olarak etkileyeceği dile getirildi.
* Küçük yaşta okula başlayanlarda ayrılık kaygısı rahatsızlığı görülme riski, altı yaşında ilkokula başlayan çocuklara göre daha fazladır.
* Dürtü kontrolü beş yaşındaki bir çocukta tam gelişmediğinden davranışlarının kontrolünü sağlamakta zorlanacak, sınıfta sırasında bekleyemeyecek ve ilkokulda uyması gereken kurallara uymakta güçlükler yaşayabilecektir.
* Beş yaşından önce el-göz koordinasyonunun, ince motor becerilerin, işlemsel düşüncenin tam gelişmemiş olması, soyut düşüncenin yetersizliği ve dikkati sürdürmedeki güçlükler nedeniyle bu yaştaki çocuklar öğrenme becerilerinde zorlanacaklar.
* Bu çocuklar zorlanmaları gelişimsel açıdan normal olmasına karşın okul programları kapsamında beklenen kazanımları karşılamamaları nedeniyle, başarısızlık görülecek ve gereksiz olarak "zeka geriliği, öğrenme güçlüğü veya dikkat eksikliği" olduğu gibi tanımlara maruz kalacak.
Zaman yetmez
Açıklamada sayısı 600 bini bulduğu belirtilen bu çocukların haklarının yanı sıra velilerin ve doktorların haklarına da gönderme yapıldı, bu düzenlemelerin çocuğunun durumu hakkında kaygılanan ailelerin çocuğunu okula bu yıl başlatmamak için doktor kapılarına dayanmasına yol açtığı dile getirildi.
"Bir çocuğun çocuk psikiyatrisi kliniğinde değerlendirilmesi en az 30-45 dakikadır. Bu değerlendirme için ailelerin önceden randevu alması gerektiğinden randevu sıraları yoğun başvuru nedeniyle çok uzayacak, çocukların bir kısmı okul açılma zamanı geldiğinde bile değerlendirilememiş olabilecek ve yanlış sınıfa verilme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.
"Ayrıca bu grubun randevuları doldurması kliniklerde tedavisi sürdürülmekte olan hastaların randevularını aksatacak ve tedavileri de yarım kalmış olacaktır. Bakanın bu önerisi pratik uygulamada yaratacağı önemli sorunlar nedeniyle uygulanabilir görünmemektedir. Bu sadece milli eğitim kurumlarında çözüm bulması gereken bir sorunun sorumluluğunu başka bir meslek grubuna yükleyerek çözüm aramaktan sıyrılmaya çalışması ve kendi çaresizliğiyle hekimlerden medet ummasıdır."
Gelecekte de sorun çıkar
Gündem Çocuk Derneği de bakanın sözlerinin yanlış olan bir sistemin ceremesini çocuklara çektirmek anlamına geldiğini bildirdi.
"Çocuğunun erken yaşta okula gitmesinden kaygı duyan velilerin almaya çalışacakları bu raporlar, bazı çocukların ne yazık ki "gelişim geriliğine sahiptir" şeklinde damgalanmasına neden olacaktır."
Dernek bu raporların "çocukların ilköğretime hazır bulunuşlarını dikkate alıyor gibi göründüğünü" ancak aslında "çocukların bio-psiko-sosyal bütünlüğüne karşı yapılan bir müdahale" olduğunu belirtti
"Bir çocuğun erken çocukluk döneminde almış olduğu 'fiziksel ya da zihinsel olarak okula uygun değildir' raporu onun normal olan gelişimsel özelliğini, 'gerilik' olarak tanımlamak anlamına gelir.
"Bu da çocuğun, sonraki yaşamında gelişimsel geriliğe sahipmiş gibi yeniden yeniden önüne gelebilir ve sadece bu yüzden yaşamı boyunca pek çok engellemeyle karşılaşabilir. Oysa her çocuğun gelişim özelliği farklıdır, bu farklılık doğaldır ve bu farklılıklar hiçbir zaman çocuklar için bir dezavantaj haline dönüşmemelidir."
Dernek, MEB'in 4+4+4 sisteminden vazgeçmesini, sistemin yanlışları için çocukların etiketlenmemesini istedi ve velilerin çocuklarının hakları için belirtilen şekilde rapor almayı reddederek süreci idari yargıya taşıması çağrısında bulundu. (YY)
Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği ve Eğitim Sen'in açıklamasının tam metni için tıklayınız.
Gündem Çocuk Derneği'nin açıklamasının tam metni için tıklayınız.