Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği / Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi (CİSST/TCPS), mahpusların açık görüş yasağını yarıya indiren yönetmelikle ilgili açıklama yaptı.
Yönetmeliğin muhatabının siyasi mahpuslar olduğunu belirten örgütler, açık görüş hakkına ciddi bir sınırlama getirdiğini ifade etti.
“Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 18 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmelikle, ayda bir kez olarak uygulanan açık görüş hakkının, iki ayda bir olarak uygulanması öngörülüyor.
Yönetmelik nedeniyle açık görüş hakkı sınırlanan mahpuslar, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Devletin güvenliğine karşı suçlar” (madde 302-308), “Anayasal düzene karşı suçlar” (madde 309-316), “Milli savunmaya karşı suçlar” (madde 317-325), “Devlet sırlarına karşı suçlar” (madde 326-339) ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren fiiller nedeniyle tutuklanan veya hüküm giyenler.
İki ayda bir yapılması da hapishane idaresine bağlı
CİSST/TCPS’nin ortak açıklaması özetle şöyle:
“Açık görüş hakkı muğlak hale getirildi. Yönetmelik, siyasi mahpuslar için açık görüş hakkını iki ayda bir yapılacak şekilde düzenlemiyor ve açık görüşü ‘kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni dikkate alınmak suretiyle (...) idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabilir’ diyerek koşula (kurum mevcudu, güvenliği, düzeni) ve hapishane idaresinin (idare ve gözlem kurulu) kararına bırakıyor.
“Eğer bir hapishanenin idare ve gözlem kurulu, ‘hapishanenin mevcudu ve güvenliği açık görüşe elverişli değil’ derse siyasi mahpuslar o hapishanede hiç açık görüş yapamayabilirler.
“Bu yönetmelik, siyasi mahpuslar aleyhine kurgulanmış olan Türkiye’nin infaz rejimini daha da olumsuz bir noktaya taşıyor.
“Türkiye’de adli mahpuslar mahkemeler tarafından kendilerine verilen cezanın 2/3’ünü hapishanede geçirirken siyasi mahpuslar için bu süre 3/4. Müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hükümlüler söz konusu olduğunda ise ayrımcılık daha da uç noktalara varıyor.
“Bu yönetmelik, infaz rejimlerinde gelecekteki olumsuz değişikliklerin habercisi olarak görülebilir.
“Halihazırda siyasi mahpusların hapishanede daha uzun süre tutulmasına yol açan infaz sürelerindeki eşitsizlik kısmi (özel) af ile daha da derinleşti ve açık görüş hakkını sınırlayan bu yönetmelik ile beraber infaz sürelerinin yanı sıra infaz rejimlerinde de farklılığa gidildi.
“Siyasi mahpuslar artık sadece daha uzun süre hapiste tutulmayacak, mahpus hakları açısından da dezavantajlı duruma getirilecek. Yani yasal olarak infaz rejimleri de adli mahpuslardan farklı hale getirilecek.
“Bu yönetmelik kabul edilemez. İnfaz sürelerinde eşitsizliğe yol açan hükümlerle beraber ortadan kaldırılmalı, süresi ve rejimi ile beraber ayrılıkçı olmayan, siyasi-adli ayrılığını ortadan kaldıran bir infaz mevzuatı oluşturulmalı.” (AS)