Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kobanî Davası’nda mahkemenin Kürt siyasetçilere verdiği cezaları değerlendirdi.
Özel, “Kobanî kararı bir normalleşmeyi işaret etmiyor” derken, İmamoğlu “İster Selahattin Demirtaş, ister Ahmet Türk olsun, bu insanları mahkum etmek ülkeye hiçbir şey kazandırmaz" diye konuştu.
Özel: Hukuki olarak değerlendirmek mümkün değil.
Sözcü TV yayınında konuşan şunları söyledi:
İlk günden beri takındığım tutumu değiştirecek değilim. Bu dava bir siyasi dava. Olay olduktan 5 yıl sonra açıldıysa ve iddianamesi de doğrudan bir partinin genel başkanı tarafından yazıldıysa bu siyasi bir davadır.
Uzamasıyla, zamanlamasıyla, karar duruşmasının seçim sonrasına bırakılmasıyla her yönüyle siyaseten kullanılmaya elverişli bir dava. Cezaların kabul edilebilir bir yanı yok.
Hepsi birden neyle suçlanıyordu? Yasin Börü’nün katili olmak değil mi? En çok konuşulan şey. Her biri, Börü’nün ölümünden sorumlu olma suçundan beraat ettiler. Yani bu dava siyaseten ne kadar çok kullanıldı ve bugün geldiğimiz noktada Börü’nün katilleri dediklerine mahkeme Yasin Börü’nün ölümünden sorumlu olmadıklarını söyledi. O yüzden bu davayı hukuki olarak değerlendirmek mümkün değil. Bu davada bir hukuk yok.
İstinaf ve Yargıtay aşamalarını dikkatle takip edeceğiz. O aşamaların da son derece manipülasyona açık aşamalar olduğu gün gibi aşikâr.
İmamoğlu: Siyaset adaletle iç içe geçmiş
2027 Avrupa Olimpiyat Oyunları’nın İstanbul’da yapılması için düzenlenen imza törenine katılmak için Roma’da bulunan Ekrem İmamoğlu da burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Kobanî kararları siyasi bir davanın sonucu. Üzülerek söylüyorum ki Türkiye’de birçok siyasi dava var. Türkiye’de insanlar boşu boşuna yıllardır hapiste yatabiliyor. Bir tanesi de benim 15 yıllık canciğer arkadaşım Tayfun Kahraman. Gezi davasından ötürü içeride olan arkadaşım. Dolayısıyla, bugün şunu söylemek lazım: Normalleşmeyi konuşuyoruz. Normalleşmenin bence ilk kuralı, adalettir ve adalete uygun bir biçimde hareket etmektir. Siyaseti de adalete alet etmemek gerekir. Ama uzun süredir siyaset, adaletle iç içe geçmiş. Ne yazık ki kararların siyasi bir biçimde verildiği bir ülkede yaşıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, demokrasi ve hukuk ilkeleri temeline inşa edilmiştir ve gücünü bu ilkelerden almak zorundadır. Bunu sağladığımız zaman, bu ülkede huzuru inşa edebiliriz.
Biz, bu yönüyle, şiddete başvurmadıkça, hiç kimsenin de cezalandırılmasını asla doğru bulmayız. Bu ülkede hepimiz teröre de terör örgütlerine de karşıyız. Ama dün verilen kararlar siyasi temele oturduğu sürece, hiç kimsenin vicdanı rahat edemez.
Bunun adı ister Selahattin Demirtaş, ister Ahmet Türk olsun, bu insanları mahkum etmek bu ülkeye hiçbir şey kazandırmaz. Ahmet Türk, daha dün, yani 1970’lerde, CHP’de siyaset yapan bir aktördü. O bakımdan, az önce de ifade ettiğim gibi, legal siyaseti yok ettiğimiz takdirde, makul ve mantıklı bir ortamın ve insanların huzur ve güven içerisinde kendini hissedeceği bir ülkeyi oluşturma şansımız yok.
Kobanî Davası: Demirtaş'a 42, Yüksekdağ'a 30 yıl hapis
(HA)