Cumartesi Anneleri/İnsanları, 738. açıklamalarını da İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak'ta yaptı.
Cumartesi İnsanları/Anneleri, İçişleri Bakanlığı'nın "yasaklaması" nedeni ile 38 haftadır Galatasaray Lisesi önünde açıklama yapamıyor.
Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu haftaki eylemlerinde de ellerinde karanfiller ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
Eyleme, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve milletvekilleri Hüda Kaya ve Oya Ersoy da destek verdi. Bu haftaki eyleme, İran ve Lübnan’dan gelen kayıp yakınlarının temsilcileri de katıldı.
Eylemde, bu haftanın gözaltında kayıplar haftası olduğu hatırlatılarak, 1994’te Diyarbakır’da kaybedilen Ahmet Tekin’in kaybedilmesinden sorumlu olanların yargılandığı davadaki cezasızlığa dikkat çekildi.
“Bir daha kimse gözaltında kaybedilmesin”
Eylemde haftanın açıklamasını kayıp yakını Ayşe Tepe okudu. “738. buluşmamızı Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası içinde gerçekleştiriyoruz” diyen Tepe şunları söyledi:
“1996 yılından beri gözaltında kaybetme suçunu gündemde tutmak İçin 17-31 Mayıs tarihleri arasında çeşitli etkinlikler yapıyoruz Kayıplar haftası vesilesiyle bir kez daha hatırlatıyoruz:
“İnsanlığa karşı işlenmiş sistematik suçlar, yalnız bu suça maruz kalan kişi ve gruplar için ağır bir travma yaratmakla kalmaz, toplumun tamamını derinden etkileyen toplumsal bellek yaraları da oluşturur. Bu yaraları sarmak, İnkâr edilen, üzeri örtülen suçları açığa çıkarmak ve bu suçlarla yüzleşip hesaplaşmak İle mümkündür. İhlal rejimini ayakta tutan inkâr ve cezasızlık geleneği son bulmadan barışa yönelik bir gelecek umudu yaratmak mümkün değildir.
“Israrla talep ediyoruz: Gözaltında kaybetme fiilinin insanlığa karşı işlenen suç olarak düzenlenmesine, önlenmesine ve cezalandırılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılsın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin. Türkiye, imzalamaktan kaçındığı, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme'yi imzalasın, onaylasın ve uygulasın.”
“Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz”
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1994’te kaybedilen Ahmet Tekin’i hatırlatan Tepe şunları söyledi:
“Adalet sistemi Ahmet Tekin ve tüm kayıplarımız için kamuoyunun vicdanını tatmin edecek kararları tesis edinceye kadar; onları kaybedenler, kaybetme iklimini yaratanlar hesap verinceye kadar hakikat ve adalet mücadelemizden ve 39 haftadır bize yasaklanan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz.”
Tepe’nin ardından kayıp yakını Hanım Tosun konuştu. Tosun şunları söyledi:
“Yine Mayıs ayındayız. Biliyorsunuz kayıplar haftasındayız. Ben kısaca şunu söylemek istiyorum. Bir kayıp yakını olarak bu acıyı bize yaşatanlar bu insanları gözaltında kaybedenler.. Nasıl bakanlar çıkıyor diyor ki “Bu onların hakkıdır” diyorsa. Onlar ortaya çıkacaklar bizim ne kadar haklı olduğunu ne kadar yasal bir mücadele olduğunu çok iyi anlayacaklar. Bize diyecekler ki sizden özür diliyoruz ihmal ettik diyecekler. Onlar bize hesap verene kadar asla ve asla Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz kimse bunu bizden beklemesin”
Sadr: Sesinizin yankısı olacağız
Tosun’un ardından İran ve Lübnan’daki kayıplar mücadelesinden Shadi Sadr ile Mona Nasreladdin konuştu. Her iki kayıp yakını da, Türkiyeli kayıp yakınlarının mücadelesini yakından takip ettiklerini belirtti, dayanışma duygularını iletti.
Shadi Sadr "Nereye gidersek gidelim sesinizin tüm dünyada yankısı olacağız" diye konuştu.
Ahmet Tekin nasıl kaybedildi?
“Tekin, Lice/KIY1köy/ Yıldız mezrasında yaşıyordu. 1994 yılının Mayıs ayında Diyarbakır'dan Lice'ye gitmek üzere yola çıktı. Bindiği otobüs Sarnap Köyü yakınlarında askeri bir panzer tarafından durduruldu. Askerler Ahmet Tekin'i otobüsten indirip gözaltına aldıktan sonra sürücü ve yolculara, ‘Siz gidin Ahmet bizim misafirimiz olacak” dedi.
“Olayı duyan anne Kıymet Tekin oğlunu sormak için Lice Jandarma Komutanlığı'na gitti. Orada Ahmet'i gözleri bağlı bir biçimde askerlerin arasında gördü. Ayrıca onu gözaltına alındıktan sonra Lice Jandarma Komutanlığı'nda gören tanıklar da vardı.
Ancak Ahmet Tekin'in gözaltına alındığı bugüne kadar inkar edildi. Ailenin tüm başvurulan sonuçsuz kaldı. Olayı aydınlatacak etkin bir soruşturma ve kovuşturma faaliyeti yürütülmedi. Ahmet Tekin'in akıbeti karanlıkta bırakıldı ve onu kaybedenler cezasızlıkla korundu.” (EMK/TP)