İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishaneler Komisyonu, bölgedeki hapishaneleri ziyaret ederek mahpusların maruz kaldığı hak ihlallerine dair rapor hazırladı.
Raporu hazırlarken mahpus anlatımlarının yanı sıra mahpusların gönderdiği mektupla ve fakslar ile mahpuslar ve yakınlarınca yapılan başvurular ile haberlerden faydalanıldı.
İHD raporu şu hapishaneleri kapsıyor: Adana Kürkçüler F, 1 ve 2 Nolu T Tipi, Osmaniye 1 ve 2 Nolu T Tipi ve Suluca 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi.
Hak ihlalleri
İHD’li hak savunucuları, raporda yer alan bilgilere göre şu ihlalleri tespit etti:
· Kürkçüler Cezaevinde temizlik malzemelerinin çok nadiren verildiği, temizlik materyallerinin genellikle mahpusların kendi imkanlarıyla kantinden yüksek fiyatlara satın aldıkları, çeşme suyunun içilir olmadığı ancak maddi imkanı olmayan mahpusların kireçli çeşme suyu içmek zorunda kaldıkları,
· Kürkçüler T tipinde yaşanan su problemine ilişkin kuyu açıldığı ancak suyun halen çamurlu aktığı, duş için günde yalnızca 1 saat sıcak su verildiği,
· Mahpuslarca istenilen gazete, dergi ve yayınların keyfi olarak verilmediği, özellikle Yeni Yaşam Gazetesinin okunmasının bilinçli olarak engellenmeye çalışıldığı, Kürkçüler Hapishanesinde son dönemde kitap kota sayısının düşürüldüğü ve televizyon kanal sayısının da azaltıldığı,
· Osmaniye Hapishanesinde telefon görüşmeleri sırasında mahpusların cezaevine ilişkin olumsuz durumları aktarmaya başladıkları an telefon görüşmesinin anında kesildiği,
· Pandemi dönemi kaldırılan sosyal aktivitelere devam edilmediği, sosyal aktivite olarak mahpusların sadece sohbet haklarından yararlandırıldığı, ancak spor ve sanatsal faaliyetlere ve atölyelere izin verilmediği,
· Ağırlaştırılmış hapis cezası hükümlüsü bazı mahpusların sosyalleşmesinin önüne geçilerek günde sadece bir saat tek başına havalandırmaya çıkmalarına izin verildiği, aynı şekilde bu kişilerin sosyal aktivitelere de katılmalarına izin verilmediği,
· Kürkçüler Hapishanesinde hastaneye sevklerde ağız içi arama yapıldığı, bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların hastaneye sevkinin gerçekleştirilmediği, hastaneye sevk edilenlere ise ağız kontrolü yapıldığı, kontrollerin çıplak el ile eldiven takılmadan gerçekleştirildiği, dişlerinin zarar gördüğü, ağız kontrol usulünün güvenlik önleminden ziyade kötü muamele aracı olarak kullanıldığı,
· Kürkçüler ve Osmaniye Hapishanelerinde son bir yıl içerisinde sayısız sevk/sürgün gerçekleştirildiği, bu sevk/sürgün öncesi mahpuslara bilgi verilmediği, bazen kıyafetlerini toplamaya dahi izin verilmediği, sevk/sürgünün yapılacağı gün mahpusların bu durumdan haberdar oldukları, götürülecekleri hapishanenin söylenmediği, mahpusların genellikle ailelerinden uzak hapishanelere ve özellikle yoğun izolasyonun uygulandığı S, Y ve Yüksek Güvenlikli Hapishanelere sevk/sürgün edildikleri tespit edildi.
“Havalandırma deniliyor ama gökyüzü dahi görünmüyor”
Raporda, mahpusların anlatımlarından bölümler de yer aldı.
Adana Suluca 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulan bir mahpus, koşullarını şöyle anlattı:
“Cezaevi yeni açıldığı için birçok eksikliği bulunuyor. Aynı koridorda 6 kişiyiz. Bu 6 kişi ile günde 1 saat havalandırmaya çıkarılıyoruz. Bunun dışında kimse kimseyle görüşemiyor. Çıkarıldığımız havalandırma oldukça küçük ve yüksek duvarlarla kaplı. Havalandırma deniliyor ama neredeyse gökyüzü dahi görünmüyor. Tutulduğumuz odalar ise yaklaşık 11 m² büyüklükte. Açık olan küçük bir pencere var ama o da tellerle kaplı. Bu teller odanın hava almasını engelliyor. Kıyafetlerimizi elde yıkıyoruz, asacağımız bir yer olmadığı için pencere kenarına asıyoruz. Bu da odanın sürekli nem ve rutubet kokmasına neden oluyor. Cezaevinin suyu çok pis ve kirli. Su üzerinde yağ benzeri bir madde var. Sudan mazot benzeri bir koku geliyor. Bu su ile bütün ihtiyaçlarımızı gidermek zorunda kalıyoruz.”
Öneriler
Raporda, ihlallerin giderilmesine dair şu öneri ve tavsiyeler yer aldı:
· İşkence yasağı, sağlık ve tedaviye erişim hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan uygulamaların sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekir.
· Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmeli.
· Mahpuslara daha fazla telefon hakkı tanınmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalı.
· Ağır hasta mahpusların infazları durdurulmalı ve derhal tahliye edilmeleri için gerekli işlemler yapılmalı. Bütün hasta mahpusların insan onuruna yakışır bir şekilde eksiksiz olarak tedavileri sağlanmalı. Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmeli.
· Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalı.
· Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalı. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalı. Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmeli.
“Odalar 3-4 kişilik ama biz 9 kişi kalıyoruz”
Raporda anlatımları yer alan başka bir mahpus da hijyen koşullarını şöyle anlattı:
“Biz normalde burada üç odaydık. Ancak yakın zamanda birçok arkadaşımız sürgün edildi, 9 kişi kaldık. Normalde 3-4 kişilik odalar ama biz 9 kişi kalıyoruz. Tek bir lavabo, tuvalet ve banyosu var ve hepsi odanın içinde.”
(AS)