İzmir Bergama, Eşme, Sivrihisar Havran/Küçükdere Elele Hareketi'nden avukat Arif Ali Cangı, toplantı ile "Çevresel Etki Değerlendirme" (ÇED) sürecinin başlatılmış sayılacağını belirterek, "İşletme ruhsatı iptal edildiği halde sürecin başlatılması, hukuka aykırıdır" diyor.
Çevre Bakanlığı'nın talimatıyla yapıldı
İptal kararını İzmir Valiliği'ne, Kaymakamlık'a, İl Çevre Müdürlüğü'ne, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Planlama Müdürlüğü'ne ve Çevre Bakanlığı'na ilettiklerini belirten Cangı, "Bize gelen yanıt, toplantının Çevre Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirme ve Planlandırma Genel Müdürlüğü talimatıyla gerçekleştirildiğiydi. Çevre Bakanlığı hukuka aykırı bir iş yaptı" diye konuşuyor.
Elele Hareketi şimdi, Çevre Bakanlığı'nın olaya ilişkin yanıtını bekliyor; yanıt geldikten sonra ilgili kişi ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunmayı planlıyor.
Elele hareketinden basın açıklaması
İzmir Bergama, Eşme, Sivrihisar Havran/Küçükdere Elele Hareketi, Menderes-Efemçukuru köyü yöresinin İzmir'in içme suyunun büyük bölümünü sağlayan Tahtalı Barajı ile yakın gelecekte kentin içme suyu gereksinimini karşılayacak olan Çamlı Barajı'nı besleyen havzada yer aldığını hatırlatarak, bölgede doğal yapıyı bozacak her türlü faaliyetin su kaynaklarının kirlenmesine yol açacağını vurguluyorlar.
Çevreciler, TÜPRAG Metal Madencilik San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin yöredeki madencilik faaliyetlerini engelleyen mahkeme kararının uygulanmasını; su havzasının korunmasını istiyorlar.
Enerji Bakanlığı izin verdi; mahkeme iptal etti
İzmir- Menderes- Efemçukuru Köyü yakınlarında, TÜPRAG Metal Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti.ne Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 20.04.1999 tarihli 5419 sayılı Maden İşletme Ruhsatı ve İşletme İzni verilmişti.
İzmir'e su sağlayan havzaların korunması konusunda tek yetkili ve görevli olan İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) bu faaliyete; "... yüzey topografyasını değiştireceği, arazide erozyon ve çökertme olacağı, kimyasal dengelerde bir takım değişimlerin ortaya çıkabileceği, doğal su akışı yönünde ve akış hacminin değişiminin doğal döngüyü olumsuz yönde etkileyeceği ve elde edilen suyun kirlenmesine yol açacağı..." gerekçesiyle karşı çıkıyordu.
İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu üyeleri ile Elele Hareketi katılımcılarının da içinde yer aldığı bir grup, işletme ruhsatının iptali için dava açtı. Dava geçtiğimiz yıl karara bağlandı, İzmir 4. İdare Mahkemesi, işletme ruhsatıyla ilgili yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Mahkeme kararında "altın-gümüş madeninin işletilmesi halinde, yapımı planlanan Çamlı Barajı'na, bitki örtüsü ve tarım alanlarına zararlı olabileceği sonucuna varıldığı" belirtildi.
Çevreciler: Karar uygulanmalı
Elele Hareketi şimdi, kararın zaman geçirilmeden uygulanmasını;, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın "iptal edilen ruhsata dayanarak verdiği tüm izinlerin geri alınmasını ya da iptal edilmesini" istiyor.
Hareket, mahkeme kararının uygulanmamasının Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırılığını vurgulayarak, İZSU ve İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm İzmirlileri mahkeme kararına sahip çıkmaya çağırıyor:
* Mahkeme kararının uygulanmaması, Anayasa'nın 2. maddesindeki "hukuk devleti" ilkesinin, 138. maddesindeki "mahkeme kararının bağlayıcılığı" kuralının ve 56. maddesindeki "sağlıklı çevrede yaşam hakkı" ilkesinin ihlal edilmesi sonucunu doğuracaktır.
* Bu durum, AİHS'nin "adil yargılanma hakkı" nı düzenleyen 6. maddesinin de ihlali anlamına gelir. Mahkeme kararını uygulamayan kamu görevlilerinin hukuksal ve cezai sorumlulukları doğacaktır.
* Söz konusu olan, "İzmir'in su kaynaklarının kirlenme riski"dir. Dünyada su kaynakları hızla tükeniyor ya da kirleniyor. Araştırmalara göre, bugün dünyada 1.3 milyar insan su sıkıntısı çekiyor. Türkiye de, yılda kişi başına düşen bin 643 metreküplük miktar ile "su stresi" çeken ülkeler arasında. Böyle giderse, 2025'te 7.8 milyar insan sağlıklı, temiz ve içilebilir suya ulaşamayacak. (BB)