Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED), Çerkeslerin Çarlık Rusya’sı tarafından soykırıma uğradığı ve sürgün edildiği 21 Mayıs 1864’ün yıl dönümünde Yenikapı’daki miting alanında toplanma çağrısı yaptı.
Bu seneki anma programıyla ilgili Taksim’deki Fıccın Restoran’da bir toplantısı düzenleyen KAFFED Yönetim Kurulu, gazetecileri davet ederek ‘sürgün ve soykırımın’ tarihi üzerine bir bilgilendirme yaptı.
TIKLAYIN - Yeni başlayanlar için '1864 Çerkes Soykırımı'
Toplantıda konuşan KAFFED Başkanı Prof. Dr. Ümit Dinçer, 21 Mayıs 1864’ün, 101 yıl süren Kafkas-Rus savaşlarının bittiğinin ilan edildiği ve günümüz Soçi sınırları içerisinde kalan Kbaada Vadisinde son savaşın yapıldığı tarih olduğunu söyledi.
“Bu tarih basit basit bir kronolojik bilgiden ibaret değildir” diyen Dinçer, 21 Mayıs’la sembolleşen tarihin bir halkın tarih sahnesinden silinmek istenilmesinin sembolü olan soykırımın günü olduğunu ifade etti.
Tarihte Rus Çarlığının amacını yine bir Rus subayının günlüğünde yazdığı “Bize Çerkesya lazım, Çerkesler değil” şekliyle alıntılayan Dinçer “Bu soykırımın tanığı var, tanıyanı yok, anlatanı var, anlayanı yok, sorumlusu var üstleneni yok, adeta unutulmuş ya da unutturulmak istenilmiş bir soykırım gerçeği var ortada. Sanki 2 milyon Çerkes 1864’te kendilerini sürgüne göndermiş gibi müsebbibinin de de müşahidinin de kulakları sağır, gözleri kör. Ancak soykırımın torunları ise halen hayatta ve bir kez daha yüksek sesle tüm dünyaya haykırmak istiyorlar: Bunun adı soykırım” dedi.
“Rusya bu soykırımın bugünkü muhatabıdır”
21 Mayıs’ın bitmiş bir savaşın anması olmadığını söyleyen Dinçer şöyle konuştu:
“Faili, mağduru ve etkileri bugün de devam eden, hukuki bir tanımla, mütemadi bir suçtur. Gerek bölge halklarına yaklaşımı, gerek sürdürdüğü politikalar, gerek devlet sembolleri bakımından her yönüyle Rusya İmparatorluğunun devamı olduğunu iddia ve ispat eden Rusya Federasyonu ise bu soykırımın bugünkü muhatabıdır.
“21 Mayıs 1864’le son bulmayan zulüm 2. Dünya Savaşında gerçekleştirilen 1944 Çeçen, İnguş, Tatar, Karaçay, Balkar dahil pek çok halkın soykırıma uğratılması ve Sibirya’ya sürülmesi ile devam etmişti 1990’ların kaotik ortamında Çeçen savaşları ile neticelenmiştir. Bugün de anavatanımızın yanı başında Ukrayna’da 5 milyonu aşkın sivil insanı mülteci haline getiren yine aynı politikalar, aynı yayılmacılık ve aynı güvenlikçi perspektif olmuştur.
“Üzerinden geçen 158 yıla rağmen biz iddia ediyor ve inanıyoruz ki 21 Mayıslar devam ediyor.
“21 Mayıs’ı anmak ve Çerkeslerin uğramış olduğu tarihsel haksızlıkları Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşmak, uluslararası hukuka çağrı yapmak, insanlık vicdanına seslenmek için 21 Mayıs saat 16:00’da Yenikapı Miting Alanı’nda toplanıyoruz. Çağrımız vicdan sahibi tüm dünya halklarınadır, çağrımız derdimizi dinlemek isteyenleredir."
“Biz dünyaya derdimizi anlatmak istiyoruz”
Konuşmasının ardından gazetecileri dinleyen Dinçer, her yıl Kocaeli Kefken’deki Karaağaç Köyünde yapılan anmayla ilgili sorulan bir soruya ise şöyle cevap verdi:
"KAFFED olarak birkaç yıl Kefken’de organizasyonlar düzenledik. Ancak bu yıl oradaki anma etkinliği İzmit ve Sakarya derneklerinin eliyle yapılacak.
"Bizse federasyon olarak tüm dünyaya seslenebilmek için çağrımızı dünyada en çok Çerkes’in yaşadığı yer olan İstanbul’a yapma kararı aldık.
"Bu hafıza mekanının terk edildiği anlamı taşımamalı. Bu sürgün sadece İstanbul’a, İzmit’e yapılmadı. Varna’dan Köstence’ye kadar yapıldı. Tek hafıza mekanı buralar değildir.
"Biz soykırım ve sürgün için atılan adımlara bunun intikamını, rövanşını almak gibi bakmıyoruz. Hukuki insani ve vicdani bir zeminde ele almak istiyoruz. Biz dünyaya derdimizi anlatmak istiyoruz. Bu yas ve anmanın kendi içimizde kalmasının bize bir faydasının olmadığını anlatmak istiyoruz." (HA)