Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı Buğulu Kaynak Köyü yakınlarında dört yıl önce öldürülen üç kişiyle ilgili davanın görülmesine Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Son duruşmada gizli tanıklar dinlendi.
7 Ekim 2009’daki olayda iki PKK’li ile lise öğrencisi Cerciş İbrahim Atabay öldürülmüştü.
Radikal gazetesinin haberine göre, gizli tanıklar, sanık askerlerin iddiasının aksine üç kişinin de silahsız teslim alındığını, çatışma yaşanmadığını, silahlarını bırakanların infaz edildiğini anlattı.
“Vurulmasalardı 3-4 sene yatıp çıkarlardı”
Dönemin Van İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Vecihi Halil İyigün’ün de aralarında bulunduğu 17 askerin yargılandığı davada ifade veren “Tarık Bilir” isimli gizli tanık şunları anlattı:
“Dağa doğru kaçan üç kişi vardı. Dere yatağında onları kıstırdık. Daha sonra öğrenci olduğunu öğrendiğimiz kişinin ayağında beyaz terlik olduğunu fark ettim. Rütbelilerin ‘Teslim olun’ çağrısı üzerine bu kişiler silahlarını yere bıraktılar. Yere yattılar ve beklemeye başladılar. Daha sonra bize ‘Çekilin’ emri verildi. Biz geri çekildik.”
“Bulunduğumuz yere Jandarma Özel Harekât (JÖH) geldi. Yoğun ateş oldu. Daha sonra bulunduğumuz yere Alay Komutanı Vecihi İyigün geldi. ‘Soran olursa arkadaşlar üstlerini ararken arkadaki terörist ateş açmış, sonra JÖH vurmuş dersiniz’ dedi.”
Tarık Bilir, olaydan sonra alay komutanının kendilerine, “Zaten vurulmasalardı 3-4 sene yatıp çıkarlardı. Sonra tekrar dağa çıkarlardı. Askerlerimizi şehit etmeye devam ederlerdi” dediğini aktardı.
“Karşılıklı ateş olmadı”
“Kadir Abi” kod adlı gizli tanık da benzer bir ifade verdi:
“Üç PKK’lı dağa doğru kaçıyordu. İki terörist, bir çocuğun kolundan tutuyor gibilerdi. Dere yatağında onları kıstırdık. ‘Teslim olun’ çağrısı yapıldı. Silahlarını bırakarak teslim oldular. Birisi ellerini başının arkasına koyarak bulunduğu kayadan çıktı. Bizim bulunduğumuz yöne doğru geldi. Murat Yüzbaşı ‘Yat’ dedi. Sonra diğer kişi de aynı şekilde geldi. Daha sonra üçüncü kişi de kayaların arkasından çıktıktan sonra o da yere yattı. Yaklaşık yarım saat onlar yerdeyken bekledik. Daha sonra bize ‘Çekilin’ talimatı verildi. Biz çekilirken boşalan yerlere JÖH birlikleri geldi. Biz olay yerinden uzaklaştırıldıktan sonra üstümüz arandı. 5-10 dakika sonra da ‘Teslim olun’ diye bir ses duyduk. Sonra da yoğun bir ateş açıldı.”
“Serhat” isimli gizli tanık da ifadesinde alay komutanının olaydan sonra söylediklerini şöyle anlattı:
“Alay komutanı bize bu teröristlerden bir tanesinin bölge sorumlusu ve tehlikeli biri olduğunu, çok askerimizi şehit ettiğini söyledi. Ayrıca İran’a geçip, patlayıcı madde getirerek Türkiye’de eylem yapma hazırlığında olduğunu belirtti. Komutanı bizden ‘Ateş açtılar, biz de onlara ateş açmak zorunda kaldık’ dememizi istedi. Karşılıklı ateş olmadı.”
Ne olmuştu?
Operasyona katılan bir askerin, iki PKK'li ve rehin tutulan bir sivilin infaz edildiği yönündeki ihbarı üzerine başlatılan soruşturmada aralarında albay, binbaşı ve üsteğmenin de bulunduğu 17 asker 22 Mayıs 2012’de tutuklandı.
Van Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştırılan ihbar mektubunda, silahsız teslim olan iki PKK’li ile bir öğrencinin infaz edildiği belirtiliyordu.
Soruşturma kapsamında Van Erciş'te savcılık tarafından ifadeleri alındıktan sonra Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen dönemin Van İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Vecihi Halil İyigün ile muvazzaf askerler dönemin Jandarma Özel Harekat Tabur Komutan Yardımcısı Binbaşı Hakan Başaklıgil, Üstteğmen Muhlis Çolak, Astsubay Başçavuş Kabil Tanyeli, Jandarma Özel Harekat timinde görevli uzman çavuşlar İsmail Taşdemir, Hasan Kaya, Ünal Demirbaş, Hasan Emir, Mustafa Küpeli, Abdülkadir Karaca, Abdülmütalip Ateş, Mustafa Perpil, Mehmet Kocaboğa, Hamza Çelik, Hüseyin Güzel, Mevlüt Mete ve Özgenç Soylu "kasten insan öldürmek" suçundan tutuklandı.
Emekli Albay Vecihi Halil İyigün’ün dışındaki 16 asker, yapılan itiraz üstüne iki gün sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İyigün de 7 Ekim 2013’teki duruşmada serbest kaldı. (AS)