OdaTV davasından 375 gündür tutuklu yargılanan gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener, Coşkun Musluk ve Sait Çakır'ın tahliye edilmesinin ardından açıklama yapan gazetecilik örgütleri, "buruk bir mutluluk yaşandığını" ifade etti.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nden çıkan tahliye kararıyla ilgili şu yorumlar yapıldı:
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: Hoşgeldiniz!
Meslektaşlarımızın özgürlüklerine ve işlerini yapma olanağına kavuşmalarından mutluluk duyuyoruz. Ancak bu mutluluğumuz, görevlerini yapmaktan alıkonulmuş öteki meslektaşlarımız nedeniyle bir burukluk da içeriyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hazırlanırken "Artık sanıktan delile değil, delilden sanığa gidilecek" açıklaması, aradan geçen sekiz yılda hayata geçmedi. Bu, adalet sistemimizin durumunu da gözler önüne seriyor.
Meslektaşlarımıza 'Hoşgeldiniz' diyoruz. Halen hapishanede olanların tutukluluklarının, ceza infazına dönüşmüş olmasından ise endişeliyiz.
Gazetecilere Özgürlük Platformu: Evet ama yetmez
Karar önemli ve sevindirici. Mahkeme, dünkü kararında hem uzun süren tutukluluk halinin hem de isnat edilen suçun mahiyetinin değişmiş olmasının göz önüne alındığından söz etti.
Biz başından beri arkadaşlarımızın sadece gazetecilik faaliyeti yürüttüğünü söylüyorduk, davayı açanlar ise arkadaşlarımızın "örgüt talimatıyla" çalıştıklarını ileri sürüyor.
Dünkü kararla, salıverilen meslektaşlarımızın "örgüt bağlantılı olmadığı" görüşüne ağırlık verildiğini düşünüyoruz.
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), Ergenekon ve diğer tüm örgüt davalarından tutuklu yargılanan diğer meslektaşlarımız için de yargının aynı duyarlılığı göstermesini bekliyoruz.
Ayrıca, gazeteciler için "peşin infaza" dönüşen uzun tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen bir yasa tasarısının acilen düzenlenerek Meclis'e gönderilmesini talep ediyoruz.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu: Diğer tutukluları unutmuyoruz
Arkadaşlarımızın tahliyelerini sevinçle karşılarken, sorunların çözülmediğinin de bilincindeyiz. Yaşadığımız sevinç, diğer arkadaşlarımızın tutukluluğunu, esaretini bize unutturmadı.
Tutukluluk süresi uzadıkça insanların özgürlüklerinden alınan süre kadar sağlık durumları da tehdit altına giriyor. (AS)