Erdoğan'ın beraberinde götürdüğü 650 işadamına bakıldığında ziyaretin ekonomi ağırlıklı olacağı hemen görülebilir.
Dört uçak dolusu işadamı Türkiye ile Rusya arasındaki ticareti geliştirmek için olağanüstü bir çaba sarf edecekler.
Bavul ticareti ve turizm alanında Rusya ile Türkiye arasında son yıllara damgasını vuran önemli gelişmeler yaşanıyor.
1 milyona yakın Rus turist, tatillerini Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında geçiriyor.
Bu rakamın önümüzdeki turizm döneminde ikiye katlanması bekleniyor.
Yılda 10 milyar dolara ulaşan bavul ticaretinde ciddi tıkanmalar yaşanıyor ve Türkiye esnafını mağdur eden bu durumun giderilmesi umuluyor.
Rusya'nın enerji ticaretiyle ilgili beklentileri var.
Rus doğal gazının borularla Türkiye'ye taşınması gündemde.
Muhtemelen Putin bu konuda Erdoğan'dan açılım yapmasını isteyecek.
Ekonomi ağırlıklı bu ziyaretten Kıbrıs sorunuyla ilgili bir karar çıkar mı?
Diplomatik kulislerde "Rusya adım atabilir" görüşü hakim. Fakat kimse bunun garantisini veremiyor.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, kısa bir süre önce yaptığı açıklamada "Kıbrıs'ta Annan Planı temelinde bir çözümü destekliyoruz" demişti.
Buna karşın Rusya, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunduğu Kıbrıs raporuna itiraz ediyor ve şerh koyuyor.
Rusya'nın şerhi nedeniyle rapor Güvenlik Konseyi'nde görüşülemiyor.
Raporunu Güvenlik Konseyi'ne onaylatmayan genel sekreter Annan da Kıbrıs'ta yeni inisiyatifler üstlenmek için isteksiz davranıyor.
Türkiye Başbakanı Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Putin'i işte bu noktada ikna edebilecek mi? Rusya'nın süreci hızlandırıcı adımlar atmasını sağlayabilecek mi?
İki gün sürecek ziyaret sonrası bunu hep birlikte göreceğiz. Ama, bu noktada tarihi bir olaya değinmek farzdır.
Tarih, ders çıkarmasını bilenler için değerlidir, tarihin esiri olanlar için değil.
"Rusya'nın tutumu, Bürgenstock zirvesiyle ilgili"
Rusya'nın son tutumunun perde gerisini yorumlamasını istediğim üst düzey bir yetkili, "Rusya'nın bu kırılgan tutumu İsviçre, Bürgenstock'ta yapılan zirve ile ilgilidir" yorumunda bulundu.
Mart 2004'te Bürgenstock'ta yapılan Kıbrıs zirvesine tüm taraflar katılmıştı, Ruslar hariç.
İngiltere'nin, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD), Birleşmiş Milletler'in, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Türk-Rum yetkililerinin yer aldığı zirveye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Rusya da katılmak istemişti.
Hatta bir Rus heyeti zirvenin yapıldığı otele kadar gitmişti.
Ama başta Türk tarafının itirazları olmak üzere katılımcıların bir bölümü "Ruslara ne gerek var" tavrı sergilemişler ve Rus heyetini adeta Bürgenstock'tan kovmuşlardı.
Rusların çok alındığı bu tutum, bugün itibarıyla Rusya'nın Annan Planı'nı bloke etmesine kadar vardırıldı.
"Kimse işimize karışmasın" gibi dünyadan izole sakat bir mantığın olumsuz sonuçlarını hâlâ yaşıyoruz.
Bürgenstock zirvesi o günlerde de yazdığım gibi "bir dünya zirvesine" dönüşmüştü.
Rusların da bu zirvede yer almasının bizim açımızdan ne sakıncası olabilirdi?
Ama gelin görün ki Rusya'ya aşağılarcasına davrananlar şimdi Rusya'yı ikna etmeye çalışıyorlar.
Umarım bunu da başarırlar...(BD/BB)