Bulut, Yüce'nin öldürülmeden önce okuduğu bildirinin çok düzgün bir Türkçe ile yazıldığına ve siyasi içerikli olduğuna dikkat çekti; Yüce'yi kaçıranların üniversiteyi Türkiye'de okumuş yabancılar ya da yurtdışında İslami eğitim almış Türkiyeli Hizbullah örgütü militanları olabileceğini söyledi.
"Bugün Irak'taki İslami direnişe katılmak, Çeçenistan'a gitmekten daha kolay" diyen Bulut'a göre, İslami duyarlılığa sahip kişilerin Anti Amerikancılık ruhu içinde Irak'ta kişisel faaliyetler yürütmesi de mümkün, ancak bu küçük bir ihtimal.
Türkiye vatandaşlarını hedef gösteriyor
Türkiyeli şoförlere yönelik saldırıların artmasında Türkiyeli siyasilerin ve basının sorumluluğu bulunduğunu söyleyen Bulut, hükümetin yanlış politikaları sonucunda Türkiye vatandaşlarının "ölüm kobaylarına dönüştüğünü" belirtti.
"Irak'ta yaklaşık 5 bin Türkiyeli var. Bu insanları ekmek parası için savaş bölgesine göndermek, kabul edilemez" diyen Bulut, Türkiye'nin sorumluluklarını üstlenmesini istedi.
Bulut, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (Roder) ve Irak İş Konseyi'nin tutumunun eleştirilebileceğini, ancak asıl sorumluluğun hükümette bulunduğunu vurguladı:
* Türkiye ABD'nin taşeronu olursa, şirketler ABD birliklerinin işlerini üstlenirse, bakanlar mevcut yönetimle anlaşmalar imzalarsa, büyük tirajlı gazeteler "ABD'yi biz giydiriyoruz", "ABD'nin yiyeceğini biz sağlıyoruz" diye manşetler atarsa, Iraklı direnişçilerin buna kayıtsız kalması da beklenmez.
* Türkiye'nin politikası, kendi vatandaşını hedef gösteriyor. Bu sürecekse, Türkiye buna göre politika yapmalı, ticari anlaşmaların risklerini üstlenmeli, işçilere hayat sigortası yapmalı, koruma sağlamalı.
"Enternasyonal İslamcı militanlar"
Irak'taki direniş gruplarını, faaliyetlerini ve amaçlarını Bulut, şöyle özetledi:
* Irak'ta direnişin iki ana eğiliminden söz edebiliriz: Milli mücadeleci/Arap milliyetçisi gruplar ve İslami gruplar.
* "Milliyetçi"lerin yüzde 90'ı eski BAAS'çılarla işgale karşı çıkan Iraklılarsa, yüzde 10'u da bölge ülkelerinden Irak'a giden Arap milliyetçileri. Bu grupların sayısı, 50-60 bini bulabilir.
* Köktendinci direnişçilerin çoğunluğu, Irak dışından bölgeye gitmiş, her çeşit siyasi gruptan İslamcılar. Bunları sadece "Vahabi" ya da "El Kaideci" olarak adlandıramayız. Aralarında daha önce Çeçenistan'da, Bosna'da, Cezayir'de bulunmuş El Kaide'ci kıtalar var. İslam ümmetçilerinden, cihatçılardan söz edilebilir. Solculukla benzetirsek, enternasyonal militanlar... İslamcı militanların sayısı ise, 3-5 bin civarında olmalı.
* Milliyetçiler daha çok ABD birliklerine saldırıyor. Ellerinde nispeten ağır silahlar var. İslamcılar, zaman zaman terörizme varan sabotajlara ve intihar eylemlerine yöneliyorlar. Spontane eylemler var. ABD'den ve işgalden zarar gören Iraklılar bireysel eylemlere girişebiliyorlar.
Karanlık güçlerin "faaliyetleri"
Bulut, ABD'nin Irak'tan çıkmasını istemeyen "bazı karanlık güçlerin" de milliyetçiler ya da İslamcılar adına eylemlere girişebileceğine dikkat çekiyor; "Milliyetçi gruplar arasında belirli bir koordinasyon varsa da, İslamcılar arasında durum karmaşık" diye de ekliyor:
"İslamcı gruplarda bölge ülkelerinin, Arapların ve hatta Batılı ülkelerin istihbarat örgütleri faaliyet yürütüyor. Bunlar, İslamcı grupları yönlendirebilirler."
Bulut, Irak'ta ticari faaliyet gösteren firmaların da bu örgütlere "eylem sipariş edebileceğine" dikkat çekiyor, geçmişte Cezayir'de benzer olaylar yaşandığını hatırlatıyor:
"İslamcı direnişçiler Türk firmalarının arasındaki rekabetten faydalanıp sipariş eylemler alabiliyorlar. Rakipsiz kalmak isteyen bir firma, mafya yöntemleriyle rakibine yönelik saldırılar düzenletebiliyor."
Yabancı unsurlardan asli unsurlara
Irak'ta bugüne kadar "yabanı unsurlar" olarak görülen İslami direnişçilerin, bölgedeki otorite boşluğundan faydalanarak bölgenin "asli unsurları"na dönüşmeye çalıştıklarını vurguluyor Bulut, Hıristiyanlara yönelik saldırıları da bu çerçevede değerlendiriyor:
* İslamcı gruplar, faaliyet alanlarını genişletebilecekleri "kurtarılmış bölgeler" kurmayı planlıyor. Kendilerini Irak'ın kurtarıcıları olarak göstermek iddiaları var.
* Bu nedenle Iraklıları sindirmeye çalışıyor; yabancıları bölgede istemiyorlar. Kilise saldırılarının amacı Hıristiyanları uzaklaştırmak ya da bölgeyi işgalcilerin misyonerlik faaliyetlerinden temizleyerek Iraklıların sempatisini kazanmak olabilir. (BB/YS)