Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Mustafa Özer’le 1 Kasım seçimleri sonrası Diyarbakır’da artan şiddet ve gerilim ortamını konuştuk.
bianet yazarlarından Özlem Durmaz Mungan’ın “BUHAL, OHAL’den Kötü” başlıklı yazısından yola çıkarak “BUHAL”i, “BUHAL”in OHAL’den farkını sorduğumuz Mustafa Özer, şu noktaya dikkat çekiyor:
“Diyarbakır’da sıkıyönetim sonrası OHAL gelince sevinmiştik. Sonra OHAL’i görünce bazı açılardan sıkıyönetimi arar olduk. Sonra OHAL kalkınca sevindik. Şimdi de BUHAL OHAL’i aratır hale geldi.”
“OHAL’in meşru olmasa da yasal düzenlemesi vardı”
“Sıkıyönetim döneminde kontrol askerdeydi. Daha sonra sivilleşmeye gidiyoruz diyerek iyileştirme adı altında 3713 sayılı OHAL yasasını uygulamaya koydular. Yetkilerin tümü OHAL Valisi'ndeydi. Kırsal alanda da kentsel alanlarda da sorumluluk OHAL valisindeydi.
“OHAL yasası meşruiyeti olmasa bile yasal bir düzenlemesi vardı; yasal bir kriterler manzumesi vardı. Uygulamalara karşı bir şeyler söyleyebilirdin. Ama şu anda böyle bir durum da yok.
“İç Güvenlik Yasası'yla süreç bitirilmişti”
“Süreçler farklı. Daha önce bu şiddet sarmalı genellikle kırsal alanlarda yaşanırdı. Kentsel alanlarda daha çok yargısız infazlar, faili meçhuller yaşanırdı. Ancak şiddet sarmalı kentleri de sarmaya başladı.
“Geldiğimiz noktada BUHAL’in yasası İç Güvenlik Yasası'yla birlikte çıktı. Bu yasa çıkarılarak barış süreci zaten bitirilmişti.
“İç güvenlik yasasını uygulamaya 1 Kasım sonrası başladılar”
“7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar geçen dönemde İç Güvenlik Yasası'nın maddelerini uygulamaya çok koymadılar.
“Diyarbakır ve çevresinin şiddet sarmalı içerisine girmesi 1 Kasım'dan sonradır. Tek başına iktidar olduktan sonra bu uygulamaları ortaya koydular.
“Gelen gideni aratabiliyor”
“Türkiye Cumhuriyeti’nin zihninde olumluya yönelik bir gelişme yok.
“12 Eylül döneminde buradaydım. Sıkıyönetim kalktığında biraz daha rahatlayacağız, hiç olmazsa idare askerden sivile geçecek, biraz daha rahat nefes alacağız dedik.
“OHAL'i görünce bazen keşke sıkıyönetim kalkmasaydı diye düşündüm.
“Bu, demokrat insanların söyleyebileceği bir şey değil ama gerçekten yönetim zihniyetinin uygulaması açısından bazı durumlarda OHAL yöneticileri sıkıyönetim yöneticilerinden daha da anti demokratikti. Şimdi de buna benzer bir durum söz konusu.
“Sonuçları düşünmüyorlar”
“Olası sonuçları düşünmüyorlar. Diyelim gittiler Sur'u yerle bir ettiler. Onların deyimiyle tüm örgüt militanlarını etkisiz hale getirdiler. Sorun çözülecek mi?
“Sur'daki 100 militanı öldürüp sükunet sağlandı diyebilirler. E bir hafta sonra aynı durum tekrar yaşanacak. O zaman ne yapacaksınız?
“İnsanlar travma yaşıyor”
“Bu bölgede yaşayan insanların bir daha normal hayatlarına dönmesi mümkün değil.
“Ben Sur'un 1 kilometre uzağındayım, bu yaşa kadar pek çok şey gördüm ama son yaşananlar benim de psikolojim bozuldu.
“Her sabah bomba sesleriyle uyanıyorum. Orada yaşayan çocuklar bir daha normal bir hayat sürdüremezler. Günün 24 saati üstlerine kurşun, bomba yağıyor. Hepsi travma yaşıyorlar.
Ekonomik boyut
“İkincisi olayın ekonomik boyutu... Diyarbakır'ın can damarı Sur'dur. Çevredeki il-ilçelere bütün bağlantılar Sur'daki ticaretle birebir ilişkilidir.
“Şimdi kepenkler kapanıyor, esnaf gidiyor, kimisi göç ediyor. Ticaret bundan sonra nasıl akar bilemiyorum.
“YDG-H’nin de sorumluluğu var”
“Bu noktada devlet gibi YDG-H'nin de sorumlulukları var. Hendekler açılıyor, netice itibariyle bir şiddet uygulanıyor.
“Esnafı 10-15 gün oradan alıkoyarsanız bu insanlar neyle geçinecek? Bundan YDG-H'nin sorumluluğu olmadığını söylemek doğru olmaz.
“Operasyonları lokalize ederek…”
“Tek bir bölgeye operasyon düzenlenerek uluslararası, siyasi arenada olayları lokalize ediyorlar.
“Yani teröristler bazı yerlerde güçlenmişler, ona yönelik mücadele ediyoruz mesajı veriyorlar. Onun dışında halka yönelik şiddet yok demeye çalışıyorlar.
“Militanları etkisiz kılacağız diye binlerce insanı esir alamazsın”
“Asayiş diyorlar. Bunun asayişle uzaktan yakından alakası yok.
“Sur'un dünyayla ilişkisini kestiler. Orada örgüt üyeleri var onları etkisiz hale getireceğiz diyorlar.
“Getireceksen getir. Bu devletin hakkıdır. Ona bir şey demiyorum ama örgüt üyelerini etkisiz hale getireceğim diye orada yaşayan binlerce insanı esir alamazsın.
“Böyle bir uygulama yeryüzünde var mı bilmiyorum ama ben rastlamadım da okumadım da.” (EKN)