* Fotoğraf: AktivistKamera, Ocak 2016, Temsili
Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’nden (BÜLGBTİ+) öğrenciler, yurt binalarının kadın-erkek olarak ayrılmasını zorunlu tutan ve iki kişi kalınmasını yasaklayan yönetmeliğin iptali için dava açtı.
Geçtiğimiz sene yürürlüğe giren Yönetmelik’le, yurtların denetimi üniversitelerden alınarak Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmişti. Yönetmeliğe göre, yurtların kadın yurdu ve erkek yurdu olarak açılması, ayrıca yurt odalarının “en az bir veya üç, en çok altı öğrencinin” barınacağı şekilde düzenlenmesi öngörülüyor. Bu yönetmelikle birlikte uygulamanın değişeceği, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine Mayıs ayı başında tebliğ edildi.
bianet’e konuşan BÜLGBTİ+’dan Beren Azizi, bu değişiklik yurtta kalan, reşit üniversite öğrencilerinin özel hayatına müdahale içerdiği için dava açtıklarını belirtti. Azizi “Oralar yurt da olsalar biz öğrencilerin özel alanı, mahremi, hanesi. Hiçbir yönetmelik benim oda arkadaşımın cinsiyetine karar veremez" diye konuştu.
“Yetişkinlerin mahremiyetleri dizayn edilmeye çalışılıyor”
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı ve Başbakanlık’a dava açılması istemiyle yazılan dilekçede, Boğaziçi Üniversitesi’ne bağlı yurtların yönetim, işletilme ve denetiminin, Boğaziçi Üniversitesi Yurtlar Yönetmeliği ile üniversite bünyesindeki organlar tarafından gerçekleştirildiğini hatırlatan öğrenciler, yurt denetiminin MEB’e devredilmesinin MEB kararnamesi ve YÖK Kanunu’na aykırı olduğunu belirtti.
"Kurumlar sadece kız ve sadece erkek öğrenciler için açılır ve işletilir" hükmünün de özel hayatın mahremiyetini ihlal ettiğinin belirtildiği dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Hiçbir gerekçeye dayandırılmaksızın iki kişilik odaların uygulamadan kaldırılması, her biri yetişkin olan reşit insanların özel yaşamlarının ve mahremiyetlerinin dizayn edilmeye çalışıldığını düşündürmektedir. Mevzuatımızda yetişkinlerin özel yaşamlarını, cinsel hayatlarını düzenleyen/sınırlandıran (yaş sınırı ve rızanın varlığı dışında ) hiçbir hukuk kuralı bulunmamasına rağmen, yükseköğrenim yurtlarında iki kişilik yatakhanelerin iptali, özel yaşama (uygulamada özellikle LGBTİ+ bireyler için) müdahale eden, zımnen yasaklayan bir uygulamadır.”
“Orası yurt olsa da bizim özel alanımız”
Azizi, yurt odalarının özel alan olduğunu ve reşit insanların özel alanına yönetmeliklerle müdahale edilemeyeceğini ifade etti:
"Bu yönetmelik özel hayatın dokunulmazlığını ihlal eden üç önemli müdahaleyi meşrulaşıyor. Oda arkadaşlarının nüfus kayıtlarındaki cinsiyetleri aynı olmak zorunda, yani kabaca kadınlar kadınlarla, erkekler de erkeklerle kalmak zorundalar. Kadınlar erkeklerle ve de erkekler kadınlarla aynı odaları paylaşması yönetmelikle yasaklanıyor. İkincisi yurtta kalan kadın öğrenciler odasına erkek ziyaretçiyi kabul edemiyor, erkek öğrenciler de kadın ziyaretçi kabul edemiyor. Üçüncüsü de 2 kişi aynı odada kalamıyor, odalar bir kişilik ve üç kişilik, dört vs. şeklinde dizayn edilmek zorunda.
"Bu yeni üç uygulama öncelikle temel bir insan hakkı olan özel hayatın dokunulmazlığını ihlal etmektedir. Oralar yurt da olsalar biz öğrencilerin özel alanı, mahremi, hanesi. Hiçbir yönetmelik benim oda arkadaşımın cinsiyetine karar veremez. İstediğim cinsiyetten insanla oda arkadaşı olabilirim, orası benim özelim. Bugün benim özelimde hangi cinsiyetle kalıp kalamayacağımı belirleyen yönetmelik yarın evlerimizi de belirler. Reşit, hür bir kadınım. Nasıl ki ev arkadaşımı seçme hakkım ve özgürlüğüm varsa, oda arkadaşımı da seçme hakkım ve özgürlüğüm var."
“Bir kadının bir erkeği özel alanına davet etmesi ne zamandan beri suç?"
Azizi, birkaç yıl önceye kadar Boğaziçi Üniversitesi’nde karma yurtlar ve bunun yanısıra kadın ve erkek yurtları olduğunu, öğrencilerin istedikleri yurtta kalma seçeneğine sahip olduğunu belirtti. Yeni uygulamayla ise yurtta kalan öğrencilerin odalarına aldıkları ziyaretçilerin cinsiyetlerinin de belirlendiğini ifade etti:
"Reşit bir kadınım ve kimi özel alanım olan odama alıp almayacağım beni bağlar. İster erkek arkadaşımı alırım ve cinsel ilişkide bulunurum, ister kitap okurum, ister çay içerim, ister sohbet ederim. Oda arkadaşımla benim özelimdir ziyaretçi meselesi. Odamızın kapısını kapattıktan sonra özelim kimseyi ilgilendirmez. Suç işlemediğimiz ve kanuna aykırı faaliyette bulunmadığımız sürece kimse müdahale edemez. Bir kadının bir erkeği özel alanına davet etmesi ne zamandan beri suç?
"Kadınlar açısından riskli alanlar oluşturur"
Şimdiye kadar iki kişilik yurt odasında kaldığını belirten Azizi, bu değişikliğin kadın ve LGBTİ+ düşmanı kısıtlamalar içerdiğini ifade etti:
"Bu yasaklar hem kadın düşmanı hem LGBTİ+ düşmanı hem de bir gençlik sağlığı sorunudur. Bir genci 4-5 yıl boyunca ‘erkek erkeğe’ veya ‘kadın kadına’ olunan özel alanlara yönetmelikle kapatırsanız sağlıklı toplumlar inşa edemezsiniz. Kadınla da erkekle de ve artılarla da özel alanını paylaşması haktır.
"Bu uygulamalar kadın-panik alan yaratarak tecavüz kültürünün ürünü olarak tacizi tecavüzü meşrulaştırır. Özel hayatlarımız ve kamusal alanlarımızı rızamız dışında, tepeden inme yönetmeliklerle kadın-erkek şeklinde ayrıştırılırsa kadınlar açısından riskli ve panik alanlar oluşur. ‘Müstahak’ söylemi daha da gerçeklik kazanır."
"Trans öğrencilerin yaşam hakkını zedeler"
Azizi, bu ayrıştırmanın trans öğrenciler etkileyeceğini de ifade etti:
“Ayrıca trans öğrenciler için bu tek tipçi ayrıştırmalar yaşam hakkını zedeler. İntiharlar, okuldan uzaklaşmalar olur. Hem karma hem de bunu tercih etmeyen öğrenciler için ikili cinsiyete göre ayrıştırılmış yurtlar olabilir ki Boğaziçi’nde durum eskiden böyleydi..” (ÇT)