İklim mülteciliği terimi iklim kriziyle birlikte hayatımıza yerleşen yeni terimlerden.
Birleşmiş Milletler (BM), Okyanusya ülkelerinden Kribati'deki bir başvuru sonucu acil tehlikeler sebebiyle ülkelerinden kaçanların evlerine geri dönmeye zorlanamayacağı kararına vardı.
2018'de Dünya Bankası, iklim krizi nedeniyle Güney Asya, Sahra Altı Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde 140 milyon kişinin evlerini terk etmek zorunda kalabileceği uyarısında bulunmuştu.
Başvuru reddedildi ama...
Kribati'de, küresel ısıtma sonucu deniz seviyesinin yükselmesiyle evi tehdit altında olan Ioane Teitiota yaptığı iltica başvurusuyla 2014'te Yeni Zelanda'dan iltica talep etmişti.
BM başvuruyu "şu an için Teitiota ve ailesinin henüz tehdit altında olmadığını" savunarak reddetti ancak kararında, hayatı iklim krizi yüzünden tehlike altına girecek kişileri geri göndermenin "insan haklarının ihlal edilmesine zemin hazırlayabileceğini" kaydetti:
"Bütün bir ülkenin su altında kalmasının yaratacağı risk o kadar büyük ki, bir ülke suya tamamen gömülürken o ülkede onurlu bir hayat sürme hakkı olmayabilir."
Ancak, karar, iklim mültecilerini hayatlarının risk altında olabileceği kendi ülkelerine geri göndermeyi düşünen başka ülkeler için her ne kadar bağlayıcı olmasa da uyarı niteliğinde.
"Kiribati gidişatı tersine çevirebilir"
Teitiota, 2015 yılında BBC'ye yaptığı açıklamada "Benim durumum savaştan kaçan insanlar gibi. Onlar da ölmekten korkuyor, ben de aynı şeyden korkuyorum" ifadelerini kullanmıştı.
BM İnsan Hakları Komitesi tarafından hazırlanan kararda şu ifadeler yer aldı:
"Teitiota'nın dediği gibi 10-15 yıl içinde Kiribati yaşanamaz hale gelme tehlikesiyle karşı karşıya olabilir fakat bu süre Kiribati'nin bu gidişatı geri çevirmesine, uluslararası toplumun yardımıyla kendini korumasına ve gerektiğinde de insanları farklı bölgelere yerleştirmesine olanak sağlayacaktır."
(PT)
*Kaynak: BBC.