"Haber nedir?", "nasıl yazılır", "haber kaynakları kimdir", "nelere dikkat edilir", "gazetecinin hak ve sorumlulukları nelerdir" gibi konuları bilenlerin sayısı çok değil.
İletişim Fakültesi mezunu gazeteci sayısı da çok az. Mezunların çoğu, ücret azlığı nedeniyle başka işlerde çalışıyor.
Bu nedenle, IPS İletişim Vakfı'nın sürdürdüğü "Medya Özgürlüğü ve Bağımsız Gazetecilik İzleme ve Haber Ağı" - (BİA²) - projesi çerçevesinde düzenlenen Yerel Medya Eğitim Programları önemli. Bu tür çalışmalara destek vermek gerekiyor. Eğitim seminerlerinin Diyarbakır'da gerçekleşen ilkine hafta sonu katıldık.
Bu nedenle, kalitenin yükselmesi için çaba harcayan, basın çalışanlarının eksikliklerini gidermek için çalışan BİA²nin Avrupa Birliği'nden aldığı hibe desteğine kimsenin itirazı olamaz, olmamalı.
Kimi çevreler, BİA projesi ve bazı yöneticilerini çok anlamsız, yanlış ve haksız bir şekilde eleştiriyor. Bu ülkede fonlardan en fazla yararlananların başında Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Ülkemizde giderek güven kaybeden, kalitesi düşen, birkaç grubun elinde kalan basın sektöründe çalışanların son derece önemli bir gereksinimi olan eğitim için, sorunlara çözüm için zaman ayıran ve aldığı hibeyi bu yönde değerlendiren BİA'ya bence teşekkür etmek gerek.
BİA danışmanı Nadire Mater, Diyarbakır toplantısında haberi dert eden, haber yapan yerel basın kuruluşlarını hiçbir ayrım gözetmeksizin davet ettiklerinin özellikle altını çizdi.
Çalışanlar gelmeli
Diyarbakır seminerine aynı kişilerin ve özellikle de gazete, TV, radyo sahiplerini katılması dikkatimi çekti. Bir çok katılımcı gibi ben de bunu doğru bulmuyorum. Çünkü eğer bu bir eğitim semineriyse, BİA toplantısına katılanlar, çalışanlar arasından özenle seçilmeli.
Yani bu işi meslek edinen, yıllarını veren, belirli bir emek harcayan basın çalışanları davet edilmeli.
Ne suç, ne değil?
Ben de dahil bir çok basın çalışanı kimi zaman haber yaparken neyin suç olup olmadığını bilemeyebiliyoruz. Yazdıklarımız suç olmasa bile, bir avukat gelip de "Bu haberi tekzip ediyorum, yeniden istediğim gibi yayınlamalısın, suç işlemişsiniz? Bu suçtur. Yazmalısın! Dava açarsam sizi şu kadar paraya mahkum ederim?" gibisinden konuşmaya başlayınca ne yapacağımızı bilmek istiyoruz.
Böyle durumlarda, "Ne olsa karşındaki bir hukukçu" diyorsun, olaya sessiz kalıp bazen söylediğini yapabiliyorsun, ya da yaptırıyorlar. Örneğin "tekzip" ile "düzeltme" ayrı şeylerdir.
Bilgi eksikliği nedeniyle gazeteci dostlarımız zaman zaman tazminata veya hapis cezasına mahkum olabiliyor. Bunların yaşanmaması ya da asgari oranda yaşanması için basın çalışanlarının pratik hukuki bilgilere ihtiyacı var.
Hukukçular da gelmeli
İfade özgürlüğü alanında çalışan hukukçular eğitim seminerlerinde bu konuları anlatmalı, bizleri aydınlatmalı. Yani bir suç oluşmadan önce gazeteci nelere dikkat etmeli, örnekler ile anlatılmalı.
Eğer bu yapılırsa bir çok basın mensubu hata yapmamaya, suç işlememeye özen gösterir.
BİA temsilciliği
Her ilde bir BİA temsilcisi uygulamasına geçilirse, temsilcilik süresi bir ya da iki yıl olarak belirlenmeli. Aksi halde, her temsilci ilişkileri iyi olanı veya kendine yakın insanları toplantılara çağırır. Onun için bu yanlışın olmamasına dikkat edilmeli.
Son yapılan toplantının konusu ağırlıklı olarak "hak haberciliği" idi. Ama gazetecinin hak ve sorumluluklarına vurgu yapılamadı. Çok net olarak konu açıklanamadı, çok yüzeysel olarak geçiştirildi.
Basın mevzuatı el kitabı
Ve ben BİA'nın Basın Kanununu başta olmak üzere yine basın ile ilgili diğer yönetmelikleri küçük bir el kitapçığı olarak hazırlatıp basın mensuplarına dağıtmasını arzu ediyorum. Çok önemli bir hizmet olacaktır.
Yine BİA'nın kitapları olduğundan bahsedildi ama bu kitapların içindekiler hep birbirinden kopuk. Akıcı ve aydınlatıcı, bilgi veren türden değil. (BŞ/BA)