Bölgeye yapılan inceleme gezisinin amacı, Aşat ve Ortaklı köylerinin son durumlarının yerinde incelenmesi ve sorunların tespit edilmesi, ambargo altındaki köylerle 25 Aralık 2000'de kaybolan HADEP Silopi ilçe yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in durumları hakkında bilgi almaktı.
Toplantıya İHD İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin , İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Genç ve HADEP İstanbul İl Başkanı Yardımcısı Esra Çiftçi katıldı.
Katılımcılar bölgedeki durumu şöyle değerlendirdi:
HADEP İstanbul İl Başkanı Yardımcısı Esra Çiftçi :
* Diyarbakır'dan Şırnak ve Beytuşşebap yolculuğumuz güvenlik güçlerinin aramaları, kontrol noktalarında uzun süre bekletildik.
* Çadırlarda yaşayanlar korktukları için bizlerle görüşmek istemediler. Köylülerin anlattığına göre, askerler bizden önce gidip onları tehdit etmişti. Köylerinden göç etmek zorunda kalan köylüler şimdi çadır kentlerde yaşam mücadelesi veriyorlar. Çadırlarda genellikle yaşlı kadınlar ve çocuklar var. Çünkü erkekleri, gençleri cezaevinde. Herkesin ailesinden bir ya da birkaç yakını cezaevinde. Yaşam koşulları çok kötü. Geçim kaynakları ellerinden alınmış, salgın hastalıklar yaygın. Yoğun askeri baskı altında yaşıyorlar.
* Tedirgin olduklarından fazla konuşamadılar. Biz de onları tedirgin etmemek için fazla kalmadık.
* Köylüler, göç etmeden önce kendilerine "gerilladan korktukları için köyü kendi istekleriyle boşalttıklarına dair bir tutanak imzalatıldığını" hatırlatarak, bu tutanağı zorla imzaladıklarını belirttiler.
* Beytüşşebap'da cumhuriyet savcısıyla görüşme isteğimiz önce kabul edilmedi. Israrlarımız karşısında görüşmeyi başardık ancak bu kez de savcı ile yalnız görüşme talebimiz reddedildi. Polis ya da JİTEM'den (Jandarma İstihbarat Teşkilatı) olduğunu sandığımız bir kişi görüşmenin sonuna kadar odada kaldı. Savcıya köylülerin sorunlarını aktardığımızda, bunların doğru olmadığını, hiçbir köylünün suç duyurusunda bulunmadığını belirtti. Bizim suç duyurusunda bulunma önerimizi de kabul edilebilir bulmadı.
*Bölgeden ayrılırken, filmlerimize, kaset ve belgelerimize el konuldu. Köylülerin bize ulaştırdığı 2 mektubu gizlice beraberimizde getirdik.
*Bölgedeki mayınlar halk için önemli bir tehdit. 16 yaşında, mayın patlaması sonucu gözünü ve sol kolunu kaybeden bir gençle konuşma fırsatı bulduk. Bu genç, çobanlık yaparken mayına basarak yaralandığını anlattı. Gencin ifadesinden bölgedeki askerlerin mayınlı bölgede çobanlık yapan genci uyarmadığı, yaralandıktan sonra da yardımcı olmadıkları anlaşıldı. 6 yıldır işsiz olan bu genç ailesinin imkanlarıyla, güçlükle tedavi gördüğünü anlattı. Babası ile birlikte bize açıklamalarda bulunan bu kişi, bizim yanımızdayken bile asker tehdidiyle karşılaştı. Kimliklerine askerler tarafından el konuldu.
* Ancak yaşadıklarımız bize gösteriyor ki, olağanüstü hal tüm yıkıcı etkisiyle devam ediyor
İHD İstanbul Şubesi Başkanı Eren Keskin :
*Türkiye Cumhuriyeti, antidemokratik bir sistem yapısıyla yönetiliyor. Ancak bu yönetim Şırnak ve çevresinde kendisini daha yakıcı hissettiriyor.
*Bölgede Tipik A.Ş. adıyla faaliyet gösteren bir şirket var. Bu şirketin yöneticileri askeri-sivil erkanın yakınlarından oluşuyor. Mazot satan bu şirketin fiyatları bölgedeki diğer şirketlerden 2-3 kat daha pahalı. Bundan almayan köylülerin yakınları şiddetle karşılaşıyor. Sermaye-şiddet içiçe geçmiş durumda.
*Ulaştığımız bilgileri Cumhurbaşkanı'na, İçişleri Bakanı'na, Başbakan'a ulaştıracağız. Umuyorum ki bu bilgileri ihbar kabul edip daha dikkatli ilgilenirler.(BB/NA)