Beykoz esnafı, fabrikada bekleyen işçilerle ailelerine her gün, hep birlikte yardım topladıklarını söylüyor. Ortak kaygı, Beykoz'un başına bundan sonra neler geleceği...
Beykozluların çoğu fabrika yerine eğlence yerleri ve lüks oteller yapılacağını iddia ediyor. Ancak kimse, bu iddiaların kaynağını net olarak bilemiyor... Lüks otelleri kimin, ne zaman, nasıl yapacağı konusunda bilgisi yok kimsenin... Sadece "herkes bunları konuşuyor" demekle yetiniyorlar.
"Müşterilerimizi kaybedeceğiz"
Bir yıldır gözlük dükkanı işleten İbrahim Demir'e göre, fabrikanın kapatılmak istenmesinin ardında, ilçede lüks otellerin veya alışveriş merkezlerinin yapılmak istenmesi yatıyor. O, bu iddiayı müşterilerinden öğrenmiş. Demir, fabrikanın kapanmasının kendilerini nasıl etkileyeceğini de şöyle anlatıyor: "Fabrika kapanırsa bin işçi işinden olacak. Bu, aileler ile birlikte üç-dört bin kişinin aç kalması anlamına geliyor. Biz de bu kadar müşterimizi kaybetmiş olacağız.
"Birisi esnafa öncülük etmeli"
Kardeşler Kafeteryası'nın ustası Mehmet Dede üretimin durdurulması kararında Acarlar ve Tepe İnşaat şirketlerinin parmağı olduğunu iddia ediyor. "Paşabahçe kalkarsa Tekel de kalkar" diyen Dede, kafeteryasının camına da "Şişe Cam Kapatılamaz" yazılı bir afiş asmış. Dede, esnafın her zaman destek vermeye hazır olduğunu şu cümlelerle dile getiriyor: Birinin bize öncülük etmesi gerekiyor. Biri gelsin bize "işlerinizi bırakın, fabrikaya gidiyoruz" desin, hemen kapatır, fabrikaya gideriz.
"Kararı 12 Eylül darbesinde aldılar"
52 yıllık berber Murtaza Rıza Şentürk ise kapatma kararının geçmişini 12 Eylül askeri darbesine dayandırdıktan sonra "berberlerin kulağı deliktir. Biz her şeyi öğreniriz" diyor ve başlıyor iddialarını sıralamaya: Sadece Paşabahçe'yi değil, Tekel'i de kademe kademe kapatacaklar. Buraya bir Cam Müzesi açarak insanları ikna etmeye çalışacaklar. 1980'den sonra işçi sayısı her geçen gün azaltıldı, şimdi de işçileri tamamen bitirecekler.
Eyüp Uzak'ın ise dedesi dahil hemen hemen tüm ailesi Paşabahçe fabrikasında çalışmış. Uzak, "ne zaman ki Beykoz ormanları talan edildi, yeşili yok ettiler, sermaye de o zaman gözünü sahile dikti" diyor. Şişe Cam yetkililerinin fabrikanın üretiminin durdurulması kararı için öne sürdüğü gerekçelerden "kent dokusuna aykırı" ifadesine de tepkisini şöyle dile getiriyor: Madem kent dokusunu korumaya çalışıyorlar neden büyük binalara karşı bir şey yapmıyorlar.
"Her gün yardım gönderiyoruz"
Karden Ekmek fırınının sahibi İbrahim Güneş de fabrikadaki bekleyiş başladığı günden beri her gün fabrikaya 250 ekmek gönderdiklerini, bugün de 2500 poğaça yolladıklarını söylüyor. Güneş, "Biz ekmeğimizi Paşabahçe'den yedik, şimdi bu dar günlerinde tabii ki yardım ederiz" diyor. Güneş'e göre fabrikanın kapatılmasının engellenmesi de tüm Beykoz halkının bir araya gelerek işçilere destek vermesiyle mümkün olabilir.
Vergilerini, borçlarını ve kiralarını ödeyememekten yakınan 45 yıllık tekstilci Nuran Dal, fabrikanın kapatılmasının "zaten kötü olan maddi durumlarının daha da kötü olmasına" yol açacağını söylüyor. Her gün Beykoz esnafıyla bir araya gelerek fabrikaya yiyecek yardımı için para topladıklarını söyleyen Dal, 55 yaşında olduğu halde çalışmaktan şikayetçi.(BB)