"Her şeyden önce eğitim sistemimizin sorunları, ülkemizdeki demokratikleşme ve sosyal adalet sorunlarıyla doğrudan bağlantılıdır. Dolayısıyla programında gerçek bir demokratikleşmeyle sosyal adaletin tesisine ve bunun için de gerekli olan yapısal dönüşümlere yer vermeyen siyasi partilerin, eğitim sisteminin barındırdığı sorunlara gerçekçi ve kalıcı bir çözüm üretmeleri beklenemez."
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) partilerin seçim vaatlerini inceledeği raporuna bu sözlerle başlıyor. Bu çerçevede seçim yarışındaki partileri şöyle değerlendiriyor:
* İktidar partisi ADalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) geçmiş dönem faaliyetlerine ilişkin aktarımı abartılı ve yer yer yanıltıcı bir nitelik taşırken geleceğe ilişkin vaatlerinin ise temelden yoksun.
* Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) seçim bildirgesinde önemli bir yer verdiği eğitim bölümü, üzerinde iyi düşünülmüş saptamalar ve vaatler içermesine karşın, demokratikleşme sorunlarına radikal bir yaklaşım getirmede yetersiz olduğu gibi sosyal adaleti gerçekten tesis edecek yapısal dönüşümler konusunda da yeterince tatmin edici değil.
* Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) yaklaşımı ise demokratikleşme sorunlarına çözüm içermiyor, sosyal adaletin tesisine ilişkin bir kaygıdan hareket etmiyor. Eğitimi kapitalist üretim ve rekabetin gerektirdiği vasıflara sahip elemanlar yetiştirme işlevine indirgiyor.
Ardından Eğitim-sen, eğitimin temel sorunlarını şöyle sıralıyor:
* Eğitime ayrılan kamu kaynaklar yetersiz
* Eğitimin ticarileştiriliyor
* Kamu kaynaklarının yetersizliğine bağlı alt yapı sorunları
* Okullaşma oranı düşük
* Okulu terk oranı yüksek
* Sınava endeksli eğitim ve bunun doğurduğu dershanecilik sektörü
* Başta ÖSYM olmak üzere sınav sistemleri
* Eğitime erişimde fırsat eşitsizliği
* Eğitim ve bilim emekçilerinin sosyo-ekonomik sorunlarının derinleşerek devam ediyor
* Ataması yapılmayan, işsiz öğretmenler
* YÖK'ün varlığı ve antidemokratik işlevi
* Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin eğitime yansıması
* Öğrencilerin okullarda işçileştirilmeleri
İktidar partisi eğitim için ne yaptı?
Eğitim Sen'in raporunda en büyük eleştiriyi 8,5 yıldır iktidar olan AKP alıyor. Sendikaya göre, AKP iktidarında eğitim ve bilim emekçilerinin reel gelirleri azaldı.
Rapordaki verilere göre, 2002 yılında ortalama bir öğretmen maaşı 551 TL idi. Dört kişilik bir ailenin aylık ortalama gideri ise 1054 TL idi. Maaşın aylık gideri karşılama oranı yüzde 52 idi.
2010 yılına gelindiğinde, ortalama bir öğretmen maaşı 1.427 TL oldu. Dört kişilik bir ailenin aylık ortalama gideri 2 bin 826 TL ulaştı ve maaşın aylık gideri karşılama oranı ise yüzde 50'ye düştü.
Bütçeden eğitime ayrılan payın arttığı iddiaları da şöyle yanıtlanıyor:
* Milli Eğitim İstatistikleri verilerine göre MEB bütçesinin Gayri Safi Yurt İçi Hâsılaya oranı 2003 yılında yüzde 2.24 iken 2011 yılında ancak yüzde 2.81'e çıkabildi. MEB bütçesinden eğitimin alt yapı yatırımlarına ayrılan pay sürekli bir şekilde düşüş gösterdi.
* 2002 yılında MEB bütçesinin 17.18'i alt yapı yatırımlarına ayrılırken 2011 yılında bu oran yüzde 5.85'e düştü.
* 2002 yılında bir veli çocuğu için yılda 720 TL eğitim harcaması yapıyorken, bu rakam 2010-2011 eğitim öğretim yılında 3 bin 131 TL'ye çıktı.
* "Kayıt parasını yatıramayan öğrencinin annesine, okul halılarının yıkatıldığı" gibi haberler, bu iktidar zamanında basında yer aldı.
* 350 bini aşkın işsiz öğretmen kadrolu olarak atanmayı bekliyor. Resmi açıklamalar bile öğretmen açıklarının 140 binin üzerinde olduğunu gösteriyor.
CHP: Olumlu ancak yapısal dönüşüm perspektifi eksik
Eğitim-sen ana muhalefet partisi CHP'nin seçim bildirgesinde eğitimin sorunları üzerine daha gerçekçi saptamalar yer verildiğini belirtiyor ve bunları şöyle sıralıyor:
* Her çocuğa nitelikli parasız eğitim verilecek
* Okullarda katkı payı uygulaması kaldırılacak
* Çocuklara okulda her öğlen bir öğünün yanı sıra süt ve meyve gibi temel gıdalar sunulacak
* Eğitim olanaklarının okullara dağılımında ulusal standartlara dayalı ve eşitlikçi bir uygulamaya gidilecek
* Ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen gibi güvencesiz istihdam uygulamalarına son verilecek
* Sınav sisteminin öğrencileri esir almasına izin verilmeyecek
* SBS hemen, üniversite sınavı ise aşamalı olarak kaldırılacak
* YÖK'ün kaldırılacak
* Üniversite harçları kaldırıacak
Eğitim-sen CHP'nin "Talep eden tüm yurttaşlara anadil öğrenimi olanağı" sözünün konuya yer verilmesi açısından önemli olduğunu ancak bunun nasıl hayata geçirileceğine dair herhangi bir ifadeye yer verilmediğini vurguluyor.
MHP: Milliyetçi, piyasacı, mukaddesatçı!
Seçim Bildirgesini "2023'e Doğru Yükselen Türkiye Sözleşmesi" adıyla yayınlayan MHP'nin bildirgesindeki eğitim bölümü için Eğitim-sen'in yorumu ise şöyle: "MHP programının eğitimle ilgili ana bölüm başlığının adı 'Eğitim ve İnsan Kaynakları'dır. Milliyetçi ideolojisi doğrultusunda, eğitime milliyetçi bilinç yükseltme hedefini yükleyen MHP, bu hedefin hemen ardından eğitimin her kademesinde eğitim dilinin Türkçe olacağının altını çizme gereği duymuş."
MHP'nin mukaddesatçılığı ise kuran kurslarına katılacak çocuklar için yaş sınırının kaldırılması, Kuran okuma ve anlama, ilmihal bilgileri, peygamberin hayatı gibi seçmeli derslerin konulması, Türklüğün ve İslamın milli ve manevi değerlerini yaşayan ve yaşatan önder şahsiyetlerin hayatı ve felsefesinin ilköğretim okullarında seçmeli ders olarak okutulması önerileriyle kendini gösteriyor.
MHP'nin vaatleri arasında ayrıca üniversiteye giriş sınavının kaldırılacağı, yerine AKP'nin gündeme getirdiği "olgunluk sınavı" benzeri bir sistemin getirileceği dile getiriliyor.
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun Yaklaşımı
Rapora göre, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku eğitimin temel bir kamusal hak olduğu ve her kademesinin ücretsiz hale getirileceği vaadinde bulunuyor.
"Ayrıca eğitim bahsinde anadilinde eğitimin herkes için bir hak olarak kabul edileceği, eğitimin tüm aşamalarında resmi dil olan Türkçenin öğretilmesinin yanında anadilinde eğitim görme imkânı sağlanacağı vaadinde bulunuluyor." (HK)