Yasemin Aliköleoğlu hem kendi hem de eserlerindeki kızıl saçlı kadınlar ile öne çıkan bir ressam. Kızıllık aslında onun için tek tipten renkliliğe geçişin bir biçimi. Eserleri de karanlıktan, aydınlığa, mücadeleden, özgürlüğe başlıkları altında kadınları bir araya getiriyor. Hem de popüler kültüre, kanıksanmış algılara bir karşı çıkışı gösteriyor.
Aliköleoğlu, uzun seneler boyunca resme ara vermiş ve hayatını devam ettirmek için başka işlerde de çalışmış olsa bile 1978’den beri kadın meselesi üzerine düşünüyor ve çiziyor.
2004’te boşandıktan sonra ise özellikle kendi hayat hikayesinden de yola çıkarak, kadınların “esaretten“ özgürlüğe giden yolunu tuvale aktarıyor. “Bir Yanım Kelebek Baharı Bir Yanım Çocuk” adını verdiği sergi Kenan Evren’in öldüğü gün açılmış; buna ayrıca çok sevindiğini söylüyor.
O yolu nasıl resmettiğini ondan dinleyelim:
Güçlü kadınları resmetmek
“Neden sadece ev temizliyoruz ya da yemek yapıyoruz?
Boş zamanlarımız neden dedikodular ile dolu?
Neden ev ev geziyoruz, modayı takip ediyoruz?
Bu sorular ile güçlü kadınlar çizmeye odaklandım”.
“Kadınların daha pasif olmasından başladı her şey. Kadın evde yemek yapan, günler yapan, günlerde gereksiz konuşmalar gerçekleştiren bir yaşam içindeydi. İlk resmettiğim kadınlar, harekete geçenler oldu. Ayakları üstünde durabilen kadınlar resmetmek istedim çünkü ben o ev hanımları kuşağından geliyorum. Erkeklerin çalışıp kadınların sürekli oturup yiyip içmesi garip geliyordu. Güçlü kadınlar istedim her yere bakan...
78’den bugüne kadın
“Ben darbeden sonra gözaltına alındım, serbest kaldıktan sonra da evlendim. Darbeden sonra zaten resim yapamadım. Tutukluluk içimdeki isteği de durdurdu. Bazen kötü hissettiğinizde de resim yaparsınız, fakat darbeden sonra hem kötü hem de acı hissediyorsunuz. İnsanlıktan çıkıyorsunuz, orada size böcek muamelesi yapılıyor. Böylece güveninizi kaybediyorsunuz, size ne olacağını bilmiyorsunuz, korkuyorsunuz. Çocuklarım resim yaptığımı bilmiyordu.
2004 yılında boşandıktan sonra tekrar resim çizmeye başladım”.
“Gezi’de herkesi öpesim geldi”
“Resimlerin teması ne diye sorulursa ilk söz özgürlük. Benim kadınlarım özgür. Tek tipten, renksizlikten renkliye geçiş var.
“Kadınlar çalışmaya başladı evet ama yine eve gelince kocalarına teslim edildiler. 78’den bu yana asıl gördüğüm değişim tek tipleşmeye karşıydı. Biz cezaevlerinde üniformaların tek tipleştirmesine karşı açlık grevi gerçekleştiriyorduk fakat bir yandan biz tek tipleştirmeyi yeniden üretiyorduk. Farklı olana karşı tepki duyuyorduk. Bence bu bağlamda kırılma noktası Gezi Direnişi’ydi. Yeni nesil 12 yıldır sadece Erdoğan ile büyümüştü. Fakat büyük bir yaratıcılık ve direniş gerçekleştirdiler. Gezi’de herkesi öpesim geldi. Herkes çiçek gibiydi. “
Yasemin Aliköleoğlu kimdir?
Yasemin Aliköleoğlu 1960 yılında İstanbul’da doğdu. Eserleri ilk kez 1978 yılında “Mavilerde Buluşmak“ adlı karma sergide yer aldı.
1980 darbesinde “komünizm propagandası yapmak“ suçlaması ile gözaltına alındı. Resme uzun bir ara verdikten sonra 2004 yılından beri “İz Düşlerim”, “Adı Kadın”, “Renklerle Yasemin“ ve “Naif Anlatımlar“ adlı kişisel sergiler gerçekleştirdi ve birçok karma sergide yer aldı.
Yasemin Aliköleoğlu’nun “Bir Yanım Kelebek Baharı Bir Yanım Çocuk” adlı kişisel resim sergisi 9 – 22 Mayıs 2015 tarihleri arasında The Green Park Bostancı’da ziyaret edebilir. (BZ/HK)