"Yerel yönetimlerde kadın olmayınca, belediye meclislerinde çocuk bakımı tartışılmıyor. Ulaşım planlanırken kadın düşmanı kentler yaratılıyor. Anayasa'da kadın erkek eşitliği var ama yasa eksik, uygulamada olumlu ayrımcılık yerleştirilemedi."
"Yerel yönetimler ve toplumsal cinsiyet- Yerel yönetimlerde toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme" konferansının konuşmacılarından Yard. Doç. Ayten Alkan böyle yorumluyor.
Bugün, İstanbul Kadın Araştırmaları Merkezi Derneği (İKAM) ile Türk Demokrasi Vakfı (TDV) işbirliğinde, Aksaray'daki İSKİ konferans salonunda başlayan konferansta Böker Consult'tan Marion Böker, İKAM Genel Koordinatörü Esmahan Güven ve BM Ortak Program Trabzon Koordinatörü Sinem Mısırlıoğlu'yla birlikte konuşan Alkan aynı zamanda Yerel Yönetimler ve Cinsiyet kitabının da yazarı.
Yerel siyasette kadın temsilinde Türkiye sıralamanın sonlarında
Türkiye'de kadının genel siyasette temsilinin zayıf olmasının yanında yerel siyasette oranın daha da düştüğünü ifade eden Alkan "Dünyadaysa durum tam tersi, yerel siyasette kadınlar daha aktifler" dedi. Alkan verileri sıraladı:
- Avrupa'da belediye başkanlığında kadınların oranı yüzde 11, belediye meclis üyeliğindeyse yüzde 24.
Orta Amerika'da kadınların belediye başkanlığı oranı yüzde 5'ken belediye meclis üyeliği oranı yüzde 24.
Latin Amerika'da belediye başkanlığında kadın oranı yüzde 6, belediye meclis üyeliğinde 26.
Afrika'da belediye başkanlığında kadın oranı yüzde 12, belediye meclis üyeliğinde 30.
Ortadoğu ve Akdeniz'de kadınların belediye başkanlığı oranı yüzde1, belediye meclis üyeliği oranı yüzde 2.
Asya Pasifik ülkelerinde kadınların belediye başkanlığı oranı yüzde 6, belediye meclis üyeliği oranı yüzde 18.
Alkan kadın temsili oranlarının yüksek olduğu ülkelerin olumlu ayrımcılığı, kotayı yasal olarak tanıdıklarını söyledi ve "Ortalamanın yüksek olduğu ve yasal olarak kotayı tanımayan ülkelerde de partiler kota uyguluyor" dedi.
Türkiye'deyse ne anayasal ne de siyasi parti yasası mevzuatında kotanın tanınmadığını söyleyen Alkan özellikle yerel seçimler öncesi kadınların mücadeleyi yükselttiklerini söyledi ve KA-DER'in kampanyasını hatırlattı.
Sokağın asfaltsız olması kadını mağdur etmez mi?
Belediyecilik ve kadının hizmet almasına ilişkin Alkan belediyelerle yaptığı görüşmelerde imar, fen, personel, zabıta, temizlik, ulaşım koordinasyon hizmetlerinde kadının gözetilmediğini, buna rağmen sosyal ve kültürel hizmetler bölümünde 8 Mart'larda stant açmaktan öte bir hizmet olmadığını söyledi.
"Bırakın kreş, bakım, istihdamı otomobil merkezli ulaşım bile otomobilsiz kadını dışlıyor. Gündelik alışverişi yapan, çocuğu hastaneye götüren kadın ulaşımdan birebir etkileniyor. Bir sokağın asfaltsız olması o hafta evinde birden fazla temizlik yapmasına neden oluyor."
Alkan belediyenin eksik, yetersiz hizmetinin ya kadınların yükünü artırdığını ya da o hizmetin eksikliğinin yarattığı boşluğu kadının doldurduğunu savundu.
"Krizle birlikte kısılan yaşlı, çocuk bakımı gibi işler olacağından kadının yükü daha da artacak."
Mor Çatı'ya Kaymakamlık desteğinin kesilmesine de değinen Alkan "Mor Çatı örneği de bu durumu kanıtlıyor. 'Paranızı kendiniz bulun' deniyor. Halbuki sığınak açmak belediyelerin yasal görevidir" dedi.(EZÖ)