Stockholm Üniversitesi, Etnoloji, Karşılaştırmalı Din ve Toplumsal Cinsiyet Bölümü'nde öğretim üyesi olan Fataney Farahani, "Cinselliğin Diasporadaki Anlatımları: İranlı İsveçli Kadınların Kimlik Oluşumu" konulu doktora çalışmasını anlattı.
Üniversitenin 2007'de Beşeri Bilimler Dalı'ndaki en iyi tez ödülünü alan çalışmasına dair Farahani dün akşam, Amargi Feminist Kitabevi'nde, İran'dan İsveç'e gelen ilk kuşaktan kadınlarla İran'daki sosyal, kültürel, dini yapı üzerinden cinsellikten ne anladıklarını konuştuğunu aktardı.
İranlı kadınlar cinselliğe nasıl bakıyor?
Neden cinsellik üzerine çalıştığını "Cinsellikten sadece seksi anlamıyorum. Kadın-erkek ilişkileri de anlıyorum. Örneğin 'beni arzulayan bir erkeğin karşısında nasıl olmalıyım?' sorusu üzerinden geliştirilen kadınlık kurguları gibi..." diyerek anlatan Farahani için başka bir sebep şöyle:
"Doğu da batı da cinselliğe başka taraflardan bakıp bu konuyu sorunsallaştırıyorlardı. Mesela oryantalist söylem içinde batıda sivilliğin, medeniyetin göstergesi doğudaysa batıya oranla onurun göstergesi."
Baş örtüsünün de batıda ezilen kadını doğuda ise onurlu kadını simgelediğini söyleyen Farahani "Her iki taraftan kadınlarla konuşmak anlamlıydı" dedi.
Bu konularla ilgili ya her sorunun kaynağının İslam olduğu ya da İslamı her sorunun kaynağı görmenin yüzeysellik olduğu görüşleri olduğunu söyleyen İranlı etnoloğa göre İslam'ın sorun olduğu doğru ama kadınların nereden geldiği, hangi sınıfa mensup olduğu, kültürel özellikleri de etkili.
"Erkek olsaydım ya da İranlı olmasaydım kadınlar bana başka şey anlatabilirdi. Dolayısıyla iletişim önemliydi. Diasporada yaşayan kadınlar olarak deneyimlerimiz aynıydı. Ancak İran-Irak savaşını bana uzun uzadıya anlatma gereği duymayan kadınları tezimde yazarken savaşı ayrıca açıklamak da bana kaldı."
"Bakireymiş gibi davranmayı unutmayın"
Tezini yazarken motive edici bir sebebin de Avrupa'da "doğudan gelmiş kadın" imajının kendisi olduğunu dile getiren Farahani devam etti.
"İranlı kadınlar batıdayken ya da batı sayesinde bağımsız veya feminist olabileceği algısı hakim. Kurban imajı çok yerleşik. Oysaki bana göre bu kadınların İran'ı terk etmek istemeleri bile direnç göstergesi. Batının söylemi aksine İsveç'te yaşıyor olmak bu kadınları bağımsız ya da feminist yapmaz."
Farhani çalışmasında kadınların cinsellikte "bekaret" etrafında ortaklaştığını aktardı.
"Nasıl algıladıklarını merak ediyordum. Bakireymiş gibi davranıyorlar. 'Her şeyi yaptık ama vajinal ilişkiye geçmedik' diyorlar. İsveç'te satılan kapsüller var. Kırmızı boya kapsülü. Kadın ilişkiye girmeden önce vajinasına bu kapsülü yerleştiriyor. Kapsül patladığında kırmızı boya akıyor. Böylece erkek o boyanın kan olduğunu düşünüp bakire olduğuna inanmış oluyor. Kapsül kutusunun üzerinde şöyle bir uyarı var: Bakireymiş gibi davranmayı unutmayın."
Farahani diasporadaki kadınların yakındıkları bir diğer konunun da cinsel eğitim eksikliği olduğunu söyledi.
"Ben katılmıyorum. İsveçli kadınların biyolojik bilgiye sahip olmaları daha fazla haz almalarını sağlamıyor."
Seks bilgisinin nasıl aktarıldığına dairse Farahani şöyle konuştu:
"Seks için Farsça'da kelime yok. Çünkü tabu. Ama hem politik anlamda hem argoda insanlar seksten gizlice bahsediyorlar. Pek çok kelime var. Yasak olması insanların onu kendi oluşturdukları kodlarla konuşmalarına engel olmuyor." (EZÖ)