İsveç'te yaşayan etnolog Fataney Farahaney, Amargi'de yaptığı konuşmada diasporada yaşayan İranlı kadınlar üzerine yaptığı çalışmayı anlattı.
Baş örtüsünün İran'da "onurlu kadın"ı simgelediğine dikkat çeken etnolog "Baş örtüsü asla bir kumaş parçası değil. Konuştuğum kadınlardan biri iç çamaşırlarını kuruturken üzerlerine çarşaf serdiğini söylüyordu. Örtünen bir toplumda cinselliği çağrıştıran en küçük şeyler bile saklanmak zorunda" dedi.
Baş örtüsünün uluslararası düzeyde çok tartışmalı bir konu olduğuna işaret eden Farahani'ye göre cinselliğin düşünceleri nasıl etkilediği bir başka soru.
"Sadece örtünenleri değil örtünmeyenleri de etkiliyor. 1979'da devrimden önce takanlar ve takmayanlar için iki ayrı terim vardı. Devrimden sonra herkes takmak zorundaydı. Bu kez kendi örtünenler ve zorunluluktan örtünenler ayrımı oldu. Örneğin başı örtülü ancak sokakta dondurma yiyen, ruj süren, güneş gözlüğü takan kadınlar daha az onurlu görülmeye başlandı. Kadın olarak ne kadar onurlu olup olmadığınızın göstergesiydi. Devrimden sonra bir tartışma da 'benim ne kadar onurlu olup olmadığıma kim karar verebilir' oldu."
Farahani'nin "Cinselliğin Diasporadaki Anlatımları: İranlı İsveçli Kadınların Kimlik Oluşumu" başlıklı tezinde değindiği son konu göçün cinselliği nasıl etkilediği olmuş. Araştırmasına göre İsveçli erkeklerle flört edenlerin etme nedeni daha özgür bir ilişki isteğiyken etmeyenlerin sebebi aynı dile sahip olmamanın paylaşıma engel olması olmuş.
Farahani ayrıca mülakatların Farsça olmasına rağmen kadınların İsveççe kelimeler kullandığı ve bunun onlara mesafe kazandırdığını gözlemlediğini söyledi.
İranlı kadınların İsveçli kadınları "bağımsız, ne istediğini bilen ve isterse boşanabilen" kadınlar olarak tanımladıklarını söyleyen Farahani ekledi:
"Aslında kendilerini tanımlıyorlar. Ben onlara 'sen de boşandın' dediğimde 'ben istisnayım' cevabı veriyorlar."(EZÖ)