69 kişinin çözüm sürecine sivil toplum desteği sağlamak için başlattığı “Barışa Bak” kampanyası imzacılardan Cengiz Alğan, Nagehan Alçı, İlhami Işık, Atilla Yayla ve Haşmet Babaoğlu’nun konuşmacı olduğu basın toplantısıyla duyuruldu.
Cengiz Alğan kampanya ile amaçlarının “çözüm sürecinin sağlıklı yürümesine yardımcı olmak, müzakereyi yürütenlerin elini rahatlatmak, Türk ve Kürt toplumunun çözüm sürecine ilgilisini pozitif yönde etkilemeye gayret etmeye çalışmak” olduğunu söyledi.
“Toplum barış konusunda siyasilerden daha ileri durumda” diyen Alğan, kampanya kapsamında bu ay sonunda Meclis’teki siyasi partilerle görüşeceklerini; yaza doğru toplantı, konferans ve panellerle toplumun kafasında çözüm ile ilgili sorulara cevap aramaya çalışacaklarını, bahar aylarında büyük bir barış konseri ve mitingi planladıklarını; bahar sonu da İstanbul’dan Diyarbakır’a bir barış treni planları olduğunu söyledi.
“Barışa bakalım”
Kampanyanın herkesin açık olduğunu belirten Alğan’ın okuduğu çağrı metninde şu ifadeler yer aldı:
“Bugüne kadarki bütün barış denemelerimiz eski devlet aklının karanlık duvarlarına çarpıp parçalandı. Yıllarımızı, canlarımızı, çocuklarımızın geleceğine yatıracak kaynaklarımızı, uzadıkça anlamsızlaşan bir savaşta heba ettik. Ortak aklımız, ortak vicdanımız, bizi bize bağlayan bin yıllık kardeşlik hukukumuz, hakikatimiz felç edildi. Gerçekte var olmayan bir düşmanlığın peşinden 30 yıl sürüklenerek, gençlerimizi namluya sürülen mermiler gibi harcadık. Hep birlikte harcandık. “Şimdi ilk defa barışa bu kadar yakınız. Tarihimizin toplumdan en yüksek desteği alan yerli ve bize has projesi Çözüm Süreci'yle, ilk defa barışın kapısına kadar geldik. Artık barışın ışığını görüyor, sıcağını hissediyoruz. Elimizi uzatsak dokunacağız. O kadar yakın, o kadar gerçek. “Ama yine yolumuza taş koyanlar var. Hükümet devirme girişimleriyle, sokak isyanlarıyla, provokasyonlarla, itibarsızlaştırma kampanyalarıyla gözümüzü, gönlümüzü, dikkatimizi barıştan uzaklaştırmaya çalışıyorlar. En küçük aksaklıkta 'Süreç çöktü. Böyle barış olmaz' korosu devreye giriyor. Küçük ama etkili bir azınlık, aklımızı çelip bizi yeniden savaşa sürüklemek istiyor. “Bütün Türkiyelilere çağrımızdır: “Çözüm Süreci, kesintiye uğratılan bin yıllık kardeşliğimizin yeniden tesisine sunulmuş büyük bir imkândır. Gerçek potansiyelimizi açığa çıkaracak büyük bir fırsat, büyük bir nimettir. Yeni Türkiye'nin kuruluşunda bir sıçrama tahtasıdır. Sadece bizim değil, bugün kanlı oyunlarda perişan edilen sınır komşularımızın da aydınlığa çıkış anahtarıdır. “Gelin bu defa savaş çığırtkanlarına izin vermeyelim. Onlar bir avuç, biz milyonlarız. Yeni Türkiye'nin yeni ortak aklını, yeni ortak vicdanını hep birlikte inşa edelim. Barışın ağır yükünü bir avuç fedakâr insanın omuzlarına bırakmayalım, istasyonda tren bekler gibi barışı bekleyip, kenardan seyretmeyelim. Kardeş soframızı el ele, omuz omuza kurup, barışın tatlı meyvelerini hep beraber yiyelim. Bu sofrada hepimize yer var. “Büyük barışımızı kurmak için 'muhtaç olduğumuz kudret' kadim Anadolu topraklarının geleneklerinde mevcut. Yeter ki dikkatimiz dağılmasın, barışa odaklanalım. “Gelin Türkiyeliler; her şeyi bir kenara bırakalım. Barışa bakalım." |
Alçı: Süreç siyaset dışında konumlanmalı
Basın toplantısında imzacılar söz aldı.
Nagehan Alçı “birileri barış sürecini siyasetin içine katmaya çalışıyor” dediği konuşmasında siyasetin içinde başlayan sürecin siyasetin dışında konumlandırılması gerektiğini söyledi.
Alçı, hangi görüşte olursa olsun herkesin sürece destek olması için burada olduğunu, bu kampanyanın barışa yeniden bakmayı hatırlattığını söyledi.
Yayla: Sürecin asıl sahibi toplum
Atilla Yayla, sürecin asıl sahibinin toplum olduğunu ve toplumun bu savaştan yorulduğunu söyledi.
“Bu yüzden de toplum Türk ve Kürt tarafına sorumluluk bindiriyor. Barışa Bak hareketiyle biraraya gelen insanlar bu sürecin asıl sahibinin toplum olduğunu, tarafların kapasitelerine, peşin hükümlerine, önyargılarına, korkularına bu süreci teslim etmek istemediğini, her tarafın aklını başına alıp çözüm ve barış yolunda azim ve istikrarla yürümek gerektiğini düşünüyor.
Işık: Barış aşk gibidir
İlhami Işık “Barış aşk gibidir, hesabı kitabı olmaz” dediği konuşmasında barışı yaşayıp herkese yaşatmanın önemine değindi.
Babaoğlu: Yan çizen siyasetçileri utandırmalı
Haşmet Babaoğlu, geçmişten bir şekilde mahçup olmak gerektiğini söyledi ve “barış isteyenlerin barışın siyaset işi olduğunu bilerek barışa yan çizen siyasetçileri utandırmaları lazım” dedi.
“Kolay bir dönemde değiliz. Barış eninde sonunda olacak. Ama göz göre göre acıları daha fazla acı çekmemek gerekiyor.”
Babaoğlu “Seçim var önümüzde. Ve tahminen siyasetçilerin bir bölümü hiç utanmadan, hiç sıkılmadan kış aylarına doğru barışa karşı poz alacaklar. Buradan oy, ekmek bekleyecekler. Buna karşı elim gelen neyse yapmalıyız. Çok iş var yapılacak” diye devam etti. (BK)
Çağrıcılar: Abdurrahim Boynukalın, Ahmet Duvarcı, Ahmet Uzun, Ali Bayramoğlu, Atilla Yayla, Bayram Zilan, Bengül Güngörmez, Berat Özipek, Bilal Macit, Cahit Koytak, Cemile Bayraktar, Cengiz Alğan, Cennet Uslu, Ceren Kenar, Demiray Oral, Elif Çakır, Enver Alper Güvel, Erol Göka, Etyen Mahçupyan, Fadime Özkan, Fırat Erez, Gülay Göktürk, Gülçin Avşar, Gürbüz Özaltınlı, Halil Berktay, Halime Kökçe, Haşmet Babaoğlu, Hidayet Ş. Tuksal, Hilal Kaplan, Hüseyin Hatemi, İdris Kardaş, İhsan Bilgin, İlhami Işık, İzzet Yaşar, Kezban Hatemi, Kurtuluş Tayiz, Kutluğ Ataman, Levent Korkut, Leyla İpekçi, Mahmut Övür, Markar Esayan, Merve Şebnem Oruç, Meryem Gayberi, Murat Yılmaz, Mustafa Acar, Nagehan Alçı, Nurhayat Kızılkan, Oral Çalışlar, Orhan Miroğlu, Osman Can, Ömer Çaha, Özlem Çağlar Yılmaz, Rasim Ozan Kütahyalı, Serdar Kaya, Setenay Yüksel Olguner, Sinan Çetin, Süheyb Öğüt, Tuncer Köseoğlu, Ufuk Coşkun, Ümit Fırat, Ümit Kurt, Üstün Bol, Vahap Coşkun, Yalçın Arı, Yaprak Zihnioğlu, Yasemin Yıldırım, Yıldıray Oğur, Yıldız Ramazanoğlu, Yusuf Şahin.