Halkevleri, Halkların Demokratik Kongresi İstanbul Meclisi, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyonu Kurulu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Şubeler Platformu'nun çağrısıyla düzenlenen Taksim meydanında toplanan kalabalık Türkiye ve Suriye arasında savaş ihtimaline karşı yürüyüş yaptı.
Katılımın oldukça yüksek olduğu yürüyüş "Savaşa hayır, barış hemen şimdi", "Suriye ile savaş istemiyoruz" "Yaşasın halkların kardeşliği", "AKP elini Suriye'den çek", "AKP savaş, halk barış istiyor", "Biji gratiya gelan", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz", "Yaşasın halkların kardeşliği", "Susma haykır, savaşa hayır", "Faşizme karşı omuz omuza", ""AKP savaş, halklar barış istiyor" sloganları ile Galatasaray Lisesi'ne dek sürdü.
"Bu savaş benim değil", "Savaşa hayır, barış hemen şimdi", "Savaş değil barış, ölüm değil yaşam", "Bu benim savaşım değil", "Ekmek, Barış, Özgürlük" gibi dövizlerin taşındığı yürüyüşe ıslıklar ve alkışlar eşlik etti.
Akçakale halkını korumak için önlem alınmadı
Galatasaray Lisesi önünde konuşan Hilmi Yargıcı milyonların barış demesinin, savaş oyununu bozacağını söyledi.
Ankara'da aynı amaçla yapılan eyleme polisin müdahale etmesinin ıslıklarla protesto edildikten sonra Özge Özen'in okuduğu basın açıklamasında Akçakale'de yaşanan ölümlerin sorumlusunun Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) olduğu belirtilerek "AKP, tam bir aydır fiilen savaşın etkilerini yaşayan Akçakale halkını korumak için hiçbir önlem almadığı gibi savaş kışkırtıcılığına hız vermiştir" denildi.
"Komşularla sıfır sorun"un "komşularla savaş" haline geldiğini vurgulayan konuşmada, bugün meclisten geçen tezkere için "Kürt halkına yönelik saldırıların aracı haline getirilen Irak tezkeresine eklenen maddelerle Suriye halklarına da bu topraklardan ölüm kusmak amacını taşımaktadır. AKP'nin Suriye'ye dönük top atışının 'misilleme' olarak değil genel bir saldırı olarak Antakya yakınındaki İdlib'i hedef alması bunun göstergesidir" ifadesi kullanıldı.
"Suriye ile savaşa izin vermeyeceğiz."
"Kürt sorununda demokratik çözüm yerine savaş politikalarını tırmandıran, 10 bin Kürt siyasetçiyi cezaevine gönderen AKP, bu toprakların içinde de hergün Türk ve Kürt halklarından gençlerin ölümüne neden olmaktadır. Şimdi sıra komşu ülke halklarına gelmiştir."
Konuşmada emekçilerin vergilerinden onların istemediği bir savaşa bütçe ayrıldığı ve yapılan zamlarla savaşın emekçilerin gündelik yaşamına yayıldığı ifade edildi.
AKP'nin içeride ve dışarıda savaş politikalarına son vermesi ve Suriye'den gelen siviller dışında milis ve çetelerin Türkiye'ye girişinin engellenmesi, Dış İşleri Bakanı Davutoğlu'nun istifa etmesi ve Kürt sorununda demokratik çözüm ve onurlu bir barış için gereken adımların atılması gerektiği vurgulandığı konuşma şu şekilde sona erdi:
"Suriye ile savaşa izin vermeyeceğiz. Emperyalizmin askeri olmayacağız, emperyalizme karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Bu toprakların içinde Kürt düşmanlığıyla milliyetçiliği ve ırkçılığı tırmandırmasına, Kürt halkına yönelik savaş politikalarına ve Alevi düşmanı söylem ve politikalarına karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Emperyalizmin taşeronu, savaşın, ölümün, faşizmin iktidarı AKP'yi Türkiye halkları durduracak."
Açıklamanın sonunda 7 Ekim'de Ankara'da yapılacak Eşit Yurttaşlık mitingine çağrı yapıldı. (BK/HK)