* İhraç edilen akademisyenler, konsolosluklarda işlemlerini gerçekleştiremediğinde, gerekli belgeleri alamadığında, bulundukları ülkelerde o ülkenin yasalarında tanınan veya uluslararası sözleşmelerden doğan haklarını kullanmak üzere başvurularda bulundu. Bunlardan bir tanesi, kişinin geçerli pasaportu olmadığı durumda oturma izni için yapılan başvuru. Bu sorunla ilgili de ülkeler arasında ve/veya ülke içinde eyaletler arası farklılaşan uygulamalar olduğu görülüyor.
* Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının resmi işlemlerini gerçekleştirme ve takip etmek üzere oluşturulmuş ve her vatandaşın erişimine açık olan e-devlet uygulamasına erişim için gerekli şifrenin verilmesinin konsolosluk tarafından reddedilmesi sonucunda kişiler kendilerine ilişkin bilgi ve belgelere; e-devlet sistemiyle entegre olan ve aleyhlerine açılan davaları takip edebilecekleri UYAP sistemine erişiminin engellendiği örnekler görüldü.
Bu cümleler, Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) yurt dışına gitmek zorunda bırakılan Barış Akademisyenleri’ne ilişkin raporundan.
“Bu Suça Ortak Olmayacağız!" başlıklı bildirinin kamuoyuyla paylaşıldığı 10 Ocak 2016 tarihinden bu yana, bildiri imzacısı olan ve Türkiye üniversitelerinde çalışan akademisyenler çoklu hak ihlallerine uğradı.
TIKLAYIN - AYM Gerekçeli Kararı: Akademisyenin İşi Düşünce Açıklamak
TIKLAYIN - İlk Tutuklanan Barış İmzacıları Beraat Etti
Bildirinin açıklanmasından bu yana geçen yaklaşık beş yıl içinde kamuda çalışması yasaklanan pek çok akademisyen, mesleklerini sürdürebilmek, geçimlerini sağlayabilmek için yurt dışına çıkmak zorunda bırakıldı.
TİHV yurt dışında yaşayan ihraç edilmiş Barış Akademisyenleri'nin uğradığı hak ihlallerini konu alan bir rapor yayınlandı. 27 Kasım'da yayınlanan 10 sayfalık rapor, yurt dışına gitmek zorunda bırakılan Barış Akademisyenleri'ne yönelik ihlallerini gözler önüne seriyor.
"Keyfi yok sayma pratiği"
Raporda, ihraç edilmiş kişilerin konsolosluklar nezdinde vatandaş olmaktan kaynaklı haklarının kullanılmasında yaratılan engeller, mahkeme kararlarının göz ardı edilmesi ve keyfi yok sayma pratiği uygulanması dikkat çekiyor.
Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle:
* Konsolosluklarda İşlemlerin Engellenmesi
* Pasaport tahditleri ve sebep olduğu ihlaller
* Savunma Hakkının Engellenmesi
* Eş ve çocuklara yönelik ihlaller
* Diğer ihlaller
* İkinci devletlerin uygulamalarından kaynaklanan ihlaller
* Konsoloslukta kötü muamele
* Ulus-ötesi damgalama, suçlulaştırma ve hedef gösterme
* Göçmenlik ve neo-liberal akademinin kesişme noktası: Çoklu krizler
"Hak ihlalleri son bulsun"
Raporun sonunda şu çağrı yer aldı:
Türkiye İnsan Hakları Vakfı olarak süreci izlemeye devam edeceğimizi hatırlatarak, gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında yaşayan akademisyenlere yönelik ihlallerin son bulması ve hakların iadesi için gereken adımların ivedilikle atılması konusunda yetkilileri sorumlu davranmaya çağırıyoruz.
TIKLAYIN - Raporun tamamını okuyun
Akademisyen yargılamaları hakkında
10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu.
Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı.
6 Eylül 2019 itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 648 oldu. 146 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 18 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 8 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 2 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay 22'şer gün; 17 akademisyen 2 yıl 3 ay; 7 akademisyen 2 yıl 6 ay; 5 akademisyene 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl olmak üzere davası sonuçlanan toplam 204 akademisyenin tamamı hapis cezasına mahkum oldu.
36 kişinin cezası ertelenmedi
204 kişi içerisinden 29 kişinin hapis cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 7 kişi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için toplamda 36 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi. İtiraz yoluyla İstinaf Mahkemesi’ne giden mahkumiyet kararlarından cezası onanan Prof. Dr. Füsun Üstel iki buçuk ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu.
TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar
AYM "hak ihlali" dedi
AYM Genel Kurul, 26 Temmuz 2019'da 10 akademisyenin bireysel başvurularıyla görüştüğü dosya üzerinden “hak ihlali” kararı verdi.
AYM, başvuruculara 9 bin lira tazminat ödenmesine, ihlalin ortadan kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için karar örneğinin yerel mahkemelere gönderilmesine de hükmetti.
Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava TMK 7/2'den sürüyor.
Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Barış Akademisyenleri’nin beyanlarının tam metinlerine buradan ulaşabilirsiniz.
(EMK)