Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy’un Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalamaları nedeniyle yargılandıkları davanın üçüncü duruşmasında bugün görüldü.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülecek duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapıldı.
Belçika’dan Brüksel Milletvekilleri Andre du Bus, Simone Susstkind, Fabian Maingain, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Hüda Kaya, Brüksel Özgür Üniversite’den Thomas Berns’in de aralarında olduğu Türkiye’den ve yurtdışında akademisyenler ve siyasetçiler katıldı.
Dayanışma mesajları
Katılımcılar konuşmalarında dayanışmalarını iletti.
Kocaeli Üniversitesi’nden imza nedeniyle ihraç edilen akademisyen Onur Hamzaoğlu, Türkiye’de yaşam hakkı ihlallerinin ve barış taleplerinin devam ettiğini söyledi.
Brüksel milletvekilleri de dayanışma mesajlarını ilettikleri konuşmalarında, akademik özgürlükleri savunmak ve barış müzakerelerinin tekrar başlaması için burada olduklarını söyledi.
İngiltere ve Brüksel’den de akademisyenler dayanışma mesajlarını iletti.
HDP milletvekili Hüda Kaya, “küresel dayanışmayı hissetmek çok güzel. Biz sevgiden, barıştan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Barış İçin Akademisyenler adına yedi akademisyenin okuduğu açıklamada duruşması görülecek akademisyenlere beraat talebi dile getirildi.
Barış İçin Akademisyenler: Dörtten fazlayız
Barış İçin Akademisyenler adına yapılan açıklama şöyle:
"Barış, eşitlik ve demokrasi içinde birarada yaşama talebimizden de, bu haklı talebi ortak ve gür sesimizle ifade etme özgürlüğümüzden, özgürlüğümüzden de üniversitelerde maruz bırakıldığımız tüm hak ihlallerine karşı emek ve bilimsel birikimle kazandığımızı geri alma mücadelemizden de vazgeçmeyeceğiz.
"Dupduru sözümüzle, onurlu ve kararlı dayanışmamızla, yeniden ve birlikte tekrar Çağlayan’a döndük. Barışın akademisyenlerinden Esra Mungan, Meral Camcı, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya için beraat istiyoruz. Çünkü biliyoruz; barış talebi suç sayılamaz ve yargılanamaz.
"Bugün bu topraklardaki yaşama talebi bu sözü ilk söylediğimiz Ocak 2016’dan çok daha elzem, çok daha yakıcı.
"Hepimizi kavuran bu ateşin içine intikam çığlıklarıyla değil barış ve yaşam sözünü büyüterek çıkabiliriz.
"Bir kez daha haykırıyoruz; biz dörtten fazlayız. Barış talebimizde ısrarcıyız. " (BK)