Sağlık Bakanlığı, hastaların yanlış veya eksik tedavi nedeniyle yapacağı maddi ve manevi tazminat başvurularının uzlaşma yoluyla çözümünü öngören yönetmeliği hayata geçiriyor.
14 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlanan yeni yönetmeliğe göre, mağdur olan hasta şikayetçi olduğu sağlık çalışanıyla uzlaşma masasına oturacak.
Konuyla ilgili olarak görüşlerini aldığımız Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan, Sağlık Bakanlığı'nın "yasa ve yönetmeliklerle bütün yükü hekimlerin ve sağlık çalışanlarının üstüne yıkarak sıyrılmaya çalıştığını" söyledi.
Sorumlu belli
Yönetmeliğin geçen yıl kasım ayında çıkarılan, Sağlık Bakanlığı'nın teşkilat yasasını değiştiren 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'deki hükümlere dayandırıldığını belirten İlhan, yönetmelikle, sağlık çalışanıyla mağdur olduğunu iddia eden kişinin ve sigorta şirketinin karşı karşıya getirildiğini ifade etti.
"Oysa uygulanan bir tedavide sağlık çalışanı sorumlu olmayabilir, çoğu zaman bir teknik yetersizlik, hastaneden kaynaklı bir sebep ya da oradaki aşırı iş yükü de bu durumdan sorumlu olabiliyor.
"Sağlık Bakanlığı hem getirdiği uygulamalarla Türkiye sağlık ortamını bir kaosa sürüklüyor, hata yapmaya müsait hele getiriyor, hem de bu işler beni ilgilendirmez, siz sağlık çalışanıyla bu işi çözün, demiş oluyor."
Ağır iş yükü
İlhan sağlık alanındaki yapıdan söz ederken hastanelerde hekimlerin ağır iş yüküyle mücadele ettiklerini de hatırlattı.
"Türkiye'de kimi hastanelerde hekimler seksen, yüz hasta bakabiliyorlar. Bir asistan hekimin önüne bakması için 120 hasta konuyor, daha sonra da bu asistan hekim hata yaptı diye hasta ve yakınlarıyla, sigorta şirketiyle başbaşa bırakılıyor. İşin özü bu. Böyle bir şey olabilir mi?
"Şimdiye kadar verilmiş birçok yargı kararı var ki, bizzat sağlık çalışanı değil, hastanenin ya da Sağlık Bakanlığı'nın sorumlu olduğunu ortaya koyuyor. Bakanlık yasalarla, yönetmeliklerle bütün yükü hekimlerin ve sağlık çalışanlarının üstüne yıkarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor."
Yetersiz sigorta
Hekimlere zorunlu mesleki sorumluluk sigortası getirildiğini anlatan İlhan'a göre bu yeterli değil. "Hekimler şimdi sigorta kapsamındalar, ama diğer sağlık çalışanları değiller. Mesela bir teknisyen ya da hemşire suçlanırsa sigorta şirketi de yok, kendisini şikayet eden kişiyle başbaşa kalmış olacak."
İlhan'ın anlattıklarında dikkat çeken bir nokta da hekimlerin sözkonusu sigortalarının primlerinin önemli bir kısmını kendilerinin ödemesi. İlhan'ın ifadesiyle, "özel hastanede çalışıyorsa cepten, kamu hastanesinde çalışıyorsa yarısı cepten yarısı hastanenin döner sermayesinden ödeniyor sigorta primleri."
Ayrıca sigortanın sınırlı bir kapsamı var. Daha doğru bir ifadeyle, sigorta bir miktara kadar ödemekle yükümlü. Oysa İlhan'ın verdiği bilgilere göre açılan tazminat davaları çoğu zaman bu sınırın üzerinde oluyor.
"O zaman da hekime sen bunu tamamlamak için ayrıca bir sigorta daha yaptır, deniyor. Dolayısıyla hekimler sigorta şirketlerine kapsama limitini genişleten tamamlayıcı sigortalar yaptırmak zorunda kalıyor."
Sigorta şirketinin refleksi
TTB Genel Sekreteri bir mağduriyet halinde mağdurun haklarının tazmin edilmesinin önemini ve fakat bunun kamusal fonlar üzerinden yapılmasının gerekliliğini vurguluyor.
"Sigorta şirketleri kimi zaman tazminatı ödemekten imtina edebilir, kapsamın dışında olduğunu iddia edebilir, sonuçta hekimle sigorta şirketi karşı karşıya kalabilir. Onlar kâr amacı güden şirketler, mümkün olduğunca kendilerini dışarıda tutmaya çalışacaklardır. Bunların hepsi önemli handikaplar.
"Üniversite hastanelerinde ya da özel hastanelerde yapılan işlemlerde hastaneler sıyrılıyor. Yük hekimin sırtına atılıyor. Bakanlık hem kendini hem de üniversiteleri ve özel sağlık kuruluşları sahiplerini süreçten kurtarmış oluyor."
Yönetmelik ne diyor?
Yeni yönetmeliğe göre, uzlaşma masasında zarara uğrayan ve zarara neden olan taraflar ve eğer varsa, mesleki mali sorumluluk sigortasını yapan sigorta şirketinin temsilcisi bulunacak.
Yönetmelikte taraflara anlaşma için verilen süre 90 gün, ancak bu süre, bilirkişi görüşünün alınmadığı durumlarda her iki tarafın onayıyla altı aya kadar uzatılabilecek.
TTB yönetmeliğe yasal dayanak oluşturan kararnameyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne dava açmış durumda. Mahkemeden bir iptal kararı gelirse yönetmelik de dayanaksız kalmış olacak. (YY)