Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Kars’ta düzenlenen 24. Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması’nda konuşan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, sosyal medya ile ilgili herhangi bir yasağın söz konusu olmadığını söyledi ve “Bunu alt yapı ile yakaladık, yasakçı kafada olsaydık buna önem vermezdik.” dedi.
Kars Toprak Otel’de düzenlenen ve çok sayıda yerel medya mensubu ile Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna ve İran’dan da gazetecilerin katıldığı 24. Yerel ve Bölgesel Medya Buluşması’nda açılış konuşması yapan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gezi Parkı olayları kapsamında, sosyal medyadan olayları destekleyen kullanıcılılara dair yasal işlem yapılacağı şeklinde haberleri eleştirdi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti olarak, 10 yıllık iktidarları süresince, ülke genelinde 3G geniş bant kullanımını yaygınlaştırma çalışmalarında bulunduklarını ve bugünkü durumda Türkiye’de 3G kullanımını Avrupa düzeyine getirdiklerini vurgulayan Yıldırım, “Karışmış olsaydık 10 yılda geniş bant 3G ile dünya çapında bir düzenlemede bulunmazdık. Biz 10 yılda iletişimi Avrupa düzeyine getirdik. Bu imkanları Türkiye’ye biz sağladık. Olaylara böylesine geniş bakan bir hükümeti, sosyal medyayı kısıtlıyor diye itham etmek en hafifinden iftiradır.” dedi.
Gezi Parkı’nda medya sınavı geçemedi
Gezi Parkı eylemlerinde medyanın pek de başarılı bir sınav vermediğine değinen Yıldırım, “Bu süreçte sosyal medya kısıtlanacak mı, özgürlükler ellerinden alınacak mı söylentileri oldu. Bundan bir yıl kadar önce bazı sosyal medya kuruluşları ile hukuki sorunlar yaşamıştık, o zaman da söyledim, sosyal medya yasaklanamaz bu bir özgürlük alanıdır. Yasaklanması bu mecranın tabiatına uygun değildir. Bütün bunları açıklıkla ifade etmemize rağmen sosyal medyayı yasaklayacağımız konuşuldu. Sosyal medya sorumsuz medya değil, bunu da herkesin bilmesi lazım. Sanal ortamda bir suç varsa, bu gerçek hayatta da suçtur. Türkiye, Avrupa Konseyi Siber Suçlar sözleşmesini 47 ülke ile birlikte tanıyan bir ülkedir. Bu, sanal medyada işlenen suçların cezalarını öngören tek ve belirli uluslararası sözleşmedir” diye konuştu.
Devletin vatandaşın huzur ve güvenliğini sağlamakla görevli olduğunu belirten ve “Kimse istismara kalkışmasın, kimsenin ne iş yaptığı ne tür faaliyetler gösterdiğine karışmayız” diyen Yıldırım, çözümün yasakta olmadığını, medyanın hangi tür medya olursa olsun etik değerlerine sahip çıkması gerektiğini ifade etti.
Doğru kullanılırsa ilaç, kullanılmazsa zehir
Sosyal medyanın artık ana-akım medya karşısında ciddi bir rakip olduğunun altı çizen Yıldırım, internetin doğru kullanıldığında ilaç olacağını, kullanılmadığında ise zehre dönüşeceğini söyledi.
Yıldırım, “Örneklerini hep beraber yaşıyoruz. Dün sosyal paylaşım sitesinden bizimle polemiğe girdiler. Eğer bu paylaşımları bu ülkenin faydasına yapıyorsanız, kuralların var olması lazım. Hem burada faaliyet göstereceksiniz hem de külliyeti Türk milletinin sırtından çıkarırken vergi dairesine selam vermeyeceksiniz. Özgürlük ayrı, çalıştığı ülkenin hukukuna tabi faaliyet göstermek ayrı” ifadelerini kullandı.
“76 milyon Osmanlı tokadını çarpar”
Yıldırım, Gezi Parkı olaylarının ardından hükümet yetkilileri tarafından yapılan, “dış mihraklar” açıklamasına dair de şunları söyledi:
“Dünyada kimseye hesap vermiyorlarmış. Bu, kocaman bir martaval. Bal gibi de hesap veriyorlar. Bir suç işlenince bu suçun kaynağının yargı aşamasına taşınması, yargı aşamasında erişilmesi lazım. Bu, bütün dünya ülkelerinde yapılıyor, kimse milleti yanıltmasın.
“Özgürlük ve interneti sonuna kadar kullanmaya evet ama kaos, karmaşa, şiddetin aracı olarak kullanmaya asla geçiş yok. Onun için, milyonlarca kullanıcıyı yanlarında hisseder gibi afra tafra yapmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımayanı, Türkiye Cumhuriyeti de tanımaz. Eğer tanımazlarsa 76 milyon da bunlara Osmanlı tokadını çarpar.”
Sosyal medya kaos ortamı olmamalı
Bu sözleri ile salonda alkış alan Yıldırım, “Kimse bu ülkenin itibarıyla, gururuyla, onuruyla oynayamaz. Kurtuluş Savaşı’nda da bunu yaptılar ama hepsi dersini aldı. Bu, Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olma mücadelesi. Çevre hassasiyeti başımız, gözümüz üstüne. Ama bu mecranın kullanımı ülkeyi kaosa sürüklememeli. İktidarı sandıkta değil de sokakta aramak hiçbir hukuk devletinin ilkesine uymaz. Sosyal medya patronları bu alanın açık şehir meydanı olduğunu ifade ediyor. Eyvallah ama bu açık şehir meydanı asla kaos meydanı, anarşi meydanı olamaz. Bu alan muhabbetin, dostlukların geliştiği bir alandır ve böle kalmalıdır” şeklinde konuştu.
Son istatistiklere göre sosyal medya kullanımının gün geçtikçe yaygınlaştığını belirten Yıldırım, hükümet olarak iş yoğunluğundan gençleri algılayamadıklarına dair özeleştirisinde, “Gençlerin heyecanını, duygularını anlıyoruz, her gencin Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş Türkiye seviyesini yakalamayı hedeflediğini biliyoruz. Bu konuda bize yardım edin, tökezlemek için değil, başkalarının oyununa gelmeden kendi özgüvenimizle daha iyilerini yapabiliriz. Bizler kendimizi işlerimize kaptırdık, bu iş yoğunluğunda sosyal olayları takip edemediğimizi öğretti bu olaylar bize. Hizmet yapmak yetmiyor, gençlerin düşüncelerinin en iyi şekilde algılanması için buna göre politikalar takip etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yıldırım son olarak, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) yayınladığı verilere göre Türkiye nüfusunun yüzde 17’sini oluşturan, 15-24 yaş arası 2 milyon 600 bin gence dair şu bilgileri verdi:
“Gençler arasında internet kullanımı yüzde 68. Gençlerin yaşadığı hanelerin yüzde 72’sinde bilgisayar kullanılıyor. Bunların yüzde 45’i masaüstü, yüzde 40’ı dizüstü, yüzde 26’sı da akıllı telefon ile internet bağlantısı yapıyor.
“Gençler günde 6 saatini internet başında geçiriyor. Yüzde 8.5’i sabah kalkınca ilk iş olarak internete giriyor, yüzde 5’i yataktan kalkmadan, yüzde 29’u da evden çıkmadan internette sörf yapıyor. Yüzde 57’sinin düzenli internet erişimi var. Kırsal kesimde her 5 gençten 2’sinin düzenli internet erişimi var.
“Düzenli internet kullanımın yüzde 80’i rekor rakamla İzmir’de, en az yüzde 16’lık kullanım ise Van’da gençlerin günlük 330 dakikası bilgisayar başında, bunun 220 dakikası internet başında; 13-17 yaş arası gençlerde 222, 1824 yaş arası gençler 210, 25-29 yaş arası gençler 192 dakika internet başında vakit geçiriyor.
“Bunların yüzde 61’i iş bulma ve e-ticaret için internet kullanırken, yüzde 47’si internet hayatımın vazgeçilmezi diyor. Gençler sosyal ağlarda günlük 53 dakika vakit geçiriyor, bunun yüzde 43’ü oyun, yüzde 28’i, müzik ve film. Aynı zamanda gençler günlük 18 dakikalarını e-posta kullanımı için harcıyor.” (SK/EKN)