İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi, dört ayrı alanda ayrımcılık uygulamalarını inceledi ve raporlaştırdı. Bugün ön sunumu yapılan raporlar önümüzdeki hafta İnsan Hakları Derneği (İHD) web sitesi üzerinden kamuoyuyla paylaşılacak.
Ocak-Haziran 2010 dönemini kapsayan raporlar, Global Dialog'un katkısıyla yürütülen ''Belgeleme ve Raporlama Yoluyla Türkiye'de Ayrımcılıkla Mücadele Projesi'' çerçevesinde gerçekleşti.
Raporların başlıkları: Türkiye'de Din veya İnanç Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi, Türkiye'de Irk veya Etnik Köken Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi, Türkiye'de Engellilik Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi, Türkiye'de Cinsel Yönelim veya Cinsiyet Kimliği Temelinde Ayrımcılığın İzlenmesi.
Her dört alanda yapılan izleme çalışmalarının ortak sorunu hak ihlaline uğrayanların kendilerini açık etmekten çekinmesi, ayrımcılığın normalleştirilmesi ve dolayısıyla resmi makamlara yapılan başvuruların düşüklüğü.
Araştırmacılar, gerçek rakamların raporlarda yer alandan fazla olduğunu vurguluyor. Farklı hak gruplarına, sendikalara ve STK'lere de diyalog içerisinde olma çağrısı yapıyor.
Bilgi edinme başvurularına cevap verilmemesi, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yurttaşların etnik kimliklerine göre veri sunmaması diğer engeller arasında.
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Irk ve Etnik Temelli Her Türlü Ayrımcılığı Önleme Komitesi'nde taraf olduğuna vurgu yapılırken, Türkiye'nin 2009 yılında komiteye sunduğu raporda yer alan, Türkiye'de hiçbir etnik ayrımcılığın olmadığına dair ibareye de değinildi. (HÇ/EÜ)