Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 988. hafta buluşması bugün Galatasaray Meydanı'nda yapıldı. Bu haftaki eylemde, 30 yıl önce kaybedilen Cüneyt Aydınlar’a dikkat çekildi.
Polis bariyerleri ile kapatılan Galatasaray Meydanı’ndan Cumartesi Anneleri/İnsanları şöyle seslendi:
“Kaç yıl geçerse geçsin Cüneyt Aydınlar için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Haftanın basın açıklamasını okuyan insan hakları savunucusu Cumartesi Annesi/ İnsanı Sebla Arcan, içişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya seslendi, şöyle dedi:
“İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya sesleniyoruz: Galatasaray yasağına yönelik attığınız olumlu adımın devamını getirin; Galatasaray’daki sınırlamaları kaldırın. Anayasa Mahkemesi kararının tam olarak uygulanmasını sağlama görevinizi yerine getirin.”
“30 yıl oldu bilmeye hakkım var”
Cumartesi Anneleri/ İnsanları bu haftaki eylemde, 30 yıl önce kaybedilen Cüneyt Aydınlar’ın dosyasına dikkat çekti. Eylemde konuşan Aydınlar'ın annesi Menekşe Aydınlar, "Bulunmasını istiyorum. Görmek istiyorum. 30 yıldır bekliyorum" dedi.
“14 kişi mahkemeye sevk edildi Cüneyt yoktu”
Açıklamanın tamamı şöyle:
988. haftamızda Menekşe Aydınlar’ın “30 yıl oldu. Bilmeye hakkım var; oğluma, gözbebeğime ne oldu?” sorusunu devleti yönetenlere ve adli makamlara birlikte soruyoruz. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi olan Cüneyt Aydınlar, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy’deki Ömür durağında polisler tarafından gözaltına alındı. Gayrettepe Siyasi Şube’ye götürüldü.
Burada 7 gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra, 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı. Ancak aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 14 kişi mahkemeye sevk edildiklerinde aralarında Cüneyt yoktu.
Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir açıklama yaparak, 2 Mart 1994 tarihine kadar Cüneyt Aydınlar ile birlikte gözaltında tutulduklarını söylediler.
İstanbul Emniyeti, Cüneyt’i soran ailesine ve İnsan Hakları Derneği avukatlarına “28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermeye götürdük, elimizden kaçıp kayıplara karıştı” cevabını verdi. Cüneyt’ten bir daha haber alınamadı.
Ailenin başvurduğu tüm yetkili merciler, elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakta duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabileceğini sorgulamadan polisin firar senaryosunu esas aldı.
Savcılar olayı soruşturmak yerine, Cüneyt hakkında firar ettiği iddiasıyla yakalama kararı çıkardı. Hakimler Cüneyt’i kaybeden polislerin ifadelerini esas alarak haklarında beraat kararı verdi. Cüneyt Aydınlar dosyası evrensel hukuka aykırı olarak, zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı.
Gözaltına alınan kişiler devletin koruması altındadır ve yetkililer bu kişileri korumakla sorumludur. Gözaltına alındıktan sonra akıbeti belli olmayan, aradan geçen 30 yıla rağmen kendisinden haber alınamayan Cüneyt Aydınlar’ın yaşamından devletin sorumlu olduğu açıktır.
Gözaltında kaybedilişinin 30. yılında, Cüneyt Aydınlar dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma-kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırması talebimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin Cüneyt Aydınlar için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.
(EMK)