Geçtiğimiz ay bir tekne Christmas Adası yakınlarında battığında yaklaşık 90 göçmen hayatını kaybederken, birkaç gün önce aynı yerde bir bot daha battı ancak bu teknenin 130 yolcusu Avustralya tarafından kurtarılabildi.
Bu yıl dört binden fazla insan Avustralya'ya sığınırken, bir çoğu da Avustralya'ya gelmeden Christmas Adası'na yakın bir yerde teknesinin batması sonucu kızgın suların avı haline geliyor.
Avustralya muhalefet partisi lideri Tony Abbott, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir çıkışla tepkileri üzerine çekti. Abbott, Avustralya'ya gelmeye çalışan göçmenler için "Hristiyanlık dışı" tanımını kullandı.
"Arka kapıdan girmek saygısızca"
İktidardaki İşçi Partisi ve muhafazakar muhalefet mültecilerin ülkelerini terk etmek için haklı gerekçelerinin olup olmadığını düşünmeksizin bu insanların Avustralya'da kalmasından değil komşu ülkeler gönderilmesinden yana tavır alıyor.
İktidar ''Malezya çözümü" denilen botlarla gelen sığınmacıların kurulacak gözetim merkezlerinde tutulması fikri üzerinde dururken muhalefet mültecilerin Nauru adlı Pasifik adasına gönderilmesini istiyor. Avustralya eğer mültecilerin başka bir ülkeye gönderilmesi yasalaştırılabilirse ölüm riskini alarak denizden Avustralya'ya gelmeye çalışanların sayısının azalacağına inanıyor. [1]
Muhalefetteki Tony Abbott, bulundukları ülkelerdeki hak ihlalleri nedeniyle ülkelerini terk ederek Avustralya'ya sığınmak isteyen göçmenler için "Ön kapıdan girmek varken arka kapıyı kullanmak Hristiyanlık dışı bir davranış ve vize bekleyen sıradaki insanların haklarına saygısızlıktır" şeklinde konuştu.
Hristiyan doktrini: Yabancıyı koru
Avustralya'nın tanınmış gazetecilerinden avukat Julian Burnside, abc.net.au sitesinde Abbott'un sözleriyle ilgili bir yazı yayınlayarak, hayat ve gelecek peşinde koşmanın sırada beklemekten daha önemli olduğunu vurgulayarak, bir çok politikacının düşündüğünün aksine Hristiyan doktrininin bir yabancıyı karşılayarak onu korumak gerektiğini söylediğini belirtti.
Burnside ayrıca yazısında Abbott'a empati kurmasını önerdi;
"Yalnızca bir dakikalığına düşünün; Afganistan yaşayan bir Hazara'sınız. Taliban'dan kaçtınız ve eğer yakalanırsanız tutuklanabileceğiniz Endonezya'ya geldiniz; çalışamazsınız ya da çocuklarınızı okula gönderemezsiniz. Başka bir ülkenin size yerleşme izni verebilmesi için on yıl ile yirmi yıl arasında beklemek zorundasınız. Fakat bir botla güvenli Avustralya'ya gitme şansını elde ettiniz. O bota binmez miydiniz?" (MAF)
[1] http://www.bbc.co.uk/turkce/izlenim/2012/07/120710_australian_refugees.shtml