Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın avukatları, müvekkillerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) 16’ncı Büyük Daire’de 18 Eylül günü görülecek duruşma öncesi basın toplantısı düzenledi.
TIKLAYIN - Demirtaş'ın Avukatları AİHM Büyük Daire'deki Duruşmaya Hazırlanıyor
Taksim Hill Otel’de yapılan toplantıya, HDP milletvekilleri Garo Paylan, Ahmet Şık, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı Demirtaş'ın avukatlarından Benan Molu yaptı.
Anayasa Mahkemesi’nin 21 Aralık 2017 tarihinde Demirtaş’ın tutuklanmasında “herhangi bir hak ihlali bulmadığı” yönünde karar aldığını hatırlatan Molu, şöyle dedi:
“AİHM’in ise 20 Kasım 2018 tarihinde verdiği karar ile 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunun devamı için Anayasa Mahkemesi de dahil olmak üzere, sulh ceza ve ağır ceza mahkemeleri tarafından yeterli hiçbir gerekçe sunulamadığı için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) kişi özgürlüğü ve güvenliğini güvence altına alan 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine; özellikle referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, sadece bir milletvekili ve muhalif bir partinin eş genel başkanı olarak kendisinin değil, aynı zamanda temsil ettiği seçmenlerin de durumunu dikkate alarak tutukluluğu nedeniyle TBMM faaliyetlerine katılmasının imkansız hale gelmesi nedeniyle Sözleşme’ye Ek 1 Numaralı Protokol’ün 3. maddesinde güvence altına alınan ‘Serbest Seçim Hakkı’nın ihlal edildiği kararı verdi."
"AİHM ilk kez böyle bir karar verdi"
AHİM'in aldığı Demirtaş kararında Türkiye’deki genel siyasi durumu dikkate alarak başvurucunun siyasi sebeplerle tutuklandığı, tutuklanmasının ardında yatan nedenin ve hakkındaki hak sınırlandırmalarının birincil amacının çoğulculuğu boğmak ve siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlamak olduğunu belirttiğini de kaydeden Molu, "Mahkeme sadece Demirtaş’ın bireysel hak ve özgürlüklerinin değil, tüm demokratik sistemin hedef alındığı sonucuna ulaşarak Sözleşme’nin 18. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi" dedi.
Verilen kararın Demirtaş açısından önemli sonuçlar doğurduğu gibi mahkeme içtihadı bakımından da oldukça önemli yenilikler getirdiğini söyleyen Av. Molu, şunları kaydetti:
“Mahkeme ilk kez parlamento faaliyetleri nedeniyle tutuklanan bir kişinin ‘Seçme ve Seçilme Hakkı’nın ihlal edildiğine karar vermiş oldu. İlk kez Sözleşme’nin 18. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi."
Demirtaş'ın tahliyesinden sonra yaptıkları mahsupluk başvurusu hakkında da bilgi veren Molu, “Demirtaş’ın cezası 5 Mayıs 2019 tarihi itibarıyla bir yılın altına düştüğünden, hem son dönem Yargıtay kararları hem de Ceza İnfaz Kanunu’nun açık hükümleri uyarınca denetimli serbestlik kapsamında bir saniye dahi bekletilmeden tahliye edilmesi gerekmektedir" dedi.
"Tahliye bir an önce sağlanmalı"
Molu son olarak şöyle dedi:
“Demirtaş'ın tahliye edilmesi sürekli soruşturma, yargılanma ve yeni hapis cezalarıyla cezalandırılma tehdidi altında olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir. Tahliye kararının uygulanması kapsamında mahsup işlemi ve denetimli serbestlik kurumu bir hukuki veya siyasi lütuf değil, en temel haktır. Demirtaş’ın da kanunların açık hükümleri uyarınca tahliyesinin bir an önce sağlanması gerekmektedir."
Ne olmuştu? Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana davanın 2 Eylül'deki duruşmasında Demirtaş'ın tahliyesine hükmedilmişti. Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Demirtaş tahliye kararının ardından, "Hükümlü olduğum için şimdilik cezaevindeyim. Adil yargılanma için hayırlısı olsun" demişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise tahliye kararına itiraz etti. Üst mahkeme itirazı reddetti ve tahliye kararı kesinleşti. Demirtaş, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı ana davada tahliye edildi ancak İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 4 Aralık 2018'de onanmıştı, şu anda Edirne F Tipi Cezaevinde hükümlü olarak bulunuyor. |