İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile Baro Yönetim Kurulu üyeleri hakkında düzenlenen iddianamenin kabulünün ardından bugün ilk duruşma tarihi açıklandı. İlk duruşma 17 Mayıs'ta Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde.
Avukatların, Türk Ceza Kanunu'nun 277. maddesi uyarınca, "yargı görevini etkilemeye teşebbüsten" 2 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Davada Kocasakal'ın yanı sıra yönetim kurulundan Hasan Kılıç, Mehmet Durakoğlu, Başar Yatlı, Turgay Demirci, Hüseyin Özbek, Ayşe Füsun Dikmenli, Ufuk Özkap, İsmail Altay ve Aydeniz Alisbah Tuksan yargılanıyor.
Baro Başkanı Kocasakal, bugün yaptığı basın toplantısında baronun olağanüstü genel kurul kararı aldığını açıkladı.
"Adil yargılama" talep etmişti
Kocasakal, Balyoz davasının 26 Mart 2012'de görülen duruşmasında söz isteyen müdafi avukatlara mahkemenin söz vermemesini eleştirerek, savunma hakkının kısıtlandığını, adil yargılanma hakkının zedelendiğini söylemişti.
Kocasakal ve baro yönetimi, bir sonraki duruşmada mahkemenin uygulamalarına itiraz etti. İddianameye göre, Ümit Kocasakal'ın şu sözleri delil olarak gösterildi:
"Sayın mahkemenin bir önceki celsede söz isteyen meslektaşlarımıza söz vermemesi, söz almada ısrar etmelerini duruşma düzenini bozmak şeklinde nitelemesini ihlal ve saldırı olarak tanımlıyoruz ve uygulamadan vazgeçilmesini talep ediyoruz. Müdafilerin delil ikamesi ve bunların tartışılması hususunda hiçbir sınırlamaya tabi tutulmamasını talep ediyoruz."
Kocasakal, adil bir yargılama talep ederek, savunma hakkını kısıtlayan uygulamalardan vazgeçilmesini istemişti.
Savcı Fazıl Balta, Kocasakal'ın bu konuşmasıyla "mahkemeye talimat verir şeklinde tavırlar sergilediğini" ileri sürdü. Bu savına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) "adil yargılanma hakkını" düzenleyen 6. maddesini gösterdi.
Baro olağanüstü genel kurula gidiyor
Kocasakal, bugünkü açıklamasında, 12 Eylül darbesinden sonra haklarında ceza davası açılan baro başkanı ve baro yönetimi olduğunu belirterek, olağanüstü genel kurul kararını açıkladı:
"Balyoz davasında savunma hiçe sayıldı. Meslektaşlarımıza söz hakkı verilmedi. Meslektaşlarımız onlarca celselerden men edildi. Deliller tartışılmadı. Meslektaşlarımız da bu şartlarda görev yapamayacaklarını belirterek görev bıraktı."
"Baro olarak Avukatlık Kanunu'nun 95. ve 97. maddelerinden aldığımız hak ve yetkiyi kullanarak, meslektaşlarımıza yapılan saldırı karşısında 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gidip açıklamalarda bulunduk. İşte suçlandığımız mesele budur."
"İstanbul Barosu Yönetim Kurulu, bu gündemle sınırlı olmak ve bu konuları görüşmek, bu saldırılara karşı hareket tarzını belirlemek üzere en üst organı olan İstanbul Barosu Genel Kurulu'nu Olağanüstü Toplantıya çağırma, bu toplantıya Türkiye Barolar Birliği Başkanı, yönetim kurulu ve tüm organlarını, tüm baro başkanlarını, ülkedeki tüm avukatları hukuk fakültesi dekan ve öğretim üyelerini ulusal ve uluslararası hukuk kurumlarını da davet etme kararı almıştır." (AS)